ABD'den Almanya'ya yaptırım tehdidi
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas’a, Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım-2 projesiyle ilgili yaptırım uyarısında bulunduğunu aktardı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bugün NATO Dışişleri Bakanları toplantısı sırasında ikili bir görüşme yaptığı Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas’a, Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım-2 projesiyle ilgili yaptırım uyarısında bulunduğunu aktardı.
Özel görüşmelerinde Maas’a, Başkan Joe Biden’ın boru hattıyla ilgili kaygılarını yinelediğini anlatan Blinken, projeye dahil olan şirketlerin Amerikan yaptırımları riskiyle karşı karşıya oldukları mesajını da verdiğini söyledi.
Almanya’yla bu konuda gerçek bir görüş ayrılığı yaşadıklarını ifade eden Blinken, yaptırımların “ciddi bir olasılık” olduğunu dile getirdiğini kaydetti.
ABD’nin bu projeye muhalefetinin çok net olduğunu vurgulayan Blinken, “Boru hattı inşasına dahil olan şirketlerin Amerikan yaptırımları riskiyle karşı karşıya olduklarını net biçimde ortaya koydum. Boru hattı Avrupa’yı bölüyor, Ukrayna ve orta Avrupa’yı Rusya’nın manipülasyonu ve tehditlerine maruz bırakıyor, Avrupa’nın kendi çizdiği enerji hedeflerine ters düşüyor” diye konuştu.
Blinken konuyla ilgili daha fazla ayrıntı vermedi ancak ABD’nin Baltık Denizi altında inşası tamamlanmak üzere olan boru hattı çalışmalarını yakından takip ettiğini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı, “Maas’a şunu söyledim; boru hattının tamamlanması ve tasdikine yönelik faaliyetleri takip etmeye devam edeceğiz ve bu faaliyetler hayata geçerse, yaptırımların uygulanabilirliği konusunda bir karar alacağız” dedi.
Blinken, ABD’nin bu konudaki duruşunu netleştirmek ve projeye olan muhalefetinde herhangi bir belirsizliğin olmadığını ortaya koymak için bu mesajı Maas’a doğrudan iletmeyi önemli bulduğunu belirtti.
Bununla birlikte Blinken, Kuzey Akım-2 meselesinin Almanya’yla aralarındaki iyi ilişkilerin önüne set çekmeyeceğini de ekledi.
Reuters’a konuşan yetkililer ve diplomatlara göre, Berlin bugüne kadar, Biden yönetiminin, projenin tamamlanmak üzere olduğunu dikkate alarak, Rus gazının Avrupa’ya taşınmasına karşı daha pragmatik bir yaklaşım sergilemesini bekliyordu.
Kremlin, Rus devlet enerji şirketi Gazprom’un öncülük ettiği 11 milyar dolarlık Kuzey Akım-2 girişiminin ticari bir proje olduğunu vurguluyor ancak Amerika projeye bugüne kadar karşı çıktı ve Avrupa da Rus enerjisine olan bağımlılığını düşürme sözü verdi.
ABD’nin yanı sıra, Polonya gibi Doğu Avrupa ülkeleri, Kuzey Akım-2’nin Rusya’nın Avrupa ülkelerini manipüle etme ve Avrupa ile ABD arasındaki ilişkileri baltalamaya yönelik ekonomik ve siyasi adımlarının bir parçası olduğunu savunuyor.
Reuters 24 Şubat’ta geçtiği bir haberde, 18 şirketin yaptırımlara tabi olmamak için boru hattındaki çalışmalarını sonlandırdığını bildirmişti.
“Birlikte hareket edersek Çin’e karşı daha güçlü oluruz”
Blinken’ın basın toplantısında öne çıkan bir diğer konu Çin oldu. Blinken, Avrupa Birliği’nin ABD’nin en yakın ortaklarından biri olduğunu ve ekonomisini Avrupa’ya açma yolunda AB’ye verdiği sözleri yerine getirme sorumluluğunun Çin’in omuzlarında olduğunu söyledi.
AB ve Çin, ABD’nin muhalefetine rağmen, geçen Aralık ayında yatırım anlaşması imzalamıştı. Anlaşmaya göre Pekin, uluslararası işgücü yasalarını benimseyeceği ve ekonomisine Avrupa’nın daha fazla düzeyde dahil olmasına izin vereceği sözünü vermişti.
Blinken, “Bizim görüşümüze göre, zorla çalıştırma, devlet girişimleri, devlet yardımları konularında verdiği sözlerin sadece lafta kalmayacağı gösterme yükümlülüğü Çin’de” ifadesini kullandı.
AB’nin geniş yelpazede bir dizi konuda ABD’nin ilk ortağı olduğunu ve Çin’in de bu konulardan birini oluşturduğunu belirten Blinken, Çin’in saldırgan eylemlerine karşı koymak için Avrupa Parlamentosu ve AB’deki diğer ortaklarıyla birlikte çalışacaklarını kaydetti.
Blinken, ABD ve AB’nin, ticaret konusunda Çin’e karşı “tek sesle” hareket ettikleri zaman çok daha güçlü olduklarını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı, AB, ABD ve Asyalı ortakların birlikte oluşturacağı ittifakı Pekin’in görmezden gelemeyeceğini belirtti.
Kaynak: Amerika'nın Sesi