ABD'nin 13 yıl hapiste tuttuğu Ali el Merri'ye yönelik işkenceleri
Dr. Asım Kureyşi, ABD'de 13 yıl cezaevinde tutulan Ali el-Merri'ye yapılan işkenceyi anlattı.
Dr.Asım Kureyşi, ABD'de 13 yıldır tutuklu olan Ali el-Merri'ye yapılan işkenceyi anlattı.
Kureyşi, işkence tanımının genellikle kendisine eşlik eden ağır şiddetin yanı sıra, mahkûmların maruz kaldıkları çok yönlü baskı biçimlerini de kapsaması gerektiğini savunuyor.
Kureyşi'nin yazısı, İngiltere merkezli CAGE isimli sivil toplum kuruluşunun "Teröre Karşı Savaş Üzerine Perspektifler" serisinin bir parçası olarak yayınlandı.
Asim Kureyşi CAGE'de Araştırma Direktörüdür, dünya çapında terörle mücadele uygulamalarının etkisine yönelik araştırmalar konusunda uzmanlaşmıştır. Ayrıca ABD ve Küba'daki Guantanamo Körfezi'ndeki davalara katılan hukuk ekiplerine danışmanlık yapmaktadır.
Ali el-Merri kimdir?
Ali el-Merri 1966 doğumlu. Uzun süre Katar İslami Bankası'nın denetim bölümünde önemli bir pozisyonda çalıştığı belirtilen el Merri, yerleşmek ve eğitim almak üzere 2001 yılında ABD'ye gitti. Burada Aralık ayında rutin bir trafik denetiminde tutuklanan el Merri önce kredi kartı dolandırıcılığı iddiasıyla suçlandı. Daha sonra ise El Kaide bağlantılı olduğu iddia edilerek "düşman savaşçı" olarak nitelendirildi. 2009'a kadar kendisine resmi bir suç yöneltilmedi, suçlu olduğuna kanıt bulunamadı. El Merri 2015 yılında Katar'a iade edilerek serbest kaldı.
Son birkaç yıldır, ABD topraklarında 13 yıl botunca sistematik hücre hapsinde tutulan Ali Salih Kahlah el-Merri'nin davası hakkında çeşitli yazılar kaleme almaktayım.
Son dört yılın büyük bir bölümünü bu davayı araştırarak geçirmiş olmak, El-Merri ile uzun süre oturmak ve kendisine verilen zararın karmaşıklığını anlamak benim için hem duygusal olarak zor bir durum hem de bir ayrıcalıktı.
Araştırma sürecimin bir parçası da, ABD hükümeti tarafından yayınlanan dosyalardan 30.000 sayfaya yakın bir miktardaki belgeleri incelemekti.
ABD yetkilileri, birilerinin bu belgelerin her satırını okumaya zahmet edeceğini düşünmüş olsun ya da olmasın, gerçek şu ki, Ali’ye yapılan işkencenin hikâyesi bizim için bu satır aralarında yer alıyordu.
Kayıt altına alınan adaletsizlik
Açıklanan materyaller arasında, El-Merri'nin gözaltına alındığı Charleston Deniz Kuvvetleri'nin Müstakil Tecrit Koğuşu Birimi muhafızları tarafından tutulan kayıtlar vardı - bu kayıtlar binlerce sayfaya ulaştı ve birçok durumda Ali el-Merri'nin hapsedilmesinin hikâyesinin detaylarını bizlere ulaştırdı. Söz konusu kayıtlar on beş dakikada bir tutulmaktaydı.
Bu şekilde bir detaylı kayıt tutulmuş olması bana, Hannah Arendt'in 'Kudüs'te Eichmann' isimli kitabında yazdıklarını hatırlattı. Ki, Holokost hakkında onu en çok şaşırtan şey bunun sıradanlığı, olaya dahil olan herkes tarafından gerçekleştirilen adaletsizliğin her gün kontrol edilmiş olmasıydı.
Evet, suç ortaklığının farklı seviyelerde olduğunu kabul etmeliyiz, ancak kayıtların tutulma şekli ve El-Merri'nin işkencesinin gerçekleştirilme ve kataloglanma biçimi son derece dehşet verici ayrıntılı bilgiler sunmakta.
Yazacak çok şey olmasına ve belki de işkencesinin daha korkunç örnekleri olmasına rağmen, davanın El-Merri'nin uğradığı tacizin etkinliğini gerçekten kesin olarak kanıtlayan bir yönü var.
Manşetlerde görmeye alıştığımız “Waterboard” işkencesi ve benzeri bazı sorgu teknikleri ile kısıtlanan “işkence” kavramının; bu yazımızda görüleceği gibi, oldukça detaylı ve planlı hayata geçirilen süreçler olarak yeniden tanımlanmasını amaçlamaktayım.
Hapishane gardiyanları ile yüzleşme
Ali el-Merri, Mayıs ortası ve Haziran 2004'ün başlarında cezaevi yetkilileriyle, önce kendisine verilen Kuran-ı Kerim’i ve helal yiyecekleri reddetmesi, ardından da hücresindeki sıcaklık nedeniyle karşı karşıya geldi. 2 Ağustos 2004 tarihli bir belgede aşağıdaki olaylar kaydedildi:
"- İlk olarak, Mayıs ayının sonlarında, 052 [Ali el-Merri'nin hapishane numarası] açlık grevine başladı.
- Beş gün sonra 052'ye tıbbi olarak kontrol edileceği söylendi.
- Direnirse, bağlanmak sureti ile kan ve idrar örnekleri alınacağı kendisine iletildi.
- İdrarın bir kateter yoluyla alınması fikri onu endişelendiriyor gibiydi - o gece açlık grevine son verdi."
Açıklanan belgeler arasında, sık sık güncellenen hapishane “Gardiyanlar Arası Aktarım Kayıtları” bize son derece kısıtlı bilgi vermektedir. Ancak Elektronik Günlükler (EG'ler) olarak adlandırılan başka bir günlükler dizisi, on beş dakikalık bir sıklıkla aksi takdirde bilinemeyecek ayrıntıların sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
Olay, 29 Mayıs 2004 tarihinde saat 15: 00'te, bir görevlinin El-Merri'nin hücresinde yaptığı görsel kontrol esnasında onu yerde yatarken bulmasıyla başlar:
"EC # 2 [düşman savaşçısı 2 numaralı, El-Merri'ye verilen kod] yerde yatıyor.
Tango 2 (gardiyan) yaklaşıp yerden kalmasını söylediğinde EC # 2 hücrenin soğuk olduğunu belirtti.
Tango 2 (gardiyan) daha sonra sıcaklık sorununu gidermeye çalıştı, ancak başarısız oldu.
EC # 2'ye sıcaklık sorununu düzeltemeyeceğini bildirdikten sonra EC # 2, "benimle dalga geçiyorsun" dedi.
Tango 2 daha sonra zeminden kalkmasını söyledi, ardından EC # 2 onu görmezden geldi ve hemen yere geri döndü."
Önümüzdeki iki gün boyunca, El-Merri'nin sıcaklıkla ilgili şikâyetleri devam etti, bunlar sunumlarının yalnızca kısa bir serencamıdır:
Tarih | Saat | Kayıt |
05/29/04 | 5:41:14 PM | Tango 2 Düşman savaşçısı 2’ye (DS) battaniyesini yerden kaldırmasını söyledi. DS2 reddetti. “Çok soğuk, ranzada uyuyamıyorum” |
05/29/04 | 5:42:33 PM | Tango 2 DS2’nin battaniyelerini “Bay …” nın emri ile aldı. |
05/29/04 | 6:00:02 PM | Görsel kontrol. DS2 hücrede. Kameradan saklanmak için ranzanın altına emekleyerek girdi. |
05/29/04 | 6:02:24 PM | Görevli DS2’ye ranzanın altından çıkmasını söyledi ancak DS2 “çok soğuk” diyerek bunu reddetti. |
05/29/04 | 8:38:14 PM | DS2’nin hücre sıcaklığı arttırıldı, DS2 ranzanın altından çıkmaya ikna oldu. |
05/29/04 | 10:07:21 PM | |
05/30/04 | 1:16:00 AM | DS2 kamera açısının ve kontrol eden görevli 509’un görüş alanın dışında ranzasının altında yatmakta. “…..” emri ile 112 numaralı hücreye alındı. DS2 ikinci bir emre kadar gündüzleri 112, geceleri 119 numaralı hücrelerde geçirecek. |
Yukarıdaki kayıtlardan da görülebileceği gibi, Ali el-Merri'ye biraz sıcaklık bulma fırsatı vermek yerine, battaniyelerini akşam 17: 42'de aldılar, ancak sıcaklığı 3 saat sonra yükseltti. Battaniyeler ise bundan bir buçuk saat sonra geri verildi.
"İşkence tartışması çoğu zaman "waterboard" gibi manşet işkence tekniklerine odaklanıyor ve az ya da çok konu sorgulama teknikleri kapsamında sıkışıp kalıyor.
Ertesi gün, saat 13:15'te, El-Merri, 119 numaralı hücreden çıkarıldı ve 112 numaralı hücreye alındı. Memurlar, yukarıdaki tabloda belirtildiği gibi, gün boyunca 112 numaralı hücrede tutulacağını ve yalnızca geceleri 119'a geri gönderileceğini belirten bir not bıraktılar.
Ancak en önemli kayıt, 30 Mayıs 2004 saat 22: 05'te, El-Merri'nin soğuk hücre yüzünden yaşadığı hayal kırıklığı nedeniyle odasından battaniyelerinin ve yastıklarının çıkarılmasını talep ettiği zaman ortaya çıkıyor. Savunma Bakanlığı ve FBI ekibi bu süre zarfında hazır görünmese de, günlükler sistematik olarak kendisine karşı şiddet eylemlerini yönlendirdiklerini doğruluyor:
"Yarbay Ramos ve adamları onu soğuk bir hücrede hareket ettirerek oyunlar oynamak istiyorlar (#3 Elektronik kayıt, 1c 1133-1565, 05/30/04 10:05 pm)"
Bu kayıt, El-Merri'ye karşı yürütülen tüm tacizlerin ve onunla oynanan oyunların, onu itaat etmeye zorlamak için planlanmış bir operasyonun parçası olduğunun daha açık göstergelerinden biri olarak sunuyor.
Aşağıdaki kayıtlar, yönetimin onu zorlamak için istekli olduğu zaman aralıklarını vurgulamaktadır:
Tarih | Saat | Kayıt | |
05/30/04 | 10:41:02 PM | DS2 2 battaniye ve 1 yastık aldı. | DS yastık ve battaniyelerini hücresinden dışarı attıktan sonra kendisinin şikâyetçi olduğu soğuk hava akışını kapattığımızı fark etti. |
Geçiş Günlükleri, günün ilerleyen saatlerinde bu döneme ilişkin kısa bir fikir vermekte, ancak Elektronik Günlük'teki kayıtlara herhangi bir atıfta bulunmuyor – bu nedenle her iki kaydın birlikte okunması anlamlı olacaktır:
"17:41 Tango 2, DS2’ye battaniye ve yastıklarını yerden kaldırmasını söyledi. DS2 çok soğuk olduğunu söyleyerek reddetti. “ranzada uyuyamıyorum”
17:42 Tango 2 Bay Seymour’un emri ile DS’nin battaniye ve yastıklarını aldı.
17:44 Tango 2 kapı altından hücreye tabldot içinde yemek verdi.
17:45 DS yemeği kapı altından dışarı sürdü.
17:47 DS’ye tabldotun en az 20 dakika hücrede kalması gerektiğini söyledi. DS kabul etmedi.
17:48 Tango tabldotu hücrenin içine geri sürdü.
17:49 DS tabldotun içeri girmemesi için kapının altından ittirdi.
17:50 Tango 2, 119. Hücreye yemeği tekrar sürdü ve ayağı ile geri çıkmaması için deliği tıkadı. DS yemeği tuvalete döktü ve üzerine sifonu çekti.
17:51 DS tabldotu Tango 2 oradan ayrıldığında kapı altından dışarı attı.
17:52 DS hücresinde kameradan saklanıyor.
18:00 DS kameradan saklanmak için ranzanın altına emekledi.
18:02 Görevli Fesenmyer DS2’ye ranzasının altından çıkmasını söyledi. DS çok soğuk olduğunu ifade ederek bunu reddetti.
18:05 Mr Seymour ikinci bir emre kadar DS2’nin 5 dakikada bir kontrol edilmesini emretti."
18:53'e gelindiğinde, gardiyanlar hücrenin sıcaklığını yükseltti ve El-Merri, ranzasında uyumaya geri döndü.
Günlüklere dayanarak sorulabilecek bir soru, Birlik Komutanı Binbaşı Swift'in DoD (Savunma Bakanlığı) ve FBI ajanları tarafından organize edilen “oyunlar” dan haberdar olup olmadığıdır. 30 Mayıs 2004 tarihine ait olan aşağıdaki referans ya komutanın gerçekten de bir endişe duyduğunu ya da kendisine gelebilecek bir zararı engellemeye yönelik bir girişimdir:
“Birlik komutanının emriyle: Yarın tıbbi ekip EC-2'yi kontrol etmek için alana geldiğinde, sağlık personeli 119 numaralı hücrede birkaç dakika bekleyerek hücrenin sıcaklığını değerlendirecek.
Bu yapıldığında, sıcaklığın çok soğuk, çok sıcak veya çok iyi olup olmadığı bilgisayarda kayda geçirilecektir."
El-Merri, hücre sıcaklığının kabul edilebilir olduğunu iddia eden vardiya kayıtlarına rağmen, 31 Mayıs 2004'te, kendisine gösterilen muameleyi protesto etmek için açlık grevine devam edeceğini açıkça belirtti. Günlüğün iddialarına rağmen, hücresindeki soğuktan şikayet etmeye devam etti ve soğuk havayı kontrol etmek için başka yöntemler denedi:
Tarih | Zaman | Kayıt |
06/1/04 | 12:06:59 PM | DS2 iç çamaşırlarını çıkardı ve havalandırma deliğine soktu. Daha sonra elbiselerini tekrar giydi. |
06/1/04 | 12:09:00 PM | DS2 iç çamaşırını havalandırma deliğine sokmaya çalışıyor. |
06/1/04 | 12:11:00 PM | Görevli DS2’ye çamaşırını havalandırma deliğine sokmayı bırakmasını söyledi. DS2 bunun üzerine durdu. İç çamaşırını yere attı ve bunu Bay …’ya verin dedi. |
Kurgulanmış işkence
El-Merri'nin önce kendi kafasına vurup daha sonra iç çamaşırını çıkarıp havalandırma deliğine sokmasını gösteren video, 1 Haziran 2004
Bu videoyu izlemek, DoD ve FBI ajanları tarafından El-Merri ile oynanan oyunların etkisini gözler önüne serdiğinden ötürü son derece zor - ona sürekli olarak aşırı şekillerde gerçekleşen bir işkence uygulanmıyor. Daha ziyade, ruh sağlığı zararlı şekillerde bozulana kadar yaşam koşullarını manipüle etme yöntemi takip ediliyor.
Cezaevi idaresi ile Yarbay Jose Ramos'un arasında olduğu anlaşılan birkaç gün süren bir anlaşmazlıktan sonra 2 Haziran 2004'te Ali el-Merri, idareyle çalışmaya daha istekli görülüyor.
Ali el-Merri'yi itaate zorlamak için kullanılan bu taktiklerin gerçek kapsamı ve şiddetinin derecesi, 14 Haziran 2004 tarihli, sızdırılan bir Savunma İstihbarat Teşkilatı belgesinde ortaya çıktı:
“El-Merri'yi işbirliğine teşvik etmek için öncelikle ona Kuran'ın bir nüshasının sunulmasına karar verildi.
SJA Filo Kuvvetleri Komutanlığı daha önce Kuran'ın teşvik olarak kullanılabileceğini kabul ettiği için bu önemli bir sorun olarak görülmedi.
El-Merri’nin bu jeste cevabı, bir seccade ve namaz vakitlerinin bildirilmesi şeklinde daha fazla talepte bulunmak oldu.
El-Merri'nin aşırı talepleri karşısında ve Danışmanın mutabakatıyla ekip, Kuran'ın El-Merri'den aldı.
Bu, El-Merri'nin sergilemekte olduğu aşırı derecede güç ve yetki duygusunu bastırmak için yapıldı.
Ekip, El-Merri'den battaniyesi ve yastığı gibi diğer eşyalarının alınmasını istedi.
Ekibin El-Merri'den teşvik unsurlarını durdurma veya geri alma talepleri DH GC, Donanma Kuvvet Komutanlığı SJA ve JFCOM SJA taraflarınca incelendi."
Bu itaat sağlama taktiği, daha önce sorgu ekibi tarafından belirlenmişti ve El-Merri'nin tutukluluğunun başından itibaren dengesini bozmak için daha geniş bir planın parçası ile eşgüdüm içerisindeydi:
“eE-Merri ile kontrollü bir ortamda hiç görüşülmediğinden, uyumunu sağlamak için yasal süreç ve yetkilerle ilgili beklentilerini ortadan kaldırmak da gerekliydi.
Bu, yatağı ve Kuran nüshası gibi tüm ayrıcalıklı öğeleri kaldırarak başarıldı."
Ali el-Merri'nin bir ABD hapishanesinde on üç yıl boyunca katlanmak zorunda kaldığı kötü durum, hücresindeki sıcaklık kontrolünün kendisine karşı adeta bir silah olarak kullanılmasının anlatıldığı bu olay yaşananları özetlenmek için son derece yetersiz kalıyor.
Bununla birlikte, bu olayın bize gösterdiği şey, ona zarar vermek için çevresinin kontrol edildiği acımasız ve tasarlanmış yöntemlerin kullanıldığıdır.
Hücresinin soğukluğu ve sadece işkence döneminin zorluklarını şiddetlendirmeye yarayan şiltesi olmayan metal bir karyolada yaşamayı içeren ağır tecrit koşulları onun durumunu daha da dayanılmaz hale getirdi.
Ayrıntılı kontrole dair satırlarda yer alan bilgiler bize işkenceyi tek yönlü (aşırı dayak ve şiddetle ilgili olduğunu) bir şekilde düşünmeye asla boyun eğmememizin - daha ziyade ne kadar hafif olursa olsun herhangi bir işkence biçiminin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Ve tabii ki de tüm bu uygulamaların sistematik olarak kullanıldığında nasıl da yıkıcı sonuçlar doğurabilir olduklarını...