ABD Iraklı çocukların geleceğini çaldı: Yasaklı silahlar nedeniyle çocuklar özürlü doğuyor

ABD Iraklı çocukların geleceğini çaldı: Yasaklı silahlar nedeniyle çocuklar özürlü doğuyor

Yeni bir çalışma, ABD tarafından Irak savaşı sırasında kullanılan seyreltilmiş uranyum ile Iraklı çocuklarda görülen doğum kusurları arasında ilişki olduğunu ispatladı.

ABD'nin 2003 yılında başlayan Irak işgali sırasında kullandığı ve seyreltilmiş uranyum içeren silahlar, aradan geçen yıllara rağmen Iraklı çocuklar üzerinde halen etkisini gösteriyor. Bölgede doğan çocuklarda ciddi doğum kusurları oluşuyor.

Foreign Policy Journal'dan David Swanson, kaleme aldığı analizde Irak'ta ABD'nin bıraktığı zehirli mirası değerlendirdi.

Analiz Mepa News tarafından Türkçeleştirildi.

*Haberdeki fotoğraflar rahatsız edici görüntüler barındırıyor olabilir.

Yeni bir çalışma, ABD tarafından Irak savaşı sırasında kullanılan seyreltilmiş uranyum ile Iraklı çocuklarda görülen doğum kusurları arasında ilişki olduğunu ispatladı. 

2003 yılındaki müdahalenin ardından geçen süreçte ABD ordusu, Irak’ta çoğu insanların yoğun olarak yaşadığı şehirlere yakın 500’ün üzerinde yeni askeri üs inşa etti. Bu şehirler, bombalar, kurşunlar, kimyasal ve diğer türden silahların yanı sıra, üslerdeki atıkların imha edildiği açık ateş çukurları, terk edilmiş tanklar ve kamyonlar, üslerde ABD’ye ait uranyumlu silahların depolanması yüzünden meydana gelen çevresel zararlardan nasibini aldı. Söz konusu ABD üslerinin bazılarının harita üzerindeki yerleri aşağıdaki gibidir. 

abdusleriirak.png

Bu harita ve aşağıda yer alan diğer görseller, Environmental Pollution (Çevresel Kirlilik) isimli dergide yakında bir makalesi yayımlacak olan Mozghan Savabieasfahani tarafından hazırlanmıştır. Makalede, Tallil Hava Üssü yakınlarındaki Nasiriye’de yapılan bir çalışmanın sonuçları paylaşılmaktadır. Nasiriye, ABD ordusu tarafından hem 90’lı yılların başında hem de 2003’te bombalandı. 2003’ten itibaren de Tallil Hava Üssünde atıklar açık ateş çukurlarında imha edilmeye başlandı.

Özürlü doğan bebekler

Anne babaları tüm hayatları boyunca Nasiriye’de yaşamış olup, 2016 yılının Ağustos ve Eylül ayları arasında sadece 2 aylık bir dönemde doğan bebeklerin resimlerine bir bakın (kafanızı çevirmeyin!). Resimlerde görülen kusurlu doğumların isimleri şu şekildedir: Anencephaly ( A1, A2 ve B), kusurlu alt uzuvlar (C), hydrocephalus (D), spina bifida (E), çoklu kusur vakası (F,G,H). Eğer bu trajik kusurlu doğumlar bir doğal afet veya “rejim değişikliği” için ABD tarafından hedef alınacak bir sonraki devletin yaptıkları sonucu meydana gelmiş olsaydı dünyadan yağan tepkiler ağır ve yoğun olmaz mıydı? Ama bu korkunç manzaların başka bir sebebi olduğu için aynı tepkiler yok.

irak1.jpg

Nasiriye ve kadim Ur şehirlerindeki ABD üslerinin yakınlarda gerçekleşen uzuv kusurlarını gösteren fotoğraflar:

irak2.jpg

Makalede ayrıca, Tallil Hava Üssü ile yaşanılan bölge arasındaki mesafe ile kusurlu doğum riski ve saçtaki uranyum oranı arasında ters orantı olduğu da belgelendi. Toryum ve uranyum varlığı ile kusurlu doğumlar arasında doğru orantılı bir ilişki saptandı. Seyreltilmiş uranyumdan elde edilen toryum, radyoaktif bir bileşendir.

Bahsi geçen sonuçlar yalnızca bir askeri üssün etrafında yaşananlara aittir. Bunun sebebi, sadece çalışma yapılan üs etrafında bu tür olayların olması değil aksine diğer üs bölgelerinde henüz çalışmaların kayıtlara geçmemesidir. Bu çalışmada sunulan sonuçlar, hasarın boyutunu azaltmak üzere büyük önlemler alınmadığı taktirde bir yıl, on yıl, yüz yıl hatta bin yıl sonra yapılacak çalışmaların sonucuyla bire bir aynı olacaktır.

Seyreltilmiş Uranyum

Seyreltilmiş uranyum (DU) silahları Irak’ta sadece depolanmadı, aynı zamanda sahada kullanıldı da. BM Çevre Programı tarafından 2007’de hazırlanan bir rapora göre Irak’ta o güne kadar 1.000 ila 2.000 metrik ton seyreltilmiş uranyum silahı ateşlendi.

Irak’taki hasar ile aynı seviyede olmasa dahi, Washington, DC bölgesi ve dünyanın değişik yerlerindeki lokasyonlar ABD ordusu tarafından zehirlenmiştir. Pentagon bugün hala seyreltilmiş uranyum silahlarını kullanmayı bir hak olarak görmektedir. Seyreltilmiş uranyum, nükleer enerji üretimi sırasında meydana gelen tehlikeli bir atıktır. Iraq Veterans Against the War (Savaşa Karşı Irak Gazileri) olarak kurulan, daha sonra da “About Face: Veterans Against the War” ismini alan STK’nın üyelerinin birçoğu seyreltilmiş uranyumun sadece doğacak bebeklere değil, yaşayan insanlara da neler yapabileceğine bizzat şahit olmuş kişilerdir. About Face derneği, seyreltilmiş uranyum silahlarını şöyle tanımlamaktadır:

“Seyreltilmiş uranyum, nükleer silah imalatı ve nükleer santraller için uranyum imalatı esnasında kullanılan uranyum zenginleştirme sürecinin bir atık yan ürünüdür. Son derece zararlı olan bu radyoaktif ağır metalden büyük miktarlarda bulunması ve seyreltilmiş uranyum’un kurşundan 1.7 kat daha yoğun olması nedeniyle ABD ordusu, zırhlı araçları imha etmede çok daha etkili olan seyreltilmiş uranyum mühimmatlarını kullanmaktadır. Ancak, ateşlenen her DU mühimmatı, isabet ettiği herşey üzerinde bir DU tabakası bırakarak, hedefleri ve etraftaki alanı kirletir.

Yarı ömrü 4.5 milyar yıl olan bu toksik atığa maruz kalan her çatışma alanı, buralarda daha sonra yaşayacak insanları yavaş yavaş zehirler. Seyreltilmiş uranyumun arkasında bıraktığı toz tabakası solunum, sindirim ve deri yoluyla vücuda girebilir. DNA hasarı, kanser, doğum kusurları ve daha birçok sağlık problemine yol açar. BM, seyreltilmiş uranyum mühimmatlarını, kullanıldıkları alan üzerindeki uzun süreli etkileri ve insanlarla teması halinde yol açtığı uzun süreli sağlık sorunları nedeniyle yasadışı Kitle İmha Silahları kategorisine almıştır.”

Seyreltilmiş uranyum silahları, “Kitle İmha Silahlarını” ortadan kaldırmak için işgal edilen Irak’a gerçek Kitle İmha Silahlarını getirmiştir. Ayrıca bu mühimmatın ülkede kullanılması ve depolanması “Çevresel Modifikasyon Tekniklerinin Askeri Olarak veya Saldırgan Amaçlar Uğrunda Kullanılmasının Yasaklanması Konferansı” kurallarını da çiğnemiştir. Seyreltilmiş uranyum kullanımı özünde yasadışı olan bir savaştaki kanunsuzlukların sadece bir tanesidir zira Irak savaşı hem BM tüzüğüne hem de Kellogg-Briand Anlaşmasına aykırıdır. Savaş ilanının kanunsuz olması, savaşın bütün elementlerinin de kanunsuz olması anlamına gelir.

İlaveten, seyreltimiş uranyum kullanımı, Cenevre Konferansı’nın toplu cezalandırma kurallarına ve “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Konferansı’na” aykırıdır. Bu tür silahların kullanılması, savaşın,  Irak haklarına, toplumuna ve doğal çevresine verdiği zararların sadece ufak bir kısmıdır. Bu yaraların sarılması için yardım edilmesi ve tazminatlar verilmesi adına yasal yollara başvurmaya gerek olmamalı, bunun için insan olmak yeterli olmalıdır.

uygulamabanner.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum