ABD'li yetkililer Cevlani'nin başına konan 10 milyon dolarlık ödülün kaldırılmasını görüşüyor

ABD'li yetkililer Cevlani'nin başına konan 10 milyon dolarlık ödülün kaldırılmasını görüşüyor

Esed'in devrilmesiyle birlikte NATO müttefiki Türkiye, yıpranmış ve hırpalanmış İran ve Rusya karşısında Suriye'deki başlıca dış güç olma konumunu pekiştirdi.

Sean Mathews | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News

Middle East Eye'a (MEE) bilgi veren üst düzey bir Arap yetkiliye göre ABD'li yetkililer, Pazar günü Şam'a girerek Beşar Esed rejimini deviren Tahriru'ş Şam Heyeti (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Cevlani'nin başına konan 10 milyon dolarlık ödülün kaldırılmasının yararlarını görüştü.

Cevlani olarak tanınan Ahmed el Şara 2013 yılından bu yana ABD tarafından "terörist" olarak tanımlanırken, HTŞ de 2018 yılında Trump yönetimi tarafından Cevlani'nin başına 10 milyon dolar ödül konulduktan sonra "terör örgütü" listesine alındı.

HTŞ yıllarca listeden çıkarılmak için birtakım faaliyetleri yürüttü ancak bu çabaları büyük ölçüde karşılıksız kaldı ve grup Suriye'nin kuzeybatısında sadece bir bölgeyi yönetmekle yetindi.

Ancak Pazar günü Esed'in iktidarının hızlı bir şekilde sona erdiğini gören muhaliflerin yıldırım saldırısı, Washington'u grubun eski El Kaide bağlantısıyla nasıl ilişki kurduğunu yeniden düşünmeye zorladı.

Görüşmelerle ilgili hassasiyetler nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Arap yetkili MEE'ye yaptığı açıklamada görüşmelerin Biden yönetimindeki yetkilileri böldüğünü ifade etti.

Bu arada, söz konusu görüşmeler sorulduğunda bir Trump geçiş dönemi yetkilisi Biden yönetimini kötüledi.

Pazar günü Şam'daki Emevi Camii'nde coşkulu bir zafer konuşması yapan 42 yaşındaki Cevlani'nin, 54 yıllık Esed ailesi iktidarının ardından Suriye'nin geçiş sürecinde kilit bir rol oynaması bekleniyor.

Şam'da kendisini destekleyen kalabalığa “Bugün Suriye temizleniyor” diyen Cevlani, “Bu zafer hapishanelerde çürüyen insanların ve mücahitlerin (savaşçıların) zincirlerini kırmasıyla doğdu” diye ekledi.

"Şimdi doğru şeyleri söylüyorum"

Şam'ın düşmesinden birkaç saat sonra konuşan ABD Başkanı Joe Biden, muhaliflerin yönetimi ele geçirmesini “temel bir adalet eylemi” olarak nitelendirdi ancak bunun Orta Doğu için “bir risk ve belirsizlik anı” olduğu uyarısında bulundu.

Biden, “Tetikte olmaya devam edeceğiz” dedi. “Hiç kuşkunuz olmasın, Esed'i deviren muhalif gruplardan bazılarının terörizm ve insan hakları ihlalleri konusunda kendilerine ait korkunç bir sicilleri var” diyen Biden, bu grupların ‘şu anda doğru şeyler söylediğini’ de sözlerine ekledi.

Biden, “Ancak daha fazla sorumluluk üstlendikçe, sadece sözlerini değil eylemlerini de değerlendireceğiz” dedi.

Daha sonra Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili, HTŞ liderleriyle temasları sorulduğunda Washington'un her türden Suriyeli grupla temas halinde olduğunu söyledi.

Kamuoyu önünde durumu tartışma yetkisi olmayan ve isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkili, ABD'nin Esed'in askeri cephaneliğindeki kimyasal silahların güvenliğini sağlamaya odaklandığını da söyledi.

Bu arada New York Times, ABD istihbarat kurumlarının Cevlani'yi değerlendirme sürecinde olduğunu ve Cevlani'nin geçmişteki bağlantılarıyla ilgili endişeleri gidermeyi amaçlayan bir “cazibe saldırısı” başlattığını bildirdi.

Aslen işgal altındaki Golan Tepeleri'nden bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Cevlani, Irak'taki direnişte savaşmış ve Irak'ta Amerikan yönetimindeki bir hapishanede beş yıl yattıktan sonra İslam Devleti'nin kurucusu Ebubekir el Bağdadi tarafından Suriye'ye gönderilmişti.

“Bir cazibe saldırısı, insanların yeni bir sayfa açtıkları ve eskisinden farklı düşündükleri anlamına gelebilir, dolayısıyla onları dinlemelisiniz. Öte yandan temkinli olmalısınız çünkü cazibe saldırıları bazen yanıltıcı olabilir” diyor ABD'li yetkili.

“Bu konuda düşünmek zorundayız. Davranışlarını izlemeliyiz ve bazı dolaylı mesajlar vermeliyiz ve bunun sonucunda ne olacağını görmeliyiz.”

Ancak, sadece beş hafta sonra göreve başlayacak olan ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, Washington'un “bununla [Suriye] hiçbir ilgisi olmaması gerektiğini” söyleyerek çatışma konusunda nerede durduğuna dair çok az şüphe bıraktı.

Cumartesi günü sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda Trump, Esed'in “kaybettiğini” çünkü “Rusya ve İran'ın şu anda zayıflamış durumda olduğunu, birinin Ukrayna ve kötü ekonomi yüzünden, diğerinin ise İsrail ve savaştaki başarısı yüzünden” olduğunu yazdı.

Trump, Esed'in düşüşünü, Suriyeli muhaliflerden ya da ABD'nin Suriyeli müttefiklerinden bahsetmeden Ukrayna'daki savaşa son verilmesi çağrısında bulunmak için bir fırsat olarak kullandı.

Ürdün Özgür Suriye Ordusu için lobi yapıyor

Esed'in devrilmesiyle birlikte NATO müttefiki Türkiye, yıpranmış ve hırpalanmış İran ve Rusya karşısında Suriye'deki başlıca dış güç olma konumunu pekiştirdi.

Ancak ABD, askerleri köyleri ve şehirleri topluca terk ederken Esed rejiminin yerini alma yarışına katılan müttefikleri (YPG) aracılığıyla Suriye'de büyük miktarda toprağı elinde tutuyor.

ABD, Ürdün, Irak ve Suriye'nin üçlü sınır bölgesindeki El Tenf çöl karakolunda faaliyet gösteren Suriyeli grupları destekliyor.

Esed rejimi çökerken El Tenf'te ABD'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) saldırıya geçerek Palmira kentinin kontrolünü ele geçirdi.

ÖSO ABD ile yakın işbirliği içinde çalışıyor ve finansmanı büyük ölçüde Ürdün'den sağlanıyor. ÖSO'nun Ürdün istihbaratıyla da yakın bağları var.

Eski bir Arap güvenlik yetkilisi MEE'ye Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın geçen hafta Washington'da üst düzey ABD'li yetkililerle bir araya geldiğini ve Özgür Suriye Ordusu'na desteğin devam etmesi için lobi yaptığını söyledi.

Ancak eski yetkiliye göre Esed sonrası Suriye'de istikrarı sağlamak, yüz binlerce mülteciyi geri göndermeye çalışan ve iktidar boşluğunun daha fazla uyuşturucu hapın sınırı geçmesine yol açmamasını sağlamaya çalışan Ürdün için kilit önemde olacak.

ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda ana omurgasını PKK'nın Suriye yapılanması YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile birlikte hareket eden yaklaşık 900 askeri bulunuyor.

SDG'ye bağlı Arap aşiretleri Cuma günü Fırat Nehri'ni geçerek Deyrizor ve El Bukemal gibi stratejik kentleri ele geçirdi. El Bukemal Suriye'nin Irak'la olan stratejik sınır kapısı.

ABD'nin SDG'ye verdiği destek, SDG'yi PKK'nın bir uzantısı olarak gören Türkiye ile ilişkilerinde hassas bir nokta.

Türkiye'nin güneydoğusunda on yıllardır gerilla savaşı yürüten PKK, ABD ve Avrupa Birliği tarafından "terör örgütü" olarak nitelendiriliyor.

SDG, Türkiye'nin desteklediği "Suriye Milli Ordusu" (SMO) unsurlarının stratejik Münbiç kentine girmesiyle kuzeyde sıkışmış durumda. Ajansların haberine göre SMO unsurları Münbiç kentinin tamamında kontrolü sağlamış durumda.

Suriye'de on yılı aşkın süredir devam eden savaş sırasında ABD Esed rejimine yaptırımlar uyguladı, İsrail'in Suriye içinde İran'a saldırılar düzenlemesini sağladı.

Kaynak: Mepa News

uyg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.