ABD-Afrika zirvesinden ne çıktı?
ABD, Afrika'da oluşan nüfuz mücadelesinde kıtayla Washington yönetimi arasında meydana gelen güven açıklarını kaaptmaya çalışıyor.
8 yıl aradan sonra ikinci Amerika-Afrika zirvesi Washington’da gerçekleştirildi. Amerikalı yetkililere göre Washington zirvede Afrika kıtasıyla arasındaki güven açığını doldurmaya çalıştı.
Covid salgınının başlamasından bu yana Washington en geniş katılımlı zirveye ev sahipliği yaptı.
Amerika’nın başkenti 3 gün boyunca 49 Afrika devletinin hükümet-devlet başkanlarıyla delegelerini ağırladı.
Amerikalı yetkililere göre amaç kıtayla Washington arasındaki güven açığını kapayabilmek.
CSIS adlı düşünce kuruluşunun Afrika Programı Direktörü Mvemba Phezo Dizolele, “Afrikalı liderler Amerika’dan yıllardır liderlik bekliyor ama Amerika bunu her zaman yapmadı. Amerika’yla ilişkilerde zorlu kısım Washington’ın her zaman istikrarlı olmaması. Yönetimden yönetime durum değişiyor. İş, Beyaz Saray’ı Kongre’yi kimin kontrol ettiğine dayanıyor. Afrikalılar için bazen durumu zorlaştıran tam olarak neyle muhattap olduklarını bilmemeleri. Bu da Amerika'nın ortak olarak güvenilirliğinin sorgulanmasına neden oluyor” diyor.
Zirve boyunca çeşitli forumlar, heyetler arası görüşmeler, konferanslar gerçekleştirildi.
Washington zirvede Çin’den daha güvenilir bir ortak olabileceğinin mesajını vermeye çalıştı.
55 milyar dolarlık yatırım vaadi
Gelecek üç yıl boyunca kıtaya 55 milyar dolarlık bir yatırım paketi açıklandı.
55 Afrika ülkesini temsil eden Afrika Birliği’nin G-20 üyesi olmasına Washington’dan destek geldi.
Washington ayrıca tecrübeli diplomat Büyükelçi Johnnie Carson’u Afrika özel temsilcisi olarak atadı.
ABD, zirvede dile getirilen bu taahhütlerin bir şarta bağlı olmadığına vurgu yapıyor.
ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas Greenfield VOA’ye yaptığı açıklamada, “Ülkelere Rusya’yı kınamaları için para vermiyoruz ve Rusya aleyhine oy kullanmamayı seçen ülkeleri tehdit etmiyoruz. Ama onların değerlerine hitap ediyoruz. Yanlışa karşı doğruyu söylüyoruz” dedi.
Afrika'daki ABD-Çin rekabeti
Çin yıllardır Afrika’ya milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor. Nerdeyse her Afrika ülkesinde Çin yatırımı var.
Pekin’in kıtayla ticari ilişkileri 261 milyar Amerika’nın ise 64 milyar dolar.
Çin her 3 yılda bir Afrika zirvesi düzenliyor.
Afrika ülkelerini borç batağına çektiği ve kıtadaki projelerinde Çinliler’i çalıştırdığı yönündeki eleştiriler Pekin’in zayıf noktaları gibi.
Aslında sadece Çin değil, Rusya, Türkiye, Fransa, Japonya, Avrupa Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri son dönemde kıtayla ilişkilerini geliştirmiş durumda.
Afrika ülkelerinin de zirveden beklentileri vardı. Borçların ertelenmesi yada azaltılması onlardan biriydi.
Örneğin Lesoto Başbakanı Sam Matekane bazı Afrika ülkelerini gümrükten muaf tutan yasasının süresinin uzatılması için görüşmeler yaptı.
Matekane VOA’ye yaptığı açıklamada, “Az önce senatörlerle, bazı Afrika ülkelerini gümrükten muaf tutan Afrika Büyüme ve İmkan Yasası’nın süresinin 10 yıl daha uzatılması gerektiğini müzakere ettik çünkü 2025’te süresi doluyor. Müzakerelere şimdiden başladık. Bu, ülke olarak bizim için çok, çok, çok önemli” ifadelerini kullandı.
Biden'dan Afrika'nın önemine vurgu
Başkan Joe Biden da zirvedeki konuşmasında Afrika’ya verdikleri önemi vurgulamayı ihmal etmedi.
Biden zirvedeki konuşmasında, “Yönetimimin Afrika’yla angajmanı ve verdiğimiz öncelik ilk gün başladı. Taahhüdümüzü sonuca ulaştırmak için durmadan diplomasi yürütüyoruz. Amerika Afrika’nın geleceğinde yer alıyor. Birlikte kimsenin geride kalmadığı bir fırsat geleceği inşa etmek istiyoruz” dedi.
Afrika’nın önemi gün geçtikçe artıyor.
Afrika’da nüfusun yüzde 60’ı 25 yaşın altında. 2050’de bu oran yüzde 80’e yükselecek. Kıta yakın zamanda büyük bir piyasa olmaya aday.
Gelecekte elektrikli araçların kullanımında ihtiyaç duyulacak nadir bulunan mineraller büyük oranda Afrika’da bulunuyor.
Afrika’nın geniş ormanları dünyanın en büyük karbon emicileri.
ABD'den Eş Şebab'a karşı Mogadişu yönetimine daha fazla destek sözü
Kenya gibi ülkelerde büyümekte olan teknoloji sektörü, yetenekli ucuz çip yazılımı için kaynak oluşturmuş durumda.
Zirvede dile getirilen unsurların sonuca ulaşması için güven oldukça önemli bir unsur gibi görünüyor.
CSIS’dan Dizolele, “Rusya-Ukrayna savaşı başladığı zaman ve Rusya’nın petrolüyle gazını Avrupa ve Amerika’ya karşı baskı unsuru olarak kullanmaya başlamasıyla Afrikalılar’a belki sizinle çalışmaya başlayabiliriz deniyor. Bu tutarsızlık bir anlam ifade etmiyor. Bu sanki üç yıl önce de sizinle çalışabilirdik demek gibi. Amerika petrol üretiminin artması için Suudi Arabistan’a gidiyorsa, Senegal ya da Ekvator Ginesi de ‘ne oluyor’ diye düşünüyor? Başkan Obama ilk zirveyi 2014’te yapmıştı. Bir sonraki zirveyi 2015, diğerini 2016’da yapabilirdi ama olmadı. Sonra da ‘önce Amerika’ politikası. Afrika öncelik olmadı” ifadelerini kullanıyor.
Güney Afrika’daki Pretoria Üniversitesi’nde öğretim üyesi Sithembile Mbete, zirveyi olumlu karşılayanlardan.
Mbete bunu Afrika ülkeleriyle bir blok gibi ilgilenme adına Amerika için bir şans olarak niteliyor. Mbette,“Biden Afrikalılar’la gerçekten eşit biçimde angaje olmalı ve büyük abi gibi ülkelere ne yapması gerektiğini söylememeli” diyor.
Kaynak: Amerika'nın Sesi