Analiz | Türkiye'nin İsrail'e yönelik ticaret kısıtlaması ne kadar gerçekçi?

Analiz | Türkiye'nin İsrail'e yönelik ticaret kısıtlaması ne kadar gerçekçi?

2010'dan bu yana diplomatik ilişkilerdeki sarsıntılara rağmen İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret gelişti. Ankara'nın yeni kısıtlamalarıyla bu durum değişebilir mi?

Ylenia Gostoli | The New Arab | Tercüme: Mepa News

Ticaret Bakanlığına göre Türkiye geçtiğimiz hafta İsrail ile ticarete kısıtlamalar getirerek, İsrail Gazze'de ateşkes ilan edene kadar ihracatını durduracağı 54 üründen oluşan bir liste açıkladı.

Türkiye ve İsrail yıllar süren gerginliğin ardından 2022 yılında büyükelçilerini yeniden atayarak diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmişti.

Ancak Gazze'deki savaşın başlamasının ardından ilişkiler hızla bozuldu. Türkiye'nin ticari tedbirleri uygulamaya koymasının resmi gerekçesi, İsrail'in Gazze Şeridi'ne havadan insani yardım ulaştırma talebini reddetmesi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki savaşını kınayarak acil ateşkes çağrısında bulunmuş, ancak ticari ilişkileri sürdürdüğü ve söylemleri eylemlerle örtüştürmediği için ülke içinde tepkiyle karşılaşmıştı.

Bu duyuru, Türkiye'de bazı kesimlerin hükümetin çatışma konusundaki muğlak tutumunu, ilgili büyükelçilerin geri çekilmesi gibi eylemleri sadece sembolik hale getirdiğini düşünmesine karşı aylardır süren kamuoyu tepkisinin ardından geldi.

Türkiye'de geçen ay yapılan yerel seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), destek tabanının bir kısmını Gazze'deki savaşa karşı daha sert bir tutum sergileyen eski müttefiki Yeniden Refah Partisi’ne (YRP) kaptırdı.

Her ne kadar başta Türkiye'nin ekonomik sıkıntıları ve yüksek enflasyon olmak üzere başka faktörler de rol oynasa da, bu durum AK Parti'nin şimdiye kadarki en kötü ulusal seçim yenilgisine katkıda bulundu.
Türkiye'nin artık İsrail'e ihraç etmeyeceğini açıkladığı 54 ürünlük listede, satışların çoğunluğunu oluşturan çimento, çelik ve demir de yer alıyor.

İsrail İnşaatçılar Derneği'ne göre İsrail, demir inşaat malzemelerinin yaklaşık yüzde 70'ini ve çimentonun üçte birini Türkiye'den ithal ediyor.

Derneğin Başkan Yardımcısı Shay Pauzner geçtiğimiz günlerde The Times of Israel'e yaptığı açıklamada, kısıtlamalar nedeniyle sektörün alternatif ve daha pahalı tedarikçiler bulmak zorunda kalacağını ve İsrail'in savaşın başında Gazzeli işçileri kovmasının ardından sektörün zaten işgücü sıkıntısı çektiği bir dönemde inşaat maliyetlerinin daha da artacağını söyledi.

Açıklama üzerine İsrail, Türkiye'yi ticaret anlaşmalarını tek taraflı olarak ihlal etmekle suçladı ve Dışişleri Bakanı Israel Katz Türkiye'ye karşı "ilgili tedbirleri" alma sözü verdi.

Katz yaptığı açıklamada "ABD'deki İsrail yanlısı ülke ve kuruluşlara Türkiye'deki yatırımları azaltmaları ve Türkiye'den ürün ithalatını engellemeleri için çağrıda bulunma talimatı verdim" dedi.

İsrail şu ana kadar bu tehditleri yerine getirmedi.

Türkiye İsrail için önemli bir tedarikçi konumunda. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl 5.4 milyar doları aşan ihracat hacmi, Yahudi devletini Türkiye'nin en büyük 13. ihracat noktası haline getirdi.

İsrail Merkezi İstatistik Bürosu'na göre Türkiye aynı zamanda İsrail'in beşinci en büyük tedarikçisi ve 10. en büyük ihracat pazarı.

İsrail donanmasının 2010 yılında Gazze ablukasını delmek isteyen yardım filosundaki gemilerden biri olan Mavi Marmara'ya yaptığı kanlı baskından bu yana iki ülke arasındaki sarsıntılı diplomatik ilişkilere rağmen, İsrail ve Türkiye arasındaki ticaret son on yılda büyüdü.

Yine de, Türkiye'den yapılan ihracat hacmi geçen yıl düşmeye başladı ve 2022'de 7.03 milyar dolar olan hacim düşüş gösterdi.

The New Arab'a konuşan ABD'nin Avrupa ve Avrasya'dan sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Matthew Bryza, "İsrail'i eleştirme konusunda Erdoğan'dan daha sert davranan kimse olmadı." diyor.

"Ancak tüm süreç boyunca, özellikle de 7 Ekim'den sonraki ilk birkaç ayda, medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğerlerinin Türkiye'nin arabuluculuk yapmaya hazır olduğuna dair açıklamalarını görüyorsunuz" dedi.

"Yani İsrail ile köprüleri tamamen atmış değil."

Eleştirmenler ayrıca ticari kısıtlamaların tamamen yasak anlamına gelmediğine ve şirketlerin bu kısıtlamaları nasıl aşmaya çalışacaklarının henüz belli olmadığına dikkat çekiyor.

Örneğin Türkiye'nin Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı aracılığıyla Azerbaycan'dan İsrail'e ham petrol ihracatını kolaylaştırması devam ediyor ve yakın zamanda hazırlanan bir araştırma raporu sivil ve askeri yakıt tedarik zincirlerinin önemli ölçüde iç içe geçtiğini vurguluyor.

"Azerbaycan'ın Türkiye'den daha yakın bir dostu ya da müttefiki yok. Dolayısıyla Türkiye'nin Azerbaycan'a zarar vermek isteyeceğini sanmıyorum." diyor Bryza.

Azerbaycan ve İsrail arasında da yakın askeri ve ekonomik bağlar bulunuyor. "Eğer Türkiye gerçekten İsrail'i sıkıştırmak isteseydi, bunu yapardı."

Kaynak: Mepa News

uyg.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.