ABD bölgedeki savaşı sessizce Tunus'a taşıdı
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD’nin Tunus’a yaptığı ilk resmi askeri müdahale birçok kesim tarafından göz ardı edildi ancak bu hamle geleceğe dair önemli sinyaller veriyor.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD’nin Tunus’a yaptığı ilk resmi askeri müdahale birçok kesim tarafından göz ardı edildi ancak bu hamle geleceğe dair önemli sinyaller veriyor.
Geçtiğimiz ay, bir ABD Afrika Komutası sözcüsü, “Görev ve Hedef” tarafından yapılan talep doğrultusunda verdiği rapor Amerikalı deniz piyadelerinin 2017 yılında adı verilmeyen bir Kuzey Afrika ülkesi sınırları içerisindeki yerel müttefiklerle birlikte El Kaide militanlarına ile ağır bir çatışmaya girdiğini doğruladı.
AFRICOM, çatışmada yer alan iki deniz piyadesine gösterdikleri cesaret nedeniyle madalya verildiğini doğrularken, “sınıflandırma sorunları, kuvvetlerin korunması ve diplomatik hassasiyet” kaygılarından dolayı çatışmanın yaşandığı bölge gibi detaylar vermekten kaçındı.
Çatışmanın deniz piyadelerinin bölgede üç gün süreli bir eğitim, danışmanlık ve yardım operasyonu nedeniyle bulunduğu sırada meydana geldiği söylenildi ancak açıklamanın ardından yapılan araştırma ve analizlere göre ABD’nin olaydaki dahli çok daha derin. Raporda anlatılan olayların, batı sınırlarında son yedi yıldır düşük seviyeli saldırılara maruz kalan Tunus’ta yaşanan olaylarla benzerlik gösterdiği tespit edildi.
"ABD ilk defa Tunus'ta kayıp verdi"
Elde edilen kanıtlar, söz konusu çatışmanın Cezayir sınırı yakınlarındaki Semmama Dağı’nda çıktığını ve bu çatışma sonucunda ABD’nin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Tunus’a ilk defa kayıp verdiğini gösteriyor.
Bu küçük çaplı bir çatışma olabilir, yine de 28 Şubat 2017’de yaşandığı AFRICOM tarafından doğrulanan bu olay akıllara Nijer’in Tongo Tongo bölgesinde 4 ABD komandosunun öldürüldüğü saldırıyı getiriyor. Nijer’deki çatışma sırasında IŞİD’e bağlı militanlar 4 Amerikan askerinin yanı sıra 4 Nijer askerini de öldürmüştü.
ABD’nin bölgeki yerli güçleri El Kaide’nin Tunus kolu olan 'Ukbe bin Nafa Tugayları'na (KUBN) bağlı militanlara ateş açtı ve çıkan çatışmada bir militan öldürüldü. Sahadaki birlikler daha sonra, vaziyet gereği militanların dağıtılması için hava desteği talibinde bulundu. Cihad yanlıları bir süre sonra ABD-Tunus ortak gücününün arkasından dolaşarak etrafını sarmak için hamle yapınca deniz piyadeleri ateş açtı. Bir anda çatışmanın ortasında kalan ABD askerleri bu noktadan sonra bölgeye varan hava desteğine yardımcı oldu.
Helikopterdeki M60 makineli tüfeğini kullanan Tunuslu asker militanların açtığı ateş sonucunda iki isabet alıp yaralanınca bir deniz piyadesi makineli tüfeğin başına geçerek koruma ateşi sağladı ve aynı zamanda Tunuslu askere ilk müdahale yapıldı. Çatışma sonucunda 1 Tunus askeri ve bir de ABD deniz piyadesi yaralandı ve tedavi altına alındı. Olayın yaşandığı zaman çıkan yerel haberlerde ABD askerlerinin dahli konuşulmadı.
Bir süre sonra Tunus güçleri bölgeyi kontrol altına alırken, bir adet Avusturya yapımı Steyr AUG piyade tüfeği, mühimmat ve diğer malzemeleri ele geçirdi. Biri Tunuslu diğeri de Cezayirli iki cihad yanlısı çatışmada öldürüldü. El Kaide’nin Kuzey Afrika kolu tarafından servis edilen biyografik bilgilere göre, çatışmada öldürülen Cezayirli militan on yıl önce Irak’ta El Kaide bünyesinde ABD'ye karşı savaşırken bir hava saldırısı sonucu yaralanmış ancak daha sonra tekrar sahalara dönmüş tecrübeli bir isimdi. Ancak El Kaide de militanın ölümünün ABD'li askerle bir ilgisi olduğu bilgisini vermemişti.
Tunus'ta 4 buçuk yıllık askeri varlık
ABD resmi olarak Tunus’ta son 4 buçuk yıldır askeri bir varlık bulunduruyor. Bu nedenle AFRICOM tarafından iddia edildiği gibi Semmama Dağı'nda yaşanan çatışmanın bölgede “danışmanlık” için tesadüfen bulunan askerler oradayken tesadüfen çıkması olasılığı çok aza iniyor.
Çatışmanın, geçtiğimiz dönemde militanları dağdaki üslerinden çıkarmak için başlatılan yoğun operasyonlar zincirinde çıkmış olma olasılığı daha yüksek. Söz konusu çatışmadan 11 gün önce, Semmama Dağı bölgesinde yürütülen başka bir operasyon esnasında çıkan çatışmada iki militan daha öldürülmüştü ancak ABD birliklerinin bu operasyonda yer alıp almadığı bilinmiyor.
“Görev ve Hedef” tarafından Bilgi Edinme Hakkı Yasası doğrultusunda bir talep yapılmasaydı AFRICOM’un bu bilgileri kendi rızası ile halka açıp açmayacağı konusu ise açık bir soru işareti olarak kaldı. Yapılan talep doğrultusunda iki deniz piyadesinin Semmama Dağı'nda gösterdikleri cesaret nedeniyle ödül aldığı da ortaya çıkmış oldu.
2010 yılındaki devrim sonrasında, siyasi uzlaşma beklentileri, sallantıdaki bir ekonomi, değişim bekleyen bir halk ve artan güvenlik sorunlarının olduğu bir ortamda, bölgedeki örnek demokrasi olduğu için tüm gözler büyük beklentilerle Tunus’a çevrilmişti.
Bu bağlamda, ABD Tunus’un çalkantılı demokratik geçiş sürecini atlatması amacıyla 2014 ve 2017 yılları arasında sürekli artan bir şekilde Tunus ordusuna yardımlarda bulundu. Tunus bugün itibariyle Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinde Mısır’dan sonra ABD’nin en fazla yardım ettiği ikinci ülke konumuna geldi.
Ülkedeki ABD askeri varlığı ise, Pentagon’un Tunus’un batısındaki gözlerden uzak bir bölgeye düzinelerce özel operasyon birimini gönderdiği 2014 yılının Şubat ayından bu yana kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Tunuslu askerler ve beraberindeki Amerikalı askeri danışmanların çıktığı ortak operasyonların en az bir tanesinde Kasserine bölgesinde içinde çok sayıda militan bulunan bir üssün varlığı keşfedildi ve gözetleme yapıldı.
Geçtiğimiz yıllarda AFRICOM bünyesindeki Hava Kuvvetleri, Sigonella ve Pantelleria (İtalya) üslerinden kalkan uçaklarla Tunus’un birçok bölgesinde sık sık istihbarat, gözetleme ve izleme görevleri icra etti. 2015 yılının Mart ayındaki Bardo Müzesindeki saldırının ardından ABD kuvvetleri, Gafsa’daki Sidi Aich bölgesinde gerçekleştirilen ve KUBN’nin üst düzey militanlarının hedef alındığı bir anti-terör operasyonuna operasyonel yardım da sağladı. Bölgedeki operasyonlarda kullanılmak üzere personel ve SİHA’lar Bizerte’deki Sidi Ahmed Hava Üssü’nden de gönderildi.
Héni Nsaibia tarafından kaleme alınan bu yazıda kullanılan dil, akademik çalışmalara orjinal haliyle kaynaklık edebilmesi için olduğu gibi aktarılmıştır.
Kaynak: Mepa News, The National Interest