HTŞ lideri Cevlani: Türkiye ile savaşmamamız rejimi çileden çıkardı

HTŞ lideri Cevlani: Türkiye ile savaşmamamız rejimi çileden çıkardı

Muhalif lider, Astana süreci ve İdlib'de süren çatışmaların gidişatı hakkında ses getirecek açıklamalarda bulundu.

Suriye muhalefetinin öne çıkan gruplarından biri olan Tahriru'ş Şam Heyeti'nin (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Cevlani yeni bir ses kaydı yayınladı.

'Suriye devrimi'nin yedinci yılına girmesi nedeniyle yayınlanan açıklamada, son dönemde Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeler ve Astana süreci ele alındı.

Suriye’nin İdlib bölgesinde son bir ayda Rusya ve Beşşar Esed rejimi tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarında 100’ün üzerinde sivil hayatını kaybetmiş, 200’den fazla sivil de yaralanmıştı. Bölgede bir yandan hava saldırıları sürerken bir yandan da rejime bağlı güçler ve İran destekli milisler ile muhalifler arasında yoğun çatışmalar yaşanıyor

Cevlani'nin 'Onların hileleri size bir zarar vermez' başlığı ile yayınlanan konuşmasında şu ifadeler öne çıktı:

  • Bazı muhalif örgütlenmelerin barış görüşmeleri adı altında katıldığı konferanslar nedeniyle kritik bir aşamadan geçiyoruz. 
  • Devrimin gasp edilmesi girişimlerine karşı bir kez daha uyarıyoruz. 
  • Bu girişimlerin en tehlikelisi sözle ve fiille reddettiğimiz Astana sürecidir. 
  • Bir çokları tavrımızdan dolayı bizi eleştirdi ancak bu tehlikenin varlığı ortaya çıktı. 

Astana'da işgale meşruiyet sağlandı

  • Astana müzakereleri Rusya'nın işgaline meşruiyet sağlamayı başardı, Rusya siyasi çözümün bir parçası haline geldi ve hatta rejimin vahşetini durdurmak için garantör (!) oldu. 
  • Rusya ve İran, telkinler ve baskı sonucunda bazı muhalif grupların cepheleri-saldırıları dondurmasında başarılı oldu. 
  • Biz ne zaman rejim ve destekçilerine saldırılar düzenlesek, bu muhalif gruplar bize karşı bir medya kampanyası başlattı. Rejime karşı saldırı düzenlemek adeta suç haline geldi.
  • Hatta bazı anlarda muhalifler rejime bazı istihbaratlar sızdırdı. Tüm bunlar rejim saldırıları devam ederken oldu. 
  • Daha sonra, kuzeyi Rusya ve Türkiye'nin nüfuz bölgeleri olarak bölmek amacıyla çatışmasızlık bölgeleri planı devreye sokuldu. 
  • Haritalara dökülen anlaşma, çatışmasızlık bölgelerinin dışında kalan demiryolu hattının doğusunun rejime ve İran'a teslim edilmesini içeriyordu.

Astana'yı reddettik, Türkiye ile irtibat kurduk

Astana müzakereleri, rejime ve müttefiklerine belirlenen bölgelere saldırma ve ele geçirme hakkı verdi. Biz bunu reddettik. 

  • Demiryolu hattının doğusunun verilmesini reddettik, Türkiye ve muhaliflerle bu konuda irtibat kurduk. 
  • Bazı muhalif gruplar bu bölgelerden çıkmamız için bizi ikna etmeye çalıştı. 
  • Bazı muhalif grupların -ne yazık ki- kabul ettikleri anlaşmayı, biz reddettik. 
  • Çok sayıda savaşçı ve 200 bin insan bu bölgeyi terketmek zorunda kaldı. Astana'daki pervasızlığın bedeli bu şekilde ödenmek zorunda kalındı. 

Rejim ve müttefikleri çileden çıktı

  • Astana anlaşması, Batı bölgesinde Türk askerlerinin olduğu kontrol noktalarının kurulmasını içeriyordu. Biz bu girişimi de reddettik. Çünkü bu yerlerin daha sonra rejime teslim edilmeyeceğine dair bir garanti yoktu. Ayrıca bu girişim cihat ve savaş ruhuna zarar verecekti, bölgesini savunmak zorunda olan insanları uyuşuklaştıracaktı. 
  • Ardından gerilimin maliyetini en aza indirecek ve Müslümanlara vereceği zararı önlemek amacıyla Türkiye ile bir formül bulma yolunu seçtik. Bu gelişme Türkiye'nin İdlib'e girmesini ve bizimle savaşmasını isteyen rejim ve müttefiklerini çileden çıkardı. 

IŞİD planı devreye sokuldu

  • Rejim bizi Türkiye ile savaştırma planında başarısız olunca, bu sefer daha kötü bir planı devreye soktu.
  • Ekim ayında Harici Devleti (IŞİD)'nin doğu Hama'ya girmesine izin verdiler ve bölgede hem rejime hem de IŞİD'e karşı savaşmak zorunda kalındı. 
  • Bu hamle bize onlarca savaşçı ve çok sayıda maddi kayba mal oldu. Bu bölgedeki rejim ilerlemesinin bir nedeni de buydu. Muhalif gruplar bölgeye kör olmuşken tüm bu gelişmeler yaşandı. Rejim İdlib'e yönelik saldırılarına devam ediyor ve çatışmalar 100 gündür yaşanıyor. 

Savaşma ruhu dirildi

  • Suriye halkının durumunu gözler önüne sermek için yayınlar yapıyoruz.
  • .Biz bazı grupların uykudan uyanması için onlara yumuşak davrandık ki tek bir saf olalım. Bu anlaşmayı reddeden bazı ensar ve muhacir gruplarlarla bunun zorluğuna dayandık. Son yaşanan olaylarda olayı kavrayan bazı gruplar da savaşa çıktı onlara teşekkür ediyoruz. 
  • Son günlerde gruplar rejime karşı savaşa yeniden katıldı, bu bizim hoş karşıladığımız ve rejim buraları geri almayı başarsa da yeni bölgeleri özgürleştirmekten daha iyi olduğunu düşündüğümüz bir şey. Bu halihazırda bizim için yeterli zira (savaşmaya dair ç.n.) isteğin özgürleştirildiğini ve savaşma ruhunun diriltildiğinin göstergesi.

Rejim düşene kadar elimizden geleni yapacağız

  • Cihadımızın devam etmesi ve Şam halkını himaye etmemiz için elimizden gelen her şeyi yapacağız ta ki rejim düşene kadar.
  • Şam halkını savunacağız. Onlar bizden biz onlardanız.
  • HTŞ devrimin küçük bir parçasıdır amaç değil bir vesiledir. Halkın maslahatına engel olmayacaktır.
  • Biz savaştık ve savaşacağız ta ki son esir serbest bırakılana kadar. Ve ülkesini terketmek zorunda kalan halkın dönmesi için uygun bir ortam oluşana kadar.
  • Allah'ın şeriatından ve cihadın yolundan asla ayrılmayacağız. Bu yol üzere devam edeceğiz. 
  • HTŞ mücahitlerine diyorum ki; sabredin Allah ecrinizi yazacaktır. Bazı insanlar yaptıklarınızdan memnun olmasalar da siz sabredin, Allah bizimledir.

Kaynak: Mepa News

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.