12 Mart 1971 Muhtırası'nın üzerinden 49 yıl geçti
12 Mart 1971’de Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, hükümetin istifasını ve yeni bir hükümet kurulmasını istedi.
12 Mart 1971’de Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyicioğlu, Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanına bir muhtıra vererek, hükümetin istifasını ve yeni bir hükümet kurulmasını istedi. Başbakan Süleyman Demirel de bu muhtıra sonrası istifa etti.
Ordu gerekçeyi ekonominin bozulması, paranın değerinin düşmesi, üniversitelerde başlayan öğrenci gösterileri, sendikaların grevleri sonucu üretimin düşmesi, Aleviler ile Sünniler arasında çatışmaların başlaması, İstanbul’da İsrail başkonsolosunun sol bir örgüt tarafından kaçırılarak öldürülmesi olduğunu belirttiler. Genelkurmay başkanı, bu muhtırayı kendisinin ağlayarak yazdığını öne sürerek, demokrasinin gelmesi için bu muhtırayı verdiklerini iddia etti.
Muhtırayı ilk alkışlayanlardan biri TİP lideri Behice Boran oldu. Adalet Partisi iktidarının sivil faşizme geçtiğini savunarak hükümetin anayasaya aykırı faaliyetlerin içine girdiğini iddia etti. DİSK muhtıraya destek verdiğini, solcu liderlerden Mucip Ataklı, askerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek “hukuki bir ihtilal” yaptığını açıkladı. Sol Kemalist dernekler ortak bir bildiri yayınlayarak muhtıraya destek verdiklerini ilan ettiler.
Muhsin Batur, anılarında muhtıranın sağ hükümete karşı yapıldığını fakat olayları tırmandıranların muhtıraya destek veren radikal sol örgütlerin de etkili olduğunu söyleyecektir. 1970’in başlarında ODTÜ’de solcu gençlerin başlattığı olaylar, polisle öğrencilerin çatışmaları muhtıranın gerekçelerinden birini oluşturacaktı. ODTÜ öğretim görevlilerinden Bahri Savcı, Cumhuriyet gazetesine yazdığı bir yazıda öğrencilerin daha fazla eylem yapmasını isteyecek, ülkenin geleceği için solcu gençlerin sokağa dökülmeleri çağrısı yapacaktı. Banka soygunları, adam kaçırmalarda bir artış olmuştu. Ankara Emniyet Müdürü Rüştü Ünsal’ın demeçlerine göre Ankara'nın Emek semtinde gerçekleştirilen banka soygununu, Deniz Gezmiş ve arkadaşları gerçekleştirmiş, Balgat’taki Amerikan askeri solcu gençler tarafından kaçırılmıştı.
Muhtıradan sekiz gün önce dört Amerikalı asker THKO adlı solcu örgüt tarafından kaçırılmıştı. Memduh Tağmaç, bu olayın arkasında radikal örgütlerin olduğunu söyleyerek polise bulunmaları için çağrı yapmıştı. Ankara Emniyet Müdürü istihbarat bilgilerine göre kaçıranların Deniz Gezmiş ve ekibi olduğunu söyleyerek örgütün karargahı konumunda kurtarılmış bölge olarak görülen Erdal İnönü’nün rektör olduğu ODTÜ’ye polis baskın düzenledi. Solcu öğrenciler polisle çatışmaya girdi ve bir gün süren çatışmada 3 kişi ölürken 26 kişi yaralandı. Ama 12 Mart'ın en önemli sebebi '9 Mart Cuntası' olarak adlandırılacak olan cunta yapılanmasıdır.
9 Mart darbe girişimi
27 Mayıs’ın önemli generallerinden Cemal Madanoğlu, 1967’den 1971’e kadar sol bir darbe hazırlığı içerisindedir. Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk gibi gazete ve yazarlarla yakın ilişkide olan “Madanoğlu Cuntası” 27 Mayıs’ın amacından saptığını düşünerek demokrasinin Türkiye gerçekleriyle uyuşmadığı savı ile hareket edip “Milli Demokratik Devrim” arayışına girerler. Türkiye’yi asker-sivil işbirliğinin yönetmesi gereken grup gazetecilerin ve ordudaki solcu Kemalist subayların desteği ile yeni bir darbe yapacaktır.
Darbenin tarihi 9 Mart 1971 olarak düşünülmüş ve darbenin nasıl gerçekleştirileceği bütün ayrıntılarıyla hazırlanmıştı. Yeni bir anayasa kurulacak MDD ilkeleri yürürlüğe girecekti. Devlet başkanlığına önce Faruk Gürler getirilecek daha sonra yerini Milli Demokratik Devrimcilerin lideri Mihri Belli’ye devredecekti. Başbakanlığa ise Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur getirilecekti. Bütün kuvvet komutanları değiştirilecek bu komutanlar aynı zamanda yeni oluşturulacak Devrim Partisi hükümetinde bakanlık görevlerini üstleneceklerdi.
Darbe girişimi Mahir Kaynak'ın cuntacıların içine sızarak MİT’in Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’a haber vermesiyle önlenir. Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, darbe girişiminden desteklerini çekerler. Memduh Tağmaç, 8 Mart’’ta 200 subayın katıldığı olağanüstü bir toplantı düzenler. Darbe de ismi geçen subaylardan bir kısmı açığa alınır bir kısmı da emekli edilir.
Darbe 9 Mart'ta önlendi
9 Mart’ta Genel kurmay başkanı Memduh Tağmaç, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a çıkarak “Genç subaylar rahatsız” der. İlk defa bu tabir siyasi tarihe girmiş olur. Fakat üst subaylar genç subaylardan erken davranarak muhtırayı ilan edecekleridir. Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eycioğlu, genç subaylardan önce hareket ederek muhtırayı yaptıklarını aksi halde 27 Mayıs benzeri bir darbenin olabileceğini söyler.
12 Mart Muhtırası, genelkurmay sekreterliği tarafından üç subaya verildi ve TRT’ye götürülmesi emri verildi. 13 haberlerinde TRT haber spikeri muhtırayı okudu. Aynı saatler içerisinde Meclis başkanına tevdi edilen muhtıra Meclis Başkan vekili Fikret Turhangil tarafından meclis genel kurulunda okundu. Muhtıraya ilk tepki senato başkanı Tekin Arıburnu’ndan geldi. Adalet Partisi milletvekilleri, muhtırayı sessiz bir şekilde karşılarken, CHP’liler muhtırayı alkışladılar. Bakanlar kurulu Hasan Dinçer başkanlığında toplandı. Toplantı, 4 saatten fazla sürdü ve muhtıraya nasıl tepki verileceği ve olası gelişmeler görüşüldü. Süleyman Demirel, bir askeri darbeye yol açmamak için hükümetin istifa edilmesinden yanaydı, bazı bakanlar ise istifanın çözüm olmadığını Cumhurbaşkanının desteğini alarak karşı bir muhtıranın yayınlanmasını istiyorlardı. Demirel, Cumhurbaşkanının da bu muhtırada askerden yana olacağını söyleyerek karşı bir muhtıraya sıcak bakmadığını söylüyordu.Demirel’in isteği oldu ve hükümet sadece Demirel’in imzasını taşıyarak istifa etti.
Kimler destekledi?
DEV-GENÇ, Deniz Gezmiş ve arkadaşları muhtıra ve hükümetin istifasını memnuniyetle karşılamışlar sivil diktatörlüğün sona erdiğini ilan etmişlerdi. Muammer Aksoy, Nadir Nadi, Mümtaz Soysal, Ferruh Bozbeyli gibi isimler de muhtırayı desteklerken Ülkü Ocakları ve Muhafazakar Mücadele Birliği de muhtırayı destekledikleri yönünde beyanatlarda bulunmuşlardı.
Hükümetin istifası Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından memnuniyetle karşılanır ve partiler üstü bir hükümetin kurulması için Nihat Erim’e görev verildi.
12 Mart muhtırasını gerçekleştirenlerin 1961 darbesini yapanlar gibi düşündükleri sanılıyordu. Fakat askeri yönetim ilk olarak kendisini destekleyen solculara karşı harekete geçti. Türkiye işçi Partisi, DEV-GENÇ kapatıldı ve liderleri tutuklandı. Yunanistan’daki Albaylar Cuntası tecrübesini görmüş bu muhtıracı subaylar, yönetimi devralmak yerine iplerin kendi kontrollerinde olduğu hem AP’li hem de CHP’li milletvekillerinden oluşan bir hükümet kurdurdular.
Kaynak: Dünya Bülteni - Tarih