Tahrir Eş Şam Hareketinden İdlib'e 'Rus ve İran işgali' açıklaması

Tahrir Eş Şam Hareketinden İdlib'e 'Rus ve İran işgali' açıklaması

Grup açıklamayı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın 'İdlib'e Türk ve Rus askeri konuşlanabilir' açıklamasının ardından yaptı

Suriye'de Esed rejimi ve müttefiklerine karşı en etkili mücadeleyi veren grupların başında gelen Tahrir Eş Şam Hareketi, son dönemde Suriye ile ilgili birtakım gelişmelerin gündeme gelmesinin ardından yeni bir açıklama yayınladı.

Açıklama, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın 'İdlib'e Türk ve Rus askeri konuşlanabilir' açıklamasının ardından yapıldı.

Tahrir Eş Şam Grubunun yayınladığı açıklama şu şekilde:

Son Dönemdeki Gelişmelerle ilgili Açıklama ve Beyan

Allah’a Hamd, onun güzide elçisine, gönderilmişlerin en hayırlısına salat ve selam olsun ve onun aline ve ashabına da selam olsun.

Son dönemde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Rus ve Türk askerlerinin beraberce (İran’ın da katılımı ile) Suriye’ye müdahalede bulunacakları yönündeki açıklamalarını dikkatle takip etmekteyiz. Bu yöndeki açıklamalar özellikle Kazakistan’ın Başkenti Astana’da yapılan ve Türkiye, Rusya ve İran’ın katıldığı/onayladığı anlaşma sonrası gündeme gelmeye başladı.

Bu tür açıklamalar ve girişimlerle alakalı şu hususları açıklığa kavuşturmak istiyoruz:

1-    Bizler hiçbir zaman Astana görüşmelerin ne katılımcısı ne tarafı ne de destekçisi olmuş değiliz. Dolayısıyla Astana’da alınan kararların hiçbiri bizim için bağlayıcı değildir ve bu anlaşmalara bağlı da değiliz. Bu görüşmeler Rusya ve İran’ın girişimleriyle gerçekleştirilmiş ve İran ve rejimin çıkarlarını gözetmektedir. İran ve Rusya ise halkımıza yönelik katliam ve saldırıların gerçek fail ve sorumlularıdır. Halkımızın çektiği acı, katliam ve sürgünlerin baş müsebbibi olan suçlu Rusya ve İran barışın 'garantörü' olmakla ödüllendirilmişlerdir. Bununla, bu suçluların ellerini katliamlardan temizlemek amaçlanmaktadır.

2-    Cenevre ve Astana görüşmelerine taraf ve garantör olan devletler bu anlaşmalarla rejime kuşatma altındaki bölgeleri boşaltma ve muhaliflerin kontrolündeki alanları teker teker hedef alma imkânı sunmuştur. Rejim, mücahid ve devrimci grupların bazılarının silahının susturulmasını fırsat bilerek kuşatma altındaki bölgelerdeki halkı kendi çıkarlarına uygun olarak tehcire zorlamıştır. Bu açıdan özellikle çatışmaların İdlib bölgesinde durdurulmuş olması da rejime Dera ve Kuneytra ile Suriye’nin Doğu bölgesindeki DeyruzZor’u boşaltması için fırsat sunmaktadır.

Suriye’nin diğer bölgelerindeki kardeşlerimiz acı çekerken bizler asla güven içinde kalıp rahatlığı seçmeyeceğiz. Bizler güven içindeyken kardeşlerimizin tek başına düşmanla çarpışmasına izin vermeyiz. Ğuta bölgesini, Dera'yı, Humus’u ve diğer kurtarılmış bölgelerni Rusya ve İran güçlerine teslim edilmesini de asla  kabul edemeyiz. (Astana kapsamında buralara yerleşmelerine izin vermeyeceğiz) 

3- Halkımız, acılarını hafifletecek, devrimi amaçlarına ve hedefine ulaştıracak aktörler aramaktadır, uluslararası çatışmaları Suriye içine dahil etmek isteyenleri değil. Bu açıdan bizler ülkemizi değişik ülkelerin nüfuz alanlarına bölecek, ya da kısa süreli olarak halkımıza tek yönlü fayda sağlasa da birkaç ay sonra tüm kazanımları rejime altın tepside sunacak tüm dış müdahale girişimlerini reddediyoruz. 

Son olarak:

Halkımıza topraklarımızı özgürleştirip, esirlerimizi kurtarana ve kuşatma altındaki halkımızı özgürlüğüne kavuşturana kadar devrimimizi sürdüreceğimize dair söz veriyoruz. Bunun için meydanlara çıktık ve Allah bizlerle zalimler arasında hüküm verinceye kadar bu yolda yürüyeceğiz. Sahadaki tüm mücahid kardeşlerimize bu temel ve yol üzerinde yürüme çağrısı yapıyoruz. Allah’tan yardım dileyin ve acze düşmeyin.

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın geçtiğimiz günlerde gazetecilerle bir araya geldiği bir toplantıda gündemdeki konuları değerlendirmiş ve soruları yanıtlamış, Suriye'deki çatışmasızlık bölgeleri için "Muhtemelen İdlib bölgesinde ağırlıklı olarak bizler ve Ruslar, Şam etrafında ağırlıklı olarak Rusya-İran, güneyde Deraa bölgesinde Ürdün’ün ve Amerikalıların içinde yer alacağı bir mekanizma üzerinde çalışılıyor" ifadelerini kullanmıştı.

Kaynak: Mepa News

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.