AB, Rusya'ya 'daha sert' yaptırımlar konusunda anlaştı

Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nde Birlik üyesi 27 ülkenin hükümet ve devlet başkanları Rusya'ya gelecekteki olası hukuk ihlallerine karşı daha sert tepki verilmesi hususunda görüş birliğine vardılar.

Zirve bildirisinde "Rusya'nın kötü niyetli, hukuk dışı ve yıkıcı faaliyetinde ısrarlı olması halinde AB ve üye devletleri koordineli bir şekilde tepki verecektir" denildi. Bildiride ayrıca AB Komisyonu ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi'den ekonomik yaptırımlar da dahil olmak üzere Rusya'ya yönelik yeni tedbirlerin gözden geçirilmesi talep edildi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in AB Zirvesi'nde gündeme getirdiği, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir kez daha üst düzey bir görüşme yapılması önerisi" ise kabul görmedi.

Merkel, cuma gecesi Brüksel'de yaptığı açıklamada, "Bugün üst düzeyde, yani şefler seviyesinde acil bir buluşma konusunda uzlaşamadık" dedi.

Rusya ile diyalog konusunda format ve koşullar üzerinde çalışmaların devam ettiğini ifade eden Merkel, "Ben şahsen burada daha cesur bir adım atılmasını dilerdim" diye konuştu.

Zirvenin son günü olan cuma günü öğleden önceki oturumda liderler pandemi sonrası ekonomik durumu ve Euro Bölgesi'nde yapılacak reformları görüşüyor.

Yaptırım planı

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron AB'nin Rusya siyasetinde farklı bir yol izlemesi gerektiğini savunuyorlar. İki lider Rusya'ya hukuk ihlalleri karşısında daha sert yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtirken, AB ile Putin arasında üst düzey bir görüşme yapılması çağrısında da bulundu. Ancak bu öneri çoğu Birlik üyelerince desteklenmedi.

Ancak Zirve çerçevesinde gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde Rusya konusunda ekonomik yaptırımlar da dahil olmak üzere gereken tedbirlerin alınması yönünde bir plan hazırlanması konusunda uzlaşma sağlandı. 

Macaristan da eleştirilerin hedefinde

Her ne kadar Almanya ve Fransa'nın Rusya konusundaki önerileri zirvede yoğun tartışmalara yol açsa da Macaristan'ın kabul ettiği eşcinsellik karşıtı yasa da Zirve gündemini oldukça fazla meşgul etti.

AB üyesi devlet ve hükümet başkanlarının büyük çoğunluğu kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde Macaristan Başbakanı Viktor Orban'a ağır eleştiriler getirdiler.

Bazı diplomatik kaynaklar, Zirve'de Macaristan'ın neden hala AB üyesi olduğunun bile sorgulandığını aktardı. Merkel Zirve'de Macaristan ile ilgili yaşanan tartışmaları, "Sert ama dürüst görüşmeler" sözleriyle değerlendirdi.

Merkel, bu tür görüşmelere daha sık ihtiyaç duyulduğunu belirterek, böylece sadece Macaristan ile değil, Avrupa'nın geleceği hakkında da farklı fikirlerin ortaya çıktığını dile getirdi.

Lüksemburg Başbakanı: Annem eşcinsel olmamdan nefret ediyor

Orban ise ülkesindeki tartışmalı yasanın cinsel azınlıklara karşı ayrımcılık içerdiği iddiasını reddetti. Ancak AB'li mevkidaşlarının çoğu farklı görüşe sahip.

Katılımcıların aktardığına göre, bir erkekle evli olan Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel, AB liderlerine hitaben yaptığı konuşmada, "Annem eşcinsel olmamdan nefret ediyor, ben bu gerçekle yaşamak zorundayım. Ve şimdi siz bunu bir yasaya yazıyorsunuz" dedi.

Geçen hafta Macaristan parlamentosu tarafından onaylanan tasarı, çocukların ve gençlerin yasal olarak ulaşabileceği kitap, film ve benzeri yayınlarda heteroseksüellik dışında herhangi bir cinsel yönelimin her türlü konu edilmesine yasak getiriyor. Bunun dışında, yasaya göre, homoseksüelliğin ve transseksüelliğin normal hayatın bir parçası olarak gösterildiği reklamlar da yasaklanıyor.

Merkel ve AB'li mevkidaşlarının çoğu söz konusu yasanın Avrupa'nın temel değerlerini tehlikeye attığını savunuyor.

Tartışmaları konulara rağmen, AB Zirvesi'ne katılan devlet ve hükümet başkanları bazı önemli konularda görüş birliği sağladılar.

Zirveyi takip eden gözlemcilerin aktırdıklarına göre korona pandemisine karşı mücadelede bağlamında üçüncü ülkelerden AB'ye gelenlere sınırlar dikkatli ve koordineli bir şekilde açılacak. Böylece koronavirüsün endişe yaratan Delta varyantının yayılması önlenmek isteniyor. Bu konudaki kısıtlamalardan ağırlıklı olarak, Delta varyantının çok yaygın olduğu İngiltere'den AB'ye gelmek isteyenlerin etkilenmesi bekleniyor.

Kaynak: DW Türkçe