ABD: S-400 kaygımızı Türk tarafına ilettik
Türkiye’nin Rusya’dan satın almayı planladığı S-400 füze savunma sistemi konusunda Amerikan yönetimi rahatsız.
Türkiye’nin Rusya’dan satın almayı planladığı S-400 füze savunma sistemi konusunda Amerikan yönetimi duyduğu rahatsızlığı farklı platformlarda dile getirmeye devam ediyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Türkiye’nin S-400 planlarına dair endişelerini yinelerken, Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Johnny Michael de S-400’lerin potansiyel satın alımı konusunda Türk yetkililere kaygılarını ilettiklerini söyledi.
Amerika’nın Sesi muhabirine yaptığı açıklamada Sözcü Johnny Michael, “NATO’yla (sistemiyle) birlikte çalışabilir bir füze savunma sistemi, Türkiye’yi bölgesinde geniş kapsamlı tehditlere karşı savunmada en iyi seçenek olmayı sürdürüyor” dedi.
Bu konuda açık bir diyaloğa sahip olduklarını belirten Michael, “Herhangi bir büyük çaplı füze savunma sistemleri satın alımında NATO’yla birlikte çalışabilirliğin önemini vurgulamaktayız” ifadesini kullandı.
Michael, sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve Türkiye, savunma ve askeri alanda sağlam ve önemli boyutta ticari ilişkilere sahip. Türkiye, daha geniş ölçekli, uzun vadeli füze savunma ihtiyaçları için ABD dahil NATO müttefiklerinden füzesavar sistemleri edinme çabasını sürdürüyor. ABD, mümkün olduğunda, Türkiye’nin satın aldığı teçhizatın teslimatını hızlandırmaya kararlı. Türkiye kilit bir NATO müttefiki ve güçlü savunma ortaklığımıza bağlılığımız devam ediyor.”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert de, günlük basın brifinginde bir soruyu yanıtlarken, Türkiye’nin S-400 planlarına dair endişelerini yineledi.
İttifak üyelerinin NATO sistemiyle, diğer üye ülkelerinin şu anda sahip olduğu sistemlerle birlikte çalışabilir askeri teçhizata sahip olmasının önemli olduğunu vurgulayan Nauert, “Eğer haberlerde geçtiği gibi Türkiye bir Rus sistemi olan bu S-400’leri satın alacaksa, (bu sistem) bu standarda uymaz dolayısıyla bu tabi ki bizim açımızdan endişe oluşturur” diye konuştu.
Nauert, bunun ayrıca, “Rus kaynaklı askeri teçhizata bağımlılıkları milli çabalarla azaltmak için çalışarak direnci artırma” yönünde Varşova zirvesinde müttefiklerce ortaya konan taahhütlere ters düşeceğini söyledi.
Türkiye’nin bu satışla NATO kurallarını ihlal edip-etmediği sorusunu da Amerikalı sözcü, “Bunu NATO’ya danışmam lazım” diye yanıtladı.
Nauert bu açıklamaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan dönüşü uçakta gazetecilere, S-400 alımı konusunda Ruslar’la imzaların atıldığı ve Türkiye’nin kapora ödemesini Moskova’ya gönderdiğini söylediği şeklinde Türk medyasında çıkan haberlerin bir gün sonrasında yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün de Ankara’da belediyle başkanlarıyla bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Şurada bir S-400 anlaşması yaptık diye çılgına döndüler ya. Ne olacaktı? Sizi mi bekleyeceğiz? Bütün güvenlik noktasında tedbirlerimizi alıyoruz ve alacağız. Çok daha basitleri var, tabii her şey her yerde konuşulmuyor. Onun için, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bunun başka çaresi yok” demişti.
Rus Tarafı Anlaşmadan Memnun
Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin’in askeri ve teknik konulardaki en üst düzey danışmanı Vladimir Kozhin (Kojin) de Türkiye ile varılan mutabakatı doğruladı. Rus yetkili, Tass Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada “Anlaşma imzalandı ve hayata geçirmek üzere ilerliyoruz” dedi. Anlaşmanın stratejik önemine de değinen Putin’in danışmanı, anlaşmanın Rusya’nın stratejik çıkarlarını kesin bir biçimde korur nitelikte olduğuna dikkat çekerken “Bu noktada Türkiye’ye Batılı ülkelerin tepki göstermesini de anlıyoruz” diye konuştu.
Rus basını da NATO üyesi bir ülkeye silah satışı yapılmasının Rusya için bir prestij meselesi olduğu yorumlarını yaparken anlaşmanın rakamsal boyutunun 3 milyar dolar seviyesine ulaşacağını öne sürüyor. Son derece karmaşık ve NATO sistemleriyle uyumlu olmayan S-400’lerin NATO teçhizatıyla koordineli hale getirilmesinin olanaksız olduğu yorumunu yapan Rus basını bunun bir ulusal güvenlik konusu olduğuna dikkat çekiyor. Yorumlarda Rusya’nın S-400 savunma sisteminin Türkiye’de üretilmesi konusunda da son derece hassas olduğunu ve tam anlamıyla bir üretim hattının söz konusu olamayacağı vurgulanıyor.
Kaynak: Amerika'nın Sesi