'6 yaşında evlendirildiği' öne sürülmüştü: İddia mahkemece yalanlandı
"6 yaşındaki çocuğun istismar edildiği" iddiasına dair davada verilen mahkeme kararı iddiaların doğru olmadığını ortaya çıkardı.
Kamuoyunda "6 yaşındaki gelin" davası olarak bilinen davada İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi 23 Ekim tarihli duruşmasında kararını açıkladı.
Mahkeme H.K.G’nin eski eşi Kadir İstekli’ye 30 yıl, baba Yusuf Ziya Gümüşel’e 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel’e ise 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
Mahkemede yapılan yargılamada, çeşitli medya kaynaklarının kamuoyunda lanse ettiği üzere, evlenen kişinin 6 yaşında olmadığı ortaya çıktı.
Sanık avukatları tarafından yargılamaya dair yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Mahkeme 6 yaş iddiasını reddetti"
"Mahkeme cezayı TCK md 103/2 uyarınca 16 yıl olarak vermiş daha sonra zincirleme suç hükümleri uyarınca ¼ arttırarak 20 yıla çıkarmıştır. Kanun lafzından da anlaşıldığı üzere mahkeme suçun işlendiği tarih itibariyle çocuğun 12 yaşından küçük olduğuna değil büyük olduğuna fakat 15 yaşından küçük olduğuna kanaat getirmiştir.
Yani mahkeme kamuoyuna yansıtılanın aksine evliliğin 6 yaşında değil HKG nin kimlik yaşına göre 14,5 yaşında meydana geldiğin kabul etmiştir. Bir manada mahkeme eksik inceleme yapmasına , maddi vakıanın ortaya çıkması için başta HKG'nin kemik testi yapılarak gerçek yaşının tespit edilmesine dair hiçbir talebimizi kabul etmemesine rağmen 6 yaşında nikah ve evlilik olduğu safsatalarına itibar etmemiştir."
Sanık avukatları, mahkemenin kemik yaşı tespiti yapılması talebini reddetmesine de tepki gösterdi. Avukatlar tanıkların dinlenmediğini ve evlilik yaşının aslında 14.5 da olmadığını, evlenen kişinin evlilik tarihinde daha büyük yaşta olduğunu kaydetti:
"Gerçek yaşı daha büyük"
"Duruşma günü salon dışında HKG'nin doğumunun evde 1996 yılında yapıldığına dair tanıklarımız hazır olmasına, müvekkilimizin kızının yaşını 2 yaş küçük yazdırdığını belirtmesine karşın bu haklı taleplerimiz mahkemece dikkate alınmamış ve mahkeme heyeti biz sanık avukatlarının bu taleplerini yüzümüze karşı gülerek reddetmiştir.
Yargılamanın oldu bittiye getirilmeye çalışıldığı, henüz tanıkların tamamı dinlenmeden 8 saatlik duruşma sonunda sanık ifadeleri alındıktan sonra flash bellekten mütalaanın çıkarıldığı, dini nikah şahitlerinin ve fotoğrafları çeken fotoğrafçının dahi zorla kapıya kadar getirildikten sonra güç bela dinlendiği, HKG nın gerçek yaşının tespiti için kemik testinin elzem olduğunun defalarca belirtilmesine karşın bu taleplerimizin " yargılamaya yenilik katmayacağı” gerekçesi ile reddedildiği bir yargılama sonucunda dahi 6 yaşında nikah ve evlilik safsatalarına itibar edilmemiştir.
Başta müvekkilimiz olmak üzere temsil ettiği camiaya ve bunlar üzerinden İslam’ın mücessem kurum ve kuruluşlarına olan kinlerinin kusmak için fırsat kollayan azgın azınlığın tüm dezenformasyonlarına karşın 6 yaşında nikah ve evlilik iddiaları tarihin karanlık dehlizlerine gömülmüştür.
Haksız ve hukuka aykırı karara karşı yasal itiraz yollarına başvuracağımızı ve adaletin sonunda tecelli edeceğine dair inancımız tamdır."
Farklı detaylar ortaya çıkmıştı
H.K.G. isimli kızın ailesi, kızlarının "bir radyocu ile görüştükten sonra değiştiğini, radyocuya müstehcen fotoğraflarını attığını, evden kaçması için o radyocunun kendisini yönlendirdiğini" dile getiriyordu.
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) yoluyla İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren H.K.G. şunları söylemişti:
"Görüştüğüm kişi ile ne kadar süre görüştüğümü sordunuz. Bu süreç uzun sürdü. Önce programlarını dinledim ve sonra Facebook üzerinden iletişime geçtik. Görüşmemiz bir süre sonra farklılaştı. Bir süre sonra bana ‘canım’ diye hitap etmeye başladı. Ben de ona öyle hitap ettim.
Ben bunun anlamını düşünmedim. Onu sadece kurtuluş olarak gördüm zira o çevremdeki kişilerden farklı bir anlayıştaydı. Çocuk yaşlarda evlendirmeye karşı çıkıyordu. Bu kişi Show Radyo isimli kanalda yayın yapıyordu. Matraks isimli bir program yayını yapıyordu. Zeki isimli bir sunucuydu. Bu Zeki isminin onun gerçek adı mı yoksa takma adı mı olduğunu bilmiyorum.
Zekirdek isimli kişi Zeki isimli kişi mi bilmiyorum. Görüştüğüm kişi bana ‘ben seni korurum, ben seni onlardan korurum, altınların var mı?’ dedi. Ben de olduğunu söyledim. Bana ‘altınlarını al kaç’ dedi. Bana plan yapacağını, bana söyleyeceğini ve benim de o zaman evden kaçacağımı söyledi. Sonra da ailem yazışmalarımı yakaladı. Ben altınlarımı alıp kaçmayı kabul ettim zira o ortamdan uzaklaşmayı istiyordum."
Anne F.G. ise, kızı H.K.G.'nin ifadesinin ardından söz alarak, radyocu "Zeki" isimli kişiye gayri ahlaki fotoğraflar gönderdiğini, "sevgilim" şeklinde hitap ettiğini, bu kişinin altınlarını alıp İzmir'e kaçması yönünde kızına teklinde bulunduğunu dillendirdi. F.G.'nin mahkemedeki ifadesinde şu ifadeler yer aldı:
"Kızım eksik konuşuyor. Telefonda ben gözlerimle gördüm. Ona gayr-i ahlaki fotoğraflar göndermiş. Bir mesajında da 'Sevgilim, doğum günün kutlu olsun' yazmış. En son mesajında da 'Sen altınları al gel, sana İzmir'de ev hazırladık' yazmıştı."
Davaya müdahil olan sanık avukatları H.K.G.'nin ifadelerinde çelişkiler bulunduğunu ve yönlendirildiğini savunuyordu.