"ABD Afganistan'daki savaşı kasten uzatıyor"
Afganistanlı vatandaşların ülkedeki savaştan ve yolsuzluklardan ABD'yi sorumlu tuttuğu bildirildi.
ABD'nin7 Ekim 2001'de Afganistan'da El Kaide ve Taliban'a yönelik 'terörle mücadele' adı altında başlattığı askeri operasyonun üzerinden 17 yıl geçti.
Ancak ABD tarihinin en uzun süreli savaşında Afganlara göre herhangi ilerleme sağlanamadı.
Oysa ABD güçleri ve 'Kuzey İttifakı' olarak adlandırılan Afgan müttefikleri 2001'de Kabil'e girdiğinde halk tarafından kurtarıcı olarak algılanmışlardı.
Euronews'ten Mustafa Bağ'ın haberine göre, 17 yılı geride bırakan savaşta, Taliban başta olmak üzere hükümet karşıtı silahlı gruplar ülkenin neredeyse yarısında kontrolü ele geçirmiş durumda.
Analistlere göre güvenlik hiç olmadığı kadar kötü ve birçok Afgan, meselenin birinci sorumlusu olarak Amerikalıları görüyor.
ABD savaşta en az 2 bin 400 askerini kaybetti. Askeri harcamalardan altyapı çalışmalarına 900 milyar dolar para harcadı. Bu süre zarfında göreve gelen 3 ABD Başkanı da Afganistan'da barışın tesis edileceği vaadinde bulundu.
Hatta geçen yıl Amerikan Hava Kuvvetleri, Celalabad'daki mağaralarda konuşlu olduğunu belirttiği militanlara yönelik 'tüm bombaların anası' ismiyle tanımladığı devasa bir bomba attı. Ancak hiçbirisi işe yaramadı.
Önce Sovyet işgali ardından patlak veren iç savaş ve sonrasında başlayan Amerikan işgali, Afgan halkını bıktırdı.
40 yılı bulan savaşlar eğitimsizlik, işsizlik, güvenlik sorunları, ümitsizlik ve hayal kırıklıklarını beraberinde getirdi.
"ABD varlığını kalıcı hale getirmek için savaşı kasten uzatıyor"
Komplo teorileri havada uçuşuyor. Kimileri Washington'ın savaşı kasten uzattığını öne sürüyor.
Afganistan'ın Yüksek Barış Konseyi üyesi Muhammed İsmail Kasımyar, "150 bin civarında ABD ve NATO askeri ile yüz binlerce Afgan askeri ve polisi, sayıları binlerle ifade edilebilecek Taliban militanlarına karşı savaşı kazanamadı. Peki neden? diye soruyor.
Kasımyar, kendi sorusunu yine kendisi yanıtlıyor: “Ya istemediler ya da yapamadılar."
Yüksek Barış Konseyi üyesinin bu konuya verilecek bir cevabı daha var.
Ona göre, ABD, bu ülkedeki varlığını kalıcı hale getirmek için Pakistan'la birlikte Afganistan'ı kasten bir kaosun içine sürüklüyor. Amacı da Çin, Rusya ve İran'a karşı bu bölgeyi dinleme üssü olarak kullanabilmek.
Kasımyar, "Burayı cennete değil, cehenneme çevirdiler." diye sözlerini tamamladı.
Geçen ay Kandahar Emniyet Müdürü General Abdül Razık Açikzay, bir korumasının açtığı ateşte hayatını kaybetti.
Afganlar, sosyal medya paylaşımlarında suikastın ABD komplosunun bir parçası olduğunu ve güneydeki en güçlü komutanın da bu oyunun kurbanı olduğunu öne sürdü.
Karzai: ABD Afgan halkını görmezden geliyor
Taliban sonrası göreve gelen ve iki dönem cumhurbaşkanlığı yapan Hamid Karzai de Afgan halkının 2001'de ABD ve NATO güçlerinin ülkeye gelişine bütün kalbiyle destek verdiğini dile getirdi.
İlk birkaç yıl güzel işler yapıldığını belirten Karzai, verdiği son mülakatta, ABD'nin ilerleyen dönemlerde asıl hedefinden uzaklaştığını, rota değiştirdiğini ve Afgan halkının görüş ve şartlarını görmezden geldiğini ifade etti.
Karzai'ye göre komşu Pakistan'da gizlenen militanların ABD tarafından etkisiz hale getirilmemesi, ABD'nin sivil yerleşim alanlarını bombalaması, baskınlarda Afganların gözaltına alınması savaşı başarısız kılan sebeplerden bazıları.
Vatandaşlar: Hükümet yolsuzluk batağında
Sıradan vatandaşların büyük bir kısmı ise yolsuzluk batağına sürüklenen Kabil hükümetini suçluyor. Ancak bunun sebebi olarak da yine ABD işgali gösteriliyor.
Başkent Kabil'in eski kent bölgesinde hamallık yapan ve günlük ortalama 4 dolar para kazandığını söyleyen Hacı Ekrem, "Dış dünyadan gelen yardımlar fakir halka ulaşmadan üst düzey devlet görevlileri arasında paylaşıldı. Onların cebine gitti. Yabancılar durumu düzeltmediler. Artık gitmeliler." diye konuştu.
Hacı Ekrem, gelen yardımların sahiplerini bulmamasını yabancıların paranın takibini yapmamasına bağlıyor.
Sonuç?
Bu düşünceleri dile getiren sadece Afganlar değil.
Amerikalılar da mevcut durumu sık sık ve yüksek sesle eleştiriyor. Onlardan biri de Afganistan'ın Yeniden İnşası (SIGAR) Başmüfettişi John Sopko.
Ohio'da bir konferansta konuşan Sopko, ABD'nin Afganistan'ın yeniden inşasına şu ana kadar 132 milyar dolar harcadığını ve bu rakamın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Avrupa'da harcanan paradan çok daha fazla olduğunu söyledi. Buna ilaveten askeri operasyonlara 750 milyar dolar harcandı. Washington son olarak Afgan güvenlik güçlerine 4 milyar dolar daha aktaracağını bildirdi.
Sopko, harcanan yüz milyarlarca dolar, aradan geçen 17 yıl ve kaybedilen binlerce askere rağmen, Afganistan'ın halen dünyanın en fakir, en az eğitimli, yolsuzluk sarmalından kurtulamayan ve de şiddetin en fazla olduğu ülkeler arasında bulunduğunu salık verdi.
Bir zamanlar fotoğraf stüdyosu olan ancak iş yeri 'haram' olduğu gerekçesiyle Taliban tarafından kapatıldıktan sonra Kabil Nehri'nin kenarında pazarcılık yaparak kumaş satmaya başlayan Hamidullah Nasrat da Taliban'ın görevden uzaklaştırılmasına tüm halkın sevindiğini dile getiriyor.
Ancak Nasrat halkın düşüncelerini şu sözlerle özetledi; "Taliban'ın düşmesinin ardından iyi bir şeyler olacağını bekliyorduk, bunun tam aksine durum her geçen gün daha da kötüleşiyor. ABD gibi bir süper güç nasıl olur da Taliban'ı durduramaz ki? Şimdi bu soruyu tüm Afganlar soruyor."
ABD ve NATO, 2014'te savaş halini resmen sona erdirdi. O tarihten bu yana saldırılarını artıran Taliban, özellikle kırsal kesimde hakimiyetin alanını genişletti ve büyük şehirlerdeki koordine saldırılarını yoğunlaştırdı.
Yetkililer, zayiatın fazla olması nedeniyle saldırıların ardından kayıplara ilişkin rakam vermeyi yasakladı. Bu ülkede zemin kazanmaya devam eden IŞİD, Şii Hazara azınlığı hedef alan intihar eylemleri düzenlemeyi sürdürüyor.
Askerlerin morali hiç olmadığı kadar kötü
Afgan ordusunda görev yapan askerler kalitesiz ve bozuk ekipman ile yetersiz lojistik destek ve ilgisizlikten şikayet ediyor.
"Taliban'a sempati başlıyor"
5 yıl boyunca Afgan ordusunda asker olarak görev yapan Tamim Derviş, askerlerin moralinin hiç olmadığı kadar kötü olduğunu ve birçoğunun Taliban'a sempati duymaya başladığını söyledi. Orduda görevli olduğu dönemlerde aylık 180 dolar maaş aldığını ancak bu paranın hiçbir şeye yetmediği için ayrıldığını da belirtti.
Yine 7 yıl orduda görev yapan ve 2015'te mayın temizlediği sırada iki ayağını birden kaybeden 28 yaşındaki Cevad Muahmmedi, "Yabancı askerler bana mayın temizlemeden önce mayın dedektörünü mutlaka kontrol et derlerdi. Onlar gittikten sonra bir gün Afgan komutanıma cihazın çalışmadığını söyledim. Elimizde bundan başkası yok, sen yine de bunu kullanmaya devam et dedi." diye konuştu.
Muhammedi bir sonraki mayın temizleme misyonunda cihazı çalışmadığı için mayına basarak iki ayağını birden kaybetmiş.
Cevad Muhammedi, o anı şu ifadelerle anlattı:
"Havaya fırlatıldığımı hissettim. Bir yanda ben diğer yanda bacaklarım vardı. Her yerim kan olmuştu. Bana yardım edin diye bağırdığımı hatırlıyorum."