ABD Nijer'den ayrıldıktan sonra Batı Afrika'da yeni ortaklar bulabilecek mi?

ABD Nijer'den ayrıldıktan sonra Batı Afrika'da yeni ortaklar bulabilecek mi?

Askerlerin Nijer'deki geniş ve yüksek maliyetli üslerden çıkarılmasının ardından Washington şimdi bir B planı arayışında.

Shola Lawal | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News

11 yıllık savunma işbirliğinin ve milyonlarca dolarlık askeri harcamanın ardından ABD, sürpriz bir sonla bu hafta askerlerini Nijer'den resmen çekti.

İki ülke arasında bir zamanlar yakın olan ilişkiler, ABD'nin büyük ve pahalı askeri üsler kurmasına ve buradan El Kaide ve IŞİD'le bağlantılı sayısız silahlı grubu izlemek üzere Nijer'e gözetleme uçakları göndermesine tanıklık etti.

Ancak bu ilişkiler Mart ayında Nijer'de Temmuz 2023'te iktidarı ele geçiren askeri cuntanın on yıllık bir güvenlik anlaşmasını iptal etmesi ve sivil yönetime geçiş için bastıran ABD'ye 15 Eylül'e kadar ülkede konuşlu 1.100 askeri personelini çekmesini söylemesiyle yerle bir oldu.

Analistler, ABD'nin aylardır iktidardaki orduyla tam bir uyum ya da açık bir karşıtlık içinde olmadığını söylüyor.

Washington bir yandan yeni iktidarla savunma ilişkilerini sürdürmeye hazır görünürken, diğer yandan darbeyi kınamak ve Nijer'e yardımı durdurmak zorunda hissetti.

Aralık ayında ülkeyi ziyaret eden ABD'li yetkililerin, cunta yönetiminin hiç ilgilenmediği bir geçiş planı için bastırıyor gibi görünmesi, bardağı taşıran son damla oldu ve mevcut yönetim ABD'ye ülkeyi terk etmesi gerektiğini bildirdi.

ABD merkezli çatışma izleme grubu Critical Threats Project'in Afrika ekibi lideri Liam Karr, “Bence ABD cunta ile çalışabileceğini, bir şekilde ortaklığı devam ettirecek bir plan bulabileceğini düşündü, ancak darbeden birkaç ay sonra ABD ve Nijer'in çok farklı vizyonları olduğu ortaya çıktı” dedi.

Karr, Nijer, Mali ve Burkina Faso'yu birbirine bağlayan ve silahlı grupların hüküm sürdüğü üç sınır bölgesindeki çatışma noktasına atıfta bulunarak, “[Çekilme] ABD'nin asıl merkez üssünde neler olup bittiğini takip etme kabiliyetini azaltacak” diye ekledi.

Bölgedeki en güçlü müttefikini kaybeden Amerika Birleşik Devletleri Afrika Komutanlığı (AFRICOM) şimdi olası yeni ortaklara yöneliyor, ancak seçenekleri bölgede nüfuz arayışında olan Rusya ile rekabeti nedeniyle oldukça sınırlı.

Aralarında AFRICOM Komutanı General Michael Langley'in de bulunduğu üst düzey ABD askeri yetkilileri, ABD'nin ülke liderleriyle “yapıcı diyalog” olarak nitelendirdiği görüşmeler için Nisan ayında Benin ve Fildişi Sahili de dahil olmak üzere Batı Afrika'nın kıyı bölgelerini gezdi.

Ancak, Nijer'den çekilmesi kara bir bulut gibi dururken, uzmanlar Washington'un şimdi dengeleyici bir rol oynaması gerektiğini söylüyor: Bir yandan Nijer'de elde edilen etkinliği hedeflerken, diğer yandan yenilenmiş ve daha az kaynak gerektiren bir şekilde gözetim görevlerine devam etmek.

Afrika'daki Amerikalılar

Yetkililer, Afrika ülkelerinde askeri üs bulundurmanın ABD tarafından silahlı grupları izlemenin ve artan tehditlere ABD'nin kapısına ulaşmadan müdahale etmenin önemli bir yolu olarak görüldüğünü sık sık dile getiriyor.

AFRICOM 2008'den bu yana 26 Afrika ülkesinde varlığını sürdürüyor. Ancak Çad'da görev yapan 100 kadar ABD askeri, Çad Hava Kuvvetleri'nin başkent N'Djamena yakınlarındaki bir hava üssünde bulunmalarını haklı gösterecek belgeleri sunmadıklarını söylemesi üzerine Mayıs ayında ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Doğuda, 5.000 kişilik ABD askeri üssü Camp Lemmonier, Cibuti'de stratejik bir konuma sahip ve personel buradan Kızıldeniz'in yanı sıra Yemen'deki Husileri ve Somali'deki Eş Şebab'ı takip ediyor. ABD birlikleri ayrıca Kenya'nın Lamu bölgesindeki Camp Simba da dahil olmak üzere çeşitli üslerden Kenya ordusunu Eş Şebab'a yönelik operasyonlar gerçekleştirmesi için eğitiyor.

El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el İslam Vel Muslimin (CNİM) ve IŞİD yapılanması Batı Afrika'nın Sahel bölgesinde yerel güçler ve ABD gibi yabancı ortaklar için en büyük tehditler olarak görülüyor. Bu grupların komşu ülkelere yayılmasını engellemek ABD'nin temel dış politikalarından biri.

Uzmanlar, ABD'nin Nijer'den çıkışının Washington'un askeri etkisinin -en azından Batı Afrika'da- son yıllarda ne kadar daraldığını açıkça ortaya koyduğunu söylüyor.

Bu daralmanın büyük bir kısmı Mali, Burkina Faso ve Nijer liderleri ile eski sömürgeci güç Fransa arasındaki ilişkilerin bozulması sonucunda meydana geldi.

Çatışmaların yaşandığı her üç ülkede de en azından son beş yıldır Fransız karşıtlığı su yüzüne çıkmış durumda. 2013'ten bu yana silahlı gruplarla mücadele etmek için bölgeye konuşlandırılan binlerce Fransız ve diğer yabancı askerlerin neden silahlı saldırıları ve kitlesel göçleri durduramadığını da sorgulayanlar var.

2020'den itibaren Mali, Burkina Faso, Gine, Gabon, Çad ve Nijer'de bir dizi darbeyle iktidara gelen askerler destek toplamak için bu duygu ve düşünceler üzerinden siyaset geliştirdiler. Aralık 2023 itibariyle 15.000'den fazla Fransız, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler askeri Mali, Burkina Faso ve Nijer'den ayrılmıştı. Bu üç ülke Eylül 2023'te kurulan Sahel Devletleri İttifakı (SDİ) çatısı altında güçlerini birleştirdi.

Rusya boşluğu doldurmak için hızla harekete geçti ve yerel güçleri desteklemek üzere yüzlerce Wagner savaşçısını (şu anda "Afrika Kolordusu" olarak anılıyor) konuşlandırdı.

ABD için Nijer'in Temmuz 2023'te ordunun eline geçmesi en önemli kırılma noktasıydı. Eski Cumhurbaşkanı Mahamadou Issoufou (2011-2021) döneminde ülke darbeler tarihini geride bırakmış, nispeten demokratik ve istikrarlı bir hale gelmiş gibi görünüyordu.

ABD büyük yatırımlar yaparak Niamey'de 101 numaralı üssü inşa etti. Niamey'den 914 kilometre uzaklıktaki Agadez'de bulunan daha büyük 201. Üs ise üç sınır arasındaki şiddet olaylarına daha yakın ve inşası 110 milyon dolara mal oldu. Bu ABD dışındaki bir bölgede şimdiye dek inşa edilmiş en pahalı Amerikan üslerinden biri. İki üs birlikte en az 900 askere ve 1.100 kişiyi bulan ek personele ev sahipliği yaptı.

Alman düşünce kuruluşu Konrad-Adenauer Stiftung'da (KAS) Sahel araştırmacısı Ulf Laessing, “Orada iyi iş çıkardılar” dedi.

ABD insansız hava araçları sadece silahlı grupların yerleri hakkında Nijer ordusuna istihbarat aktarmakla kalmadı, aynı zamanda Amerikalılar Nijer ordusunu da eğitti.

Ancak Laessing, ABD'nin buradaki operasyonlarının şeffaflığının bir sorun haline geldiğini söyledi. ABD operasyonlarının bazı yönleri çoğunlukla yerel yetkililer ve hatta ABD'li siyasiler tarafından bilinmiyordu.

Ekim 2017'de "özel bir operasyon" sırasında Nijerya'nın Tongo Tongo köyünde IŞİD'e bağlı silahlı gruplar tarafından pusuya düşürülen dört Amerikan askeri öldüğünde Kongre şoke oldu.

Uzmanlar ve yorumcular ABD'nin oradaki operasyonlarının genel olarak ne kadar etkili olduğu konusunda fikir sahibi değiller.

ABD insansız hava araçlarının gözetiminin doğrudan belirli silahlı grup liderlerinin etkisiz hale getirilmesine yol açıp açmadığı belirsizliğini korurken, Karr ABD insansız hava araçlarının yokluğunun o zamandan beri "olumsuz bir etki yaratmış" gibi göründüğünü söyledi.

Karr, "Nijer'deki saldırılar daha ölümcül hale geldi ve daha büyük militan gruplarını içeriyor" diyerek Temmuz darbesinden bu yana ABD birlikleri ile Nijerya ordusu arasındaki iletişimin kopmaya başladığı döneme atıfta bulundu. O zamandan önce ülkedeki silahlı grupların saldırıları, komşularının aksine, kısmen ABD'nin gözetimi nedeniyle çoğunlukla birkaç bölgeyle sınırlıydı.

Ancak bazıları ABD'nin askeri varlığının bir etkisi olup olmadığını sorguluyor.

Sahel bölgesi uzmanı Alex Thurston bu yılın Ocak ayında ABD merkezli Responsible Statecraft dergisinde "Eğer Amerikan hava gücü en önemli hedeflerin izlenmesini desteklemek içinse ve bu hedeflerin ortadan kaldırılması isyanları temelden yok etmiyorsa, o zaman tüm bu gözetleme kapasitesi ne işe yaradı?" diye yazdı.

"Yap ya da öl"

Karr, ABD ordusu için Amerikan askerlerinin bölgede kalmasının oldukça önemli olduğunu söylüyor. ABD'nin sadece Nijer'de üssü olsa da Gana, Senegal ve Gabon'da varlığını sürdürüyor.

"Bence ABD buradan ayrılırsa, aslında kötü bir ortak olduğu mesajını vermiş olur. Ayrıca ülkeler zorluklarla karşılaştıklarında Rusya da dahil olmak üzere herkesle ortaklık kurabilirler ki ABD'nin bunu istemediği aşikar."

Rusya'nın müttefiki Sahel Devletleri İttifakı (AES) üs için bir seçenek olmadığından, komşu Gana, Benin ve Fildişi Sahili şimdi ABD'nin diplomatik çabalarının odak noktası haline geldi. Bu ülkelerin hepsi nispeten istikrarlı, sivil yönetimli ve ABD halihazırda bu ülkelerin ordularıyla ortak askeri tatbikatlar düzenliyor.

Nisan ve Mayıs aylarında Benin ve Fildişi Sahili'ne giden ekiplerin bir parçası olan AFRICOM komutanı Langley, bu hafta Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetlerle görüşmeler yapıldığını söyledi ve ABD'nin "ortak değerleri ve ortak hedefleri olan ... benzer düşünen ülkelere yöneldiğini" kaydetti.

Laessing, kıyı ülkelerinin silahlı gruplara karşı artan kırılganlıklarının Washington'un tekliflerini kabul etmelerini muhtemel kıldığını söyledi. Benin, Gana ve Fildişi Sahili, kuzey sınır bölgelerinde gruplar tarafından artan şiddet olaylarına tanık oluyor. Mayıs ayında Benin ordusu, birliklerinin Nijer'e yakın kuzeydoğu köyü Karimama'da kimliği belirsiz bir gruptan sekiz silahlı savaşçıyı etkisiz hale getirdiğini açıkladı.

Wall Street Journal'ın bu haftaki bir haberine göre ABD uçakları ve personeli Benin'e sevk edilmiş durumda. Habere göre, Benin'deki bir ABD hava üssü de yeni askerlerin konuşlanabileceği şekilde yenileniyor.

Temmuz ayında Fransız Le Monde gazetesi, Fildişi yönetiminin ülkenin kuzeybatı bölgesindeki Odienne kasabasında bir ABD üssü kurulmasını onayladığını bildirmişti. Ancak üsle ilgili planlara ilişkin ayrıntılar bilinmiyor.

Gana halihazırda Accra Kotoka Uluslararası Havaalanı'nda ABD Ordusu'nun Batı Afrika Lojistik Ağı'na -bazılarına göre bir üs kadar iyi- ev sahipliği yapıyor.

Protestocular ABD varlığının artmasını kınıyor

2018 yılında ABD ordusunun Gana'nın telsiz frekanslarına ve bir askeri hava üssüne erişimini ve vergisiz askeri teçhizat ithal etmesini sağlayacak 20 milyon dolarlık bir anlaşmanın parlamento tarafından onaylanmasının ardından binlerce kişi başkent Akra'da sokaklara döküldü. Protestocular, ABD askerlerinin gittikleri her yerde “sorun yarattığını” -Gana'yı istikrarsızlaştırabilecek şiddet olaylarına yol açtığını- söyleyerek birçok Batı Afrikalının ABD'nin dış askeri operasyonlarına ilişkin taşıdığı genel kanıya gönderme yaptı.

ABD'li yetkililerin Afrika' ya yönelik yaklaşımlarını yenilemek istemelerinin nedeni bu olabilir. General Langley Perşembe günü yaptığı açıklamalarda bundan sonraki operasyonların “Afrika liderliğinde, ABD destekli” olacağını söyledi.

Langley, “Dinliyorum, öğreniyorum ve sonra yürütebilmek ve ilerleyebilmek için işbirliğine dayalı bir çözüm buluyoruz” diye ekledi.

Laessing, Amerikalıların Nijer'de yaptıklarından daha düşük bir profil sergilemeye çalışacaklarını, ancak yine de zorluklarla karşılaşabileceklerini söyledi.

Halen mevcut olan Batı karşıtı duygular, ABD'nin varlığına karşı daha genel bir öfkeye yol açabilir ve bu Sahel ülkelerinin komşularının çoğuyla dostane ilişkiler içinde olmamasının bir faydası da yok. Zira Fildişi Sahili gibi ülkeler bölgenin bazı kesimlerinde Fransa'nın “kuklası” olarak görülüyor.

Temmuz 2022'de Mali, Fildişili özel bir şirket için çalışmak üzere ülkeye gelen 46 Fildişili askeri gözaltına aldı. Bunlardan bazıları Eylül ayında serbest bırakıldı.

Laessing, “İşler daha da karmaşıklaşacak çünkü insansız hava araçlarını (kıyı ülkelerinden) şiddetin yoğun olduğu noktalara uçurmak daha fazla zaman alacak” dedi ve ekledi: “Ve muhtemelen Nijer üzerinden uçmaları gerekecek ki bu da oradaki hükümetle ve Ruslarla bir sorun teşkil edebilir.”

Kaynak: Mepa News

uyg.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.