5 soruda Türkiye'yi de etkileyen fidye yazılımı 'WannaCry'
Dünya genelinde on binlerce kuruluş 'WannaCry' olarak bilinen bilgisayar virüsünün saldırısına uğradı.
Bu zararlı yazılım bilgisayar içindeki verileri kilitliyor ve belgelerin yeniden kurulumu için kullanıcılardan her defasında 300 dolar ödeme talep ediyor.
Güvenlik şirketleri, en az 99 ülkede binlerce bilgisayarın bu fidye yazılımından etkilendiğini söyledi.
Ne oldu?
Son yılların en yaygın ve en zararlı siber saldırı çok sayıda büyük kuruluşun sistemine sızdı.
'WannaCry' olarak bilinen yazılım, bilgisayardaki dosyaları şifreliyor ve yeniden erişime açılabilmesi için fidye talep ediyor.
Yazılım, 'solucan' olarak bilinen virüs aracılığıyla bilgisayarlara giriyor. Bu virüs, genellikle e-posta, kaynağı belirsiz programlar, forum siteleri, korsan oyun, DVD ve CD'leri aracılığıyla bulaşıyor.
Diğer zararlı yazılımların aksine WannaCry'ın kendi kendine tüm ağ içinde ilerleyebilme özelliği var. Diğer yazılımların çoğunda virüsün yayılabilmesi için kullanıcıların, içinde saldırı kodu bulunan bir ek dosyaya tıklamaları gerekiyor. Dolayısıyla, kullanıcıyı kandırıp tuzağa düşürerek yayılıyorlar. Ama bunların aksine WannaCry kuruluşun sistemine girdiği an, zayıf makineleri tespit ediyor ve kendi kendine onlara da bulaşıyor.
Bu da yazılımın etkisinin neden bu kadar yaygın olduğunu açıklıyor. Çünkü yazılımın sızdığı her kuruluştaki bilgisayarlar tehdide açık oluyor.
WannaCry virüsünü kim yaptı?
Bu henüz net olarak bilinmiyor. Fidye yazılımı, uzun bir süredir siber hırsızların sıkça kullandığı bir yöntem. Bilgisayarlara bulaşıp kısa sürede çok kazanç sağlıyorlar. İzi sürülmesi zor olan sanal para birimi Bitcoin sayesinde kolaylıkla ödemeleri alabiliyorlar.
Farklı sanal fidye çeteleri arasında rekabet arttıkça da, zararlı kodlarını yayabilmek için yeni ve daha etkili yöntemler arayışına girdiler.
WannaCry yazılımı da ABD'nin istihbarat servislerinden Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından geliştirilen bir virüs aracılığıyla bulunmuş gibi görünüyor.
Bu virüsün ayrıntıları ortaya çıkınca birçok güvenlik araştırmacısı, bunun 'kendiliğinden başlatılan fidye virüslerinin' yayılmasına neden olabileceğini öngörmüştü. Hackerlar'ın bu öngörüden faydalanmaları da yalnızca birkaç ay aldı.
Hangi ülkeler nasıl etkilendi?
Fidye yazılımından Türkiye'nin de aralarında olduğu en az 99 ülke etkilendi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, Twitter hesabından paylaştığı mesajda "Ülkemizin siber Güvenlik Merkezi USOM ön alma operasyonlarına devam etmektedir. Dünyada yayılan Wcry zararlısından korunmak için Windows sistemleri ve antivirüsleri güncelleyin! Sisteminizi taratmayı ihmal etmeyin" dedi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na bağlı Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM trCERT) de Twitter'dan bilgisayar yazılımlarının güncellenmesi uyarısında bulundu.
En çok zarar gören ülkelerden birinin Rusya olduğu belirtiliyor. Ülkede bankalar, içişleri bakanlığı, sağlık bakanlığı ve Rusya'da devletin demiryolları şirketi, ülkenin en büyük ikinci telekom ağının etkilendiği bildirildi.
İngiltere ve İskoçya'da Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) çöktü. En az 33 sağlık kuruluşu ile bazı aile hekimliği klinikleri etkilendi, bazı hastanelerde ameliyatlar yapılamadı, acil durumlar dışında hasta kabul edilemedi.
İspanya'da, telekom şirketi Telefonica, enerji şirketi Iberdrola ve kamu hizmeti şirketi Gas Natural'ın da aralarında bulunduğu büyük kuruluşlar etkilendi.
Almanya'da yerel tren istasyonlarındaki bilet makinelerinin çalışmadığına dair tweetler atıldı, İtalya'da da bir üniversitenin bilgisayar laboratuvarına da virüs bulaştığı belirtildi.
Fransa'da Renault, Portekiz'de Telecom, ABD'de FedEx ve İsveç'te bir yerel yönetim de yazılımın bulaştığı kuruluşlardan.
Çin'den henüz virüse ilişkin bir açıklama gelmedi ama sosyal medyada bir üniversitenin bilgisayar laboratuvarının etkilendiğine dair paylaşımlar yapıldı.
Sizin bilgisayarınız tehlikede mi?
Bu duruma göre değişir. WannaCry virüsü yalnızca Windows işletim sisteminin kullanıldığı bilgisayarlara bulaşıyor. Windows'u güncellemezseniz ve e-postalarınızı açarken, okurken dikkat etmezseniz, siz de tehlikede olabilirsiniz.
Sürekli güncelleme yaparak, firewall (güvenlik duvarı), anti-virüs yazılımları kullanarak ve e-posta aracılığıyla gönderilen mesajları okurken dikkatli olursanız, kendinizi koruyabilirsiniz.
Ayrıca, dosyalarınızı yedeklerseniz, virüsün bulaşması halinde fidye ödemeden dosyalarınıza yeniden erişim sağlayabilirsiniz.
Bu yazılımın bulaşması durdurulabilir mi?
Tam olarak durdurulamaz. Ama yine de kuruluşlar kendilerini korumak için çok çalışmalı ve gerekli tüm önlemleri almalı. Firewall (güvenlik duvarı) oluşumu, anti-virüs yazılımları yüklemesi, dosya filtreleme uygulaması, izinsiz erişimleri tespit etme programı ve yazılımın sürekli güncellenmesi siber saldırıları da engelleyebilir.
Ama hiçbir korunma yüzde 100 kusursuz olamaz. Neden? Çünkü kuruluşlar insanlar tarafından idare ediliyor dolayısıyla 'insan hatası' olabiliyor. Bunun farkında olan siber hırsızlar da kullanıcıları kandırmak için e-postalara tuzaklı ek dosyalar veya linkler ekliyor böylece kullanıcının dosyalara tıklamasıyla virüsü bulaştırıyor. Bu uygulamaya 'elektronik dolandırıcılık' (phishing) deniyor.
Ayrıca son yıllarda milyarlarca kullanıcı adı ve şifre çalındı. Bazı siber çeteler bu çalınan veriler arasında tarama yapıp hedef almak istedikleri kuruluşların sicillerini buluyor.
Bu da, siber hırsızların bir çalışan gibi şirket sistemine girmesini ve içeriden saldırı başlatmasını sağlıyor.
Kaynak: BBC