Halep Bombardımanı ve IŞİD Operasyonuna Etkisi

Halep Bombardımanı ve IŞİD Operasyonuna Etkisi

Rejim ve muhalifler arasındaki ateşkes anlaşmasının bozulması, PYD üzerinden yürüyen Rakka operasyonunu nasıl etkileyecek?

Devam eden Cenevre barış müzakerelerine rağmen Suriye’de savaşan her grup Halep bölgesindeki büyük, kapsamlı savaşa hazırlanıyor. Şehrin stratejik önemine ek olarak IŞİD’in kontrolü altında tuttuğu bölgelerin Halep’le Fırat nehri arasında artan bir şekilde eksen noktasına dönüşmesi; IŞİD’in doğudaki sığınaklarına dikkat kesilmemeyi beraberinde getiriyor. Bu nedenle Amerikalı lider Barack Obama’nın IŞİD’i, başkenti Rakka’dan ihraç etme hedefi erteleneceğe benziyor.

Devam Eden Kuşatma

Rusya ve İran tarafından desteklenen Suriye Ordusu, Halep şehrinde muhalif güçlerin denetiminde tuttuğu bölgeleri kuşatmak için geçici ateşkes anlaşmasına 27 Şubat’ta son verdi. Bu sıralarda Suriye Ordusu, Demokratik Birlik Partisi (PYD)’ye bağlı Kürt milisleriyle yardımlaşarak sınır bölge Azez’e giden yolu bilfiil kesti. Bu hamle Türkiye’yi, Azez şehrini ve Babu’s Selam sınır kapısını ele geçirmeye çalışan Kürt milislerini bundan alıkoymak için ateş açarak cevap vermeye itti. Suriye Ordusu, El Kaide’nin Suriye kolu Nusret Cephesi ile Halep’in güneyinde ve IŞİD ile doğusunda giriştiği çatışmalarda ilerleme kaydederek Kuveyris Askeri Havaalanı çevresine genişledi.

Bu arada IŞİD’in bölgesinin kuzeydoğu tarafında PYD kuvvetleri, Aralık ayında Teşrin Barajı’nı ele geçirdi ve Fırat Nehri’nin karşısına geçti. Ancak Menbec kentini ele geçirip daha fazla baskı kurmak için fırsat yakalayamadı. IŞİD’e karşı savaşan Demokratik Birlik Partisi (PYD)’nin baş müttefiki ABD’nin, bu kabilden yapılacak hiçbir saldırıyı kabul etmediği açıktır. Nitekim bu türden saldırılar, Fırat Nehri’nin batısına ilerleme noktasında birçok defa Kürtleri uyaran Türkiye’nin, öfkesine neden olacaktır.

Bugün ise Esed rejiminin Halep’teki stratejisinin, Kürtlerin ve Arap muhaliflerin kontrolündeki ve İdlip’te muhaliflerin sığınaklarına ve Kastillo yolunun karşısında Türkiye’den uzanan ikmal hattına bağlanan doğu mıntıkalarını tecrit etmek için şehrin etrafında çift kemer oluşturmaya dikkat kesildiği görülmektedir. Söz konusu kemerden derin bir parça oluşturmak için şehrin kuzeyine yayılan Suriye Ordusu, 14 Nisan’da Melah beldesini ele geçirme kapsamında Şeyh Maksut semtinde Kürtlerin denetimi sağladığı mıntıkaya doğru yaklaşık 1 km ilerledi. Yakın zamanda güneye doğru daha fazla ilerlemek için hazırlanıyor. Harici/Dış kemere nispetle son gelişme ve hareketler, Zehra ve Han Asal bölgeleri arasındaki şehrin batı bölgesine, Suriye Ordusu’nun en kapsamlı operasyonu gerçekleştirmek için hazırlıklarını tamamladığına işaret ediyor. Öyle ki bu operasyon, Halep’teki bütün muhalif grupları kuşatmayı tamamlamasını gerekli kılmaktadır. Sonuç olarak; siyasi ittifakın kaybolması ekseninde Suriye Ordusu, benzer bir yolla İdlip muhafazasını tamamıyla tecrit etmeye çabalayacağı görülmektedir.

halep

Halep'te son durum haritası (Kırmızı: Rejim, Sarı: PYD, Yeşil: Muhalifler)

Suriye rejiminin son zamanlarda aldığı kararlar ve attığı adımlar, muhaliflerle mücadeleyi içeren, çevre devletlerden muhaliflere uzanan ikmal yollarını kesmeyi ve muhalifler ile sivilleri ayırmayı barındıran en kapsamlı stratejisi ile uyum içinde olduğu izlenmektedir. Bu nedenle Beşşar Esed, ateşkese götüren ve barışı inşa etmesi hedeflenen müzakerelerin ortasında kötü taktiklere dayanan karşı koymalarını sürdürüyor. Halep’in doğusunda dinamit yüklü varil bombaları atmaya başladığı gibi saldırıları, Maretun Numan ve Kefr Nubul bölgelerinde çarşı pazarı bombalamaya ulaştı. Esed rejimi, biraz vakit elde etmek için Cenevre görüşmelerinden faydalanıyor. Belki de yönetimi elinde tutup tehdit oluşturduğu bir anda veya askeri stratejisini değiştirmeye niyeti olmadığı herhangi bir halde Rusya’ya muvafakat ederek görüşmelerden elini çekecektir.

Menbec-Azez Geçişine Nispetle Sonraki Adım Ne?

Şimdiye kadar ABD’nin IŞİD karşıtı operasyonlarının neredeyse tamamı Kürtlere dayanıyordu. Ancak bu yöntem askeri olarak IŞİD’i hezimete uğratmak için yeterli değildi. Aynı şekilde bu durum siyasi bir problem doğuruyordu; çünkü PYD, güneyden Rakka’ya düzenlenecek herhangi bir saldırının desteklenmesinden önce Menbec’i ele geçirmeyi istiyordu. Öte yandan Menbec, Türkiye sınırında Kürtlerin iki hattını birleştiren ana planı oluşturuyordu. Kürtler daha önce, Washington bu hedeflerini gerçekleştirmede onları desteklemediği takdirde başkalarına sığınacaklarını ispatlamış kişilerdir. Ocak ve Şubat aylarında Arap muhaliflerin kontrolünde olan bazı köyleri ele geçirmesi için PYD’ye hava desteğiyle yardımcı olmuştur. İster IŞİD’e olsun ister diğer muhaliflere karşı olsun Afrin’in batısı ile Menbec arasında bu koordinasyonun tekrarlanması pekâlâ mümkündür.

Menbec [Manbij] çevresinde son durum haritası ( Sarı: PYD, Siyah: IŞİD)

Bununla beraber Türkiye, daha öncede açıkladığı gibi bu senaryoya engel olmada kararlı olduğunu ispatlamıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 2 ay önce Azez’i koruma altına almak için PYD pozisyonlarını bombalamıştı. Washington ve Şam yetkililerinin açıklamasına göre, binlerce savaşçı Türkiye topraklarını kullanarak İdlip’ten Azez’e geçti. Böylece muhaliflerin geçişlerinin yıkıma uğraması bu adımla engellendi. Sonrasında bu savaşçılar Azez’in doğusunda IŞİD’e karşı savaştı. PYD kuvvetleri ile Suriye Ordusu’nun kendilerine has saldırılara başlamadan önce çatışma sahasını kontrole almak için Erdoğan’ın takip ettiği yöntem işte tam da budur. Aslında bununla Washington’a şu gösterilmek isteniyordu; Türkiye tarafından desteklenen muhalifler, PYD milisleri daha fazla ilerleme kaydetmeden de IŞİD’i hezimete uğratabilir.

Bu stratejinin birbirinden farklı neticeleri bulunmaktadır. Şayet nakledilen Arap muhalifler sınırlı bölgesel kazanımlardan başka bir şey gerçekleştirmemiş olsaydı ve IŞİD bu toprakların yarısını hızlı bir şekilde tekrar geri alsaydı Türkiye sınırına 30 bin mülteci daha yığılacaktı. Düşmanın ilerlemesini engellemede genel çıkarlarına ek olarak, IŞİD batı cephesi yakınlarında yer alan Dabık şehrini korumada özel bir ilgi göstermektedir. Cihaçıların inancına göre, Dabık şehri, İslami kuvvetler ile İslam düşmanı kuvvetlerinin kıyamet gününde savaşacağı bölgedir. IŞİD, bu sorumluluk savaşına katılmaya kendisini hazırlamıştır.

Türkiye ile IŞİD arasındaki uzaklaşma şu an için nihai olarak görünmektedir. Türkiye topraklarının karşısında destek alan IŞİD, daha önce Suriye rejimine karşı gösterdiği çabalardan dolayı Erdoğan tarafından göz yumuluyordu. Ancak IŞİD’in son zamanlarda Türkiye’de düzenlediği bazı terör saldırıları nedeniyle kalmasını hoş gören bütün imkanlara sınır koydu. Aynı şekilde Erdoğan’ın Suriye’deki Kürt meselesinde Obama’yı etkilemenin en iyi yolunun, IŞİD’e karşı ABD’nin mücadelesinin desteklenmesi olduğunu anladığı söylenebilir. Türkiye siyasetiyle yakından ilgilenen uzmanlardan birinin özel açıklamasına göre, 31 Mart’ta Washington’da bir araya gelindiğinde Obama, Erdoğan’dan Kürtlerin Menbec’i ele geçirmesine karşı çıkmamasını talep etti.  Ancak Türk lider bunu reddetti. Erdoğan, PYD saflarında savaşan Arap aşiretlerin PYD’den ayrılmasını talep etti ve Menbec’i bizzat kontrolü altında tutmayı dayattı. Bu Arap aşiretlerin bunu yerine getirmeye askeri güç olarak yeterli olmadığı gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra Menbec Rakka’nın aksine, büyük Kürt azınlıkların vatanıdır. Bu nedenle bazı Kürt kuvvetlerin oranın ele geçirilmesine katılması taktiksel olarak daha mantıklıdır. Ancak diğer bir siyasi yönü ise; bu durum, Kuzey Suriye’de Kürt Devletinin kurumasını temsil edecek bir adımdır.

Menbec-Azez Koridoru

Ateşkes Anlaşmasının Bozulması, IŞİD’i Rakka’dan İhraç Etme Operasyonunu Ertelemek Midir?

Sehl el Gab ve Cibalu Aleviyyin (Aleviler Dağı)’nın kuzeyinde Batı Halep savaşının başlaması, Şubat ayında karar kılınan ateşkesin artık sona erdiğini gösteren başka bir şık bırakmamıştır. Nusra Cephesi resmi olarak anlaşmaya katılmamasına rağmen Mart ayının sonuna kadar ateşkes kararına saygı göstermiştir. Muhalif gruplar, Türkiye'nin malzeme desteği konusunda Türkiye'nin iyi niyetine güveniyor. Bu nedenle muhalif grupların geniş noktalarda tek başlarına hareket etmelerini tasavvur etmemiz gerçekten zordur. Buna alternatif olarak Ankara ve belki de Suudi Arabistan’ın, bölgedeki yerel dostlarına gerekli işlemleri başlatmaları için emir verdiği gözlemleniyor. Çünkü 19 Nisan’da rejimin Maretun Numan ve Kefr Nubul bölgelerini bombalaması ateşe benzin dökmek mesabesindedir. Ancak bunun arkasındaki gerçek sebep, ateşkes anlaşmasının delinmesi değildir. Tıpkı daha önce zikredildiği gibi Türkiye, Esed rejiminin ve PYD kuvvetlerinin IŞİD’e karşı kuzeyde hareket etmesini engellemek için bunu bir araç olarak kullanmakta hırslı göründü.

Öte yandan Şam, Moskova ve İran, ateşkesin geçici bir işlemden başka bir şey ifade etmediğine itibar etmeseler de ancak Halep’in çevresinde savaşın bu kadar çabuk başlamasını Suriye Ordusu’nun çıkarlarına hizmet etmeyeceğine inanıyor. Bölgenin güneyinde ve doğusunda önemli hedeflerine ulaşabilmesi için batıda rahatlığı elde etmeye ihtiyaç duyuyor. Tıpkı Deyru Zor’a giden yolun açılması, bir seneden beri devrimciler tarafından muhasara altına alınan rejime yakın hattın hafifletilmesi, Humus ve Şam’da IŞİD saldırılarının azaltılmasına ihtiyaç duyması gibi.  IŞİD’e karşı Tedmur’da elde edilen zafer bu planın birinci adımını teşkil etmektedir. Ancak Deyru Zor, ana hedef olmaya devam etmektedir. Çünkü Deyru Zor, Fırat vadisini tekrar ele geçirmek ve IŞİD’in Irak’ta kontrolünde olan bölgeleri Rakka’dan kesmek için esas teşkil etmektedir. 

Obama dışında çatışmadaki baş aktörler, Rakka’ya ilerlemekte veya IŞİD’i Suriye’den çıkartmakta pek aceleci değiller. Erdoğan’a nispetle IŞİD, düşmanlarının düşmanı olarak kalmaya devam ediyor. Bu nedenle Türkiye, IŞİD’e karşı geniş operasyonlardan uzak durmayı sürdürüyor. Esed’e nispetle IŞİD, mükemmel bir folyo görevi görmektedir. Yönetimden düşürülmemesi için batılı hükümetlere bunu sebep olarak gösteriyor. Aynı şekilde Esed’i destekleyen koalisyon, Esed’in yardımı olmadan ABD’nin IŞİD’i bitirmesine güç yetiremeyeceğine inanıyor. Son olarak -rejim için- PYD'ye nispetle IŞİD ile savaşmak, kuzeyde mıntıkalarını birleştirmede ve kendilerine ait bir devlet inşa etmede en iyi bahanedir.

Fabrice Balanche’nin Washington Institute için kaleme aldığı makale, İskender Cansever tarafından Mepa News için tercüme edilmiştir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.