ABD'nin Gazze iskelesi nasıl İsrail'in işine yaradı?

ABD'nin Gazze iskelesi nasıl İsrail'in işine yaradı?

Alelacele inşa edilen iskele, insani krize yönelik ilginin büyük bir kısmını tüketirken, krizi hafifletmekte de başarısız oldu.

Umar A Farooq | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News

ABD, kötü koşullar nedeniyle Gazze açıklarındaki iskelesini ikinci kez geçici olarak söküp başka bir yere taşımayı düşünüyor.

Filistinlilere insani yardım ulaştırmak amacıyla ABD tarafından inşa edilen iskele, geçtiğimiz ay içinde iki kez hasar görüp onarıldıktan sonra şimdi de Birleşmiş Milletler'in yardım dağıtmak için kullanmaya devam edip etmeyeceği sorusuyla karşı karşıya.

Kısa ömrü içinde iskelenin önüne çıkarılan engeller, eski ABD'li yetkililer, yardım kuruluşları ve hükümet gözlemcilerinin, dikkatleri İsrail'in Gazze'de devam eden yıkımından ve İsrail'in bölgeye yardımları kısıtlamasından başka yöne çekmeye hizmet eden bir ABD halkla ilişkiler gösterisi olduğunu söylediklerinin bir kanıtı.

Oxfam'da insani yardım politikalarını yöneten Scott Paul Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, "Bu iskele, yapmamız gereken işlerden ve çözmemiz gereken sorunlardan muazzam ve maliyetli bir şekilde dikkatimizi dağıttı" dedi.

"Bu, Gazze'deki insani yardımın önündeki en kritik engelleri ele almaktan kaçınmanın bir yoluydu ve bu nedenle yönetimin bu konudaki mütevazı beklentilerini bile karşılamadığını söylemenin doğru olacağını düşünüyorum."

Paul, iskele hakkında konuşan diğer pek çok kişi gibi bu çabayı "insani bir tiyatro ve halkla ilişkiler gösterisi" olarak nitelendirdi.

Ne kadar yardım ulaştırıldı?

İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı geçen yıl başladığından bu yana, yardım kuruluşları ve Birleşmiş Milletler İsrail'e Gazze'ye kara geçişlerinden yardım girişine izin vermesi için daha fazla çaba göstermesi çağrısında bulundu.

Savaş boyunca İsrail bu kara geçişlerini engelledi ve yakın zamanda birkaçını açmış olsa da Mısır'la olan Refah geçişini ele geçirerek kapattı.

Yardım kuruluşlarının Gazze'ye sokmaya çalıştığı yardımların büyük bir kısmı, İsrail'in hantal tarama sürecinin "çift kullanımlı" ürünlerin Gazze'ye girişine izin vermediği bu kara geçişlerinde sıkışıp kalıyor.

İsrail'in koyduğu bu kısıtlamalara ve Gazze'de kıtlığı da içeren insani krizin devam etmesine rağmen, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi daha fazla yardımın girişine izin vermesi için İsrail'e asgari düzeyde baskı uyguladı. Mayıs ayında, İsrail'in Gazze'ye yardımı kısıtladığına dair hiçbir örnek bulamadığını belirten bir rapor yayınladı.

Biden, İsrail'e daha fazla kara geçişi açması için baskı yapmak yerine, "Gazze'ye her gün giren insani yardım miktarında büyük bir artış sağlayacak" yüzer iskeleyi duyurdu.

Center for Civilians in Conflict (Civic) ABD savunuculuk sorumlusu Annie Shiel MEE'ye yaptığı açıklamada, "İskelenin varlığı, Başkan Biden'ın resmi olarak tanımayı reddettiği şeyin zımnen kabulüdür: İsrail hükümetinin açlık çeken Filistinlilere insani yardımı sistematik olarak engellediği" dedi.

Bu aynı zamanda ABD'nin İsrail'i bölgeye daha fazla yardım girmesine izin vermeye ikna edemediği anlamına da geliyor.

İskelenin duyurulmasından bu yana yardım kuruluşları bunun etkinliğine şüpheyle yaklaşıyor.

Yardım dağıtmak için iskeleyi kullanmamaya karar veren Oxfam'dan Paul, "Kara yolları her zaman birincil dağıtım yöntemimiz olacak" diye konuştu.

"Eğer bir noktada iskelenin karşı karşıya olduğumuz sorunları çözecek bir tür sihirli değnek olacağını anlasaydık, bu yaklaşımı desteklesek de desteklemesek de, hayat kurtaracaksa kullanırdık" diyen Paul, "belli ki bu noktaya hiç gelinmemiş" diye ekledi.

Pentagon 17 Mayıs'tan bu yana iskele aracılığıyla 2.500 ton yardım ulaştırdığını açıkladı. Bu rakam ABD'nin Gazze'ye havadan gönderdiği yardım miktarının iki katından fazla ancak savaştan önce bölgeye giren yardım miktarının yanında devede kulak kalmaya devam ediyor.

Ekim ayından önce Gazze'ye günde yaklaşık 7.500 ton yardım girişi oluyordu.

Adının açıklanmasını istemeyen eski bir ABD'li yetkili yaptığı açıklamada, "Aslında bu konuda çalışan insanların bundan memnun olduklarını düşünüyorum çünkü plan önemsiz miktarda yardım sağlamak olsa da, bu halkla ilişkiler gösterisi bağlamında Gazze'ye yardım ulaştırılmasına katkıda bulunduklarını hissetmeleri gerekiyordu" dedi.

320 milyon ya da 230 milyon dolar

Yüzer iskelenin ilk maliyeti 320 milyon dolar olarak belirlenmişti ki bu fiyat bu yılın başlarında yapılan tahminin iki katıydı ve Gazze'ye giden mevcut yardım yolları engellenirken yeni bir yardım yolu açmanın maliyetinin yüksek olduğu eleştirilerine neden olmuştu.

Geçtiğimiz hafta Pentagon, tamamlanması gereken onarımlar da dahil olmak üzere tahmini maliyetin 230 milyon dolara düşürüldüğünü açıkladı ve bu açıklamayı, bazı haber kaynakları tarafından 180 milyon dolar olarak bildirilen ilk tahmini maliyetten daha fazla olmasına rağmen "önemli tasarruf" olarak pazarladı.

Kesin rakamlar geçtiğimiz haftalarda tartışılmış ve Pentagon mevcut maliyetlerin sadece tahmini olduğunu belirtmiş olsa da, nihai miktar ne olursa olsun, İsrail'in kara yollarından yardım girişine izin vermesinin maliyeti ile kıyaslanamaz.

Paul iskelenin potansiyel değerini de göz ardı etmeyerek Gazze'ye yardım ulaştırmak için her fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Ancak şu anki haliyle, bu çabaya gösterilen ilgi ve kaynak miktarı, insani krize gösterilen ilginin çoğunu tüketen ancak krizi hafifletmekte başarısız olan bir projeyle sonuçlandı.

"Ancak tüm bunları harekete geçiren düşünceler açısından, [ABD'nin] İsraillilere ve dünyaya bir kıtlık yaşanırken elimiz kolumuz bağlı oturmayacağımızı göstermek için ne yapabiliriz sorusu önemliydi" dedi.

"Böyle bir iskeleye yatırım yapmak için maliyet açısından verimli ya da insani bir neden yok, özellikle de kara yolları mükemmel bir şekilde kullanılabilirken ve iskele yardımın karşı karşıya olduğu sorunların hiçbirini çözmezken."

Kötü hava koşulları

İnsani yardım iskelesi ilk olarak Biden'ın Mart ayındaki Ulusa Sesleniş konuşması sırasında duyurulmuştu.

Konuşma, bu iskelenin birkaç hafta boyunca dikkatlice düşünülmüş bir plan olduğu izlenimini yaratırken, savunma yetkilileri Wall Street Journal'a Pentagon'un iskeleden sadece birkaç gün önce haberdar olduğunu ve "uygulamaya koymak için çabaladığını" söyledi.

Middle East Eye'a konuşan eski bir ABD'li yetkili, "Duyuru, planlamanın çoğundan ya da herhangi birinden önce geldi, bu nedenle pek çok soru vardı" dedi.

16 Mayıs'ta iskele yardım dağıtımı için resmen açıldı. İki hafta içinde iskele açık denizler ve kötü hava koşulları nedeniyle hasar gördü.

Joint Logistics Over-the-Shore'un (JLOTS) geçmişte afet bölgelerinde kullanıldığı ve 2010 yılında Haiti'de meydana gelen depremin ardından adaya yardım ulaştırdığı göz önüne alındığında, deniz koşullarıyla baş edememesi ilginçti.

Emekli bir subay Navy Times'a yaptığı açıklamada JLOTS'un "çok ama çok uzmanlaşmış küçük bir yetenek" olduğunu söyledi.

CNN'de yer alan bir habere göre yetkililer Akdeniz'deki hava koşullarını incelemişlerdi ancak iskelenin hasar görmesinde rol oynayan fırtına beklenmedik bir olaydı.

Eski bir ABD'li yetkili "Hava durumunu dikkate almak operasyonel planlamanın temel bir parçasıdır" dedi.

8 Haziran'da yeniden faaliyete geçen iskele, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle bir kez daha kapatıldı.

11 Haziran'da iskele tekrar çalışır hale geldi. Ancak daha sonra Nuseyrat mülteci kampındaki katliamın ardından yaşananlarla boğuşmak zorunda kaldı.

Nuseyrat katliamı

İsrail güçleri geçtiğimiz hafta sonu Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampına ticari bir kamyonla kılık değiştirerek girdi. Filistinlilerin yardım kamyonu olarak gördüğü kamyonun görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı.

Ancak İsrail güçleri kamyondan inerek rehineleri kurtarmak üzere, çeşitli haberlere göre kısmen ABD ordusunun da destek verdiği planlı bir operasyon başlattı. Sonuç dört rehinenin kurtarılması ve en az 274 Filistinlinin katledilmesi oldu.

Ayrıca aynı operasyonla ilgili Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada İsrail’in saldırısında biri Amerikan vatandaşı üç rehinenin öldüğü belirtildi.

İsrail'in kutlamaları ve Filistinlilerin öfkesi sonrasında, insan hakları grupları cinayetlerin bağımsız bir şekilde soruşturulması çağrısında bulundu.

Saldırının sonunda, rehineleri Gazze'den çıkarmak için kullanılan bir İsrail helikopterinin iskelenin yanındaki sahilde park halinde görülmesi, iskelenin askeri amaçlarla kullanılıp kullanılmadığı sorusunu gündeme getirdi. Pentagon bunu kesin bir dille yalanladı ve iskelenin kendisi de herhangi bir İsrail askeri aracını taşımak için kullanılmadı.

Ancak İsrail askeri helikopterinin iskeleye yakınlığı, yardım kamyonlarının savaşta hedef haline gelebileceği endişelerini arttırdı. İsrail raporlarına göre yardım dağıtımı için UNRWA'ya alternatif olarak görülen Dünya Gıda Programı, Pazar gününden bu yana iskeleden yardım dağıtımına ara verdi.

Paul, "Geçtiğimiz hafta sonu ve Nuseyrat'taki operasyondan itibaren, bu operasyonun insani niteliği konusunda yeni sorular ortaya çıkmaya başladı" dedi.

"Bu hafta sonundan önce bile, ABD hükümetinin iskelede yaptıklarına dair o kadar büyük bir güven eksikliği vardı ki, bunun insani niteliğini sorgulayacak herhangi bir şey zaten var olan bir sorunu daha da kötüleştirmeyecekti."

MEE'ye konuşan eski ABD'li yetkili, ABD'nin Gazze'de "sahada hiçbir askeri olmayacağı" yönündeki tutumu göz önüne alındığında, İsrail ordusunun sahildeki varlığının doğal olduğunu söyledi.

Eski yetkili, "Plan, karaya değdiği her yerin askeri güçle güvence altına alınmasını gerektiriyordu." dedi.

"Bunu yapabilecek tek güç İsrail ordusudur. Dolayısıyla bunun istenmeyen ama çok öngörülebilir sonucu, iskelenin bir ucunun İsrail ordusu ileri üssünde son bulması oldu."

14 Haziran itibariyle geçici iskelenin, ciddi hasara yol açabilecek açık deniz beklentisiyle geçici olarak sökülüp İsrail'e taşınacağı bildirildi.

Gecikmeler, onarımlar, askıya alınan teslimatlar ve yardım ortaklarının eksikliği, faaliyete geçmesinden bu yana geçen dört hafta içinde en çok konuşulan konular oldu.

Kaynak: Mepa News

uyg.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.