Adnani'nin Ölümünün Ardından: Örgütteki Geçmişi ve Etkisi
Geçtiğimiz günlerde öldürülen Adnani'nin IŞİD içerisindeki geçmişi, görevleri ve örgütün izlediği siyasete etkisi...
IŞİD, Üst Düzey Liderinin Halep’te Öldüğünü Açıkladı
IŞİD bugün, örgütün en üst düzey liderlerinden ebu Muhammed el Adnani’nin Halep’te öldürüldüğünü açıkladı. Daha sonra da ABD Savunma Bakanlığı, Adnani’nin el Bab yakınlarında bir hava saldırısı ile hedef alındığını doğruladı fakat ABD’nin hava saldırısının sonuçlarını değerlendirmekte olduğunu da ekledi.
Adnani’nin ölümü ilk olarak IŞİD’in propaganda makinesinin bir parçası olan “A’mak Haber Ajansı” tarafından bildirildi. “A’mak Haber Ajansı” Adnani’nin “Halep’e yönelik askeri operasyonları püskürtmek üzere inceleme yaparken şehit olduğunu” söyledi.
IŞİD daha sonra Adnani’nin “şehadeti” için resmi bir açıklama yayınladı ve onu “Hüseyni Kureyşi Şeyh” olarak tarif etti. Adnani’ye ek olarak, IŞİD Ebubekir el Bağdadi’nin de İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in kabilesinden olduğunu iddia ediyor. Bunun amacı gruba parlak bir meşruiyet kazandırmak.
IŞİD’in haftalık gazetesi Naba da bugün internette yayınlandı. Naba’nın ilk sayfasında el Adnani’nin “şehadeti” ile ilgili bir makale yer aldı. Naba’nın kullandığı fotoğraf sağda görülebilir.
Adnani yıllarca IŞİD’in sözcüsü olarak görev yaptı, fakat vazifesi bir propagandacı olmanın çok daha ötesindeydi. Pentagon onu “IŞİD’in dış operasyonlarının baş mimarı”, yani örgütün Batı’da ve diğer dış bölgelerde düzenlediği saldırıların organizatörü olarak tanımlıyordu. Adnani savaşçıların hareketlerinin koordinasyonunu yürütüyor, sivillere ve asker ailelerine yönelik “yalnız kurt” saldırıları düzenlenilmesini teşvik ediyor ve aynı zamanda örgüte aktif olarak yeni üyeler kazandırıyordu.
O, aynı zamanda IŞİD ve el Kaide arasındaki çekişmenin en önemli figürlerinden biriydi.
Irak’taki Cihada Katılan İlk Yabancı Savaşçılardan Biri
2014 yılının Ağustos ayında ABD Dışişleri Bakanlığı Adnani’yi ABD’nin tanımlanmış teröristler listesine ekledi. Dışişleri Bakanlığı Adnani’nin gerçek isminin Taha Subhi Falaha olduğunu söyledi ve “Irak’ta Koalisyon kuvvetlerine karşı savaşa katılan ilk yabancı savaşçılardan biri” olarak tanıttı.
Türkî el Binali’nin 2014 yılında yayınladığı biyografiye göre Adnani 2000 yılında Zerkavi’ye bağlılık yemini etti. O zaman ikisi de Suriye’deydi.
İddiaya göre Adnani Zerkavi’nin örgütüne birkaç farklı açıdan hizmet etti. Binali, Adnani’nin Suriye’de Beşşar Esed rejimine karşı mücadele etmek için oluşturulan ilk cihatçı kadroda yer aldığını söyledi. Binali’nin verdiği bilgilere dayanılarak, Adnani’nin Esed güçleri tarafından yakalanıp hapse atıldığı fakat daha sonra serbest kaldığı belirtiliyor.
Adnani daha Irak’ta Amerikan güçlerine karşı Zerkavi’nin yanında cihada katıldı. Zerkavi’nin grubu içerisinde mevkisi, örgütün el Kaide’nin Irak’taki resmi kolu olacağı 2004 yılına kadar hızla yükseldi. Binali’nin belirmemiş olmasına rağmen, Esed rejimi Irak el Kaidesi’ne katılmak isteyen yabancı savaşçılar için o yıllarda bir boru hattı vazifesi görmekteydi. Şüphesiz bu Zerkavi ve Adnani’nin faaliyetlerinin büyümesine yardım etti ve Suriye’deki cihatçı yükselişe bir basamak teşkil etti.
Bir noktada, Binali’ye göre Adnani Irak’ta Amerikan güçlerince yakalanarak hapsedildi. Binali Adnani’nin şeriat eğitimi dâhil olmak üzere güçlü bir eğitim programı oluşturduğunu ifade etti. Adnani daha sonra Amerikan cezaevinden çıktı ve çabucak cihada geri döndü.
BM’ye göre Binali, IŞİD’in yetkili bir dini görevlisi olarak hizmet etti. Fakat Binali’nin anlattığı Adnani biyografisinin bazı kısımlarını doğrulamak güç.
Ne olursa olsun, Adnani’nin 2006 yılında kurulan Irak İslam Devleti’ndeki üst düzey rolü çok iyi biliniyor. O yıllarca Irak İslam Devleti’nin sözcüsü olarak görev yaptı, el Kaide liderlerinden sıklıkla bir referans noktası olarak bahsetti.
IŞİD ve el Kaide Arasındaki Rekabette Kilit Figür
El Kaide merkez teşkilatının 2014 yılının Şubat ayında IŞİD’i kendilerinden ayırmasının ardından Adnani cihatçıların bu ayrılığında kilit bir figür haline geldi. Kelimeleri Eymen el Zevahiri’ye, ebu Muhammed el Colani’ye ve IŞİD’in Suriye’de faaliyet yürütmesine karşı duran diğer kimselere karşı düşmanlık ihtiva ediyordu.
2014 yılının Mayıs ayında Adnani “Üzgünüm, el Kaide Emiri” başlıklı bir ses kaydı yayınladı. Adnani, IŞİD’in öncülü Irak el Kaidesi’nin aslında el Kaide’nin küresel örgütünün bir parçası olmadığını iddia etti. Bunun amacı Ebubekir el Bağdadi’yi, “el Kaide lideri Eymen el Zevahiri’nin emirlerini dinlemeyerek örgüte olan biatını bozduğu” suçlamasından aklamaktı.
The Long War Journal’in o zaman belirttiği gibi, Adnani Suriye’deki iç çatışmadan önce IŞİD’in aslında nasıl el Kaide’nin gerçek bir kolu olmadığını açıklamakta zorlandı.
Örneğin, Adnani Irak İslam Devleti’nin el Kaide’nin üst liderliğine “Irak İslam Devleti’nin, ümmetin el Kaide’de yer alan liderlerine bağlı olduğunu” teyit eden bir mesaj yolladığını kabul ediyor. Adnani’ye göre Irak İslam Devleti’nin mesajında, Irak’ta el Kaide’nin resmi varlığının dahi parçalara ayrılmış olmasına rağmen, “el Kaide’nin dünyadaki cihada yön vermede son sözü söyleyeceğine” dair bir kısım da yer alıyordu. Geçmişte Adnani, kendisinin ve yol arkadaşlarının el Kaide2ni liderliğinden başka bir liderliğe itaat etmedikleri için şeref duyduklarını söylemişti.
Bağdadi’ye bağlı kimseler bile Irak İslam Devleti’nin, el Kaide’den gelen, İran’daki çıkarlarını ve tedarik hatlarını koruma amacıyla İran’da saldırılar düzenlemekten kaçınmak gibi bazı direktiflere itaat ettiğini kabul ediyor. Usame bin Ladin’in yerleşkesinde ele geçirilen dosyalar da bin Ladin’in gerçekten böyle bir emir yayınladığını doğruluyor. 2014 yılının Mayıs ayındaki bir konuşmasında Adnani işi şunu söyleyecek kadar ileri bir noktaya taşımıştı: “Tarih, İran’ın el Kaide’ye paha biçilemez derecede borçlu olduğunu yazacak.”
Adnani aynı zamanda Irak İslam Devleti’nin Mısır, Libya, Suudi Arabistan ve Tunus’ta saldırılar düzenlemekten “cihadın el Kaide’deki liderlerine itaatsizlik etmemek için” kaçındığını da ifade ediyor. Bu durum iki örgüt arasındaki ayrılıktan sonra değişti. 2014 yılının sonlarıyla birlikte IŞİD, Afrika ve Arap Yarımadası’nda agresif bir biçimde varlığını ilan etti. Adnani bazen kişisel olarak “hilafetin” yeni “vilayetlerinin” teşkilini tanıyacaktı. Bu, onun örgüt içindeki öneminin bir başka göstergesi.
El Kaide Adnani’nin iddiasına, Adnani ve diğerlerinin yaptığı açıklamalara işaret ederek, Irak el Kaidesi’nin aslında el Kaide’nin gerçek bir parçası olmadığını söyleyip cevap verdi.
Adnani’nin “Üzgünüm, el Kaide Emiri” adlı ses kaydının yayınlanmasından bir hafta önce Zevahiri, iki örgüt arasındaki tarihi bağları detaylıca anlatan kendi mesajını yayınladı.
Zevahiri, Irak İslam Devleti’nin 2006 yılındaki kurucularından olan ebu Hamza el Muhacir’in “Irak İslam Devleti’nin el Kaide’ye bağlı bir kol olduğunu ve kuruluşunun Irak’ta kendilerini zorlayan bazı siyasi şartlar nedeniyle gizli tutulduğunu” ifade eden bir mesaj gönderdiğini söyledi. Zevahiri Ebubekir el Bağdadi’nin, Irak İslam Devleti’nin en kuvvetli konumunda olduğu 2010 yılından sonra da el Kaide’ye olan bağlılığını muhafaza ettiğini savundu. Aslında, Usame bin Ladin’in 2011 yılının Mayıs ayında öldürülmesinin ardından Bağdadi, Zevahiri’nin Irak’ta “sadık adamları” olduğunu belirten bir açıklama yayınlamıştı. Zevahiri, 2011 yılının Mayıs ayının sonlarına doğru Irak İslam Devleti’nin el Kaide liderlerine bağlılığını açıktan yahut daha önce olduğu gibi gizli şekilde yenilemesinin gerekip gerekmediğini soran bir mesaj yolladığını da sözlerine ekledi. El Kaide devamlı olarak Irak İslam Devleti’nin kendilerine bağlı olduğunu belirtiyor.
Adnani’nin kendisi de Zevahiri’yi el Kaide’nin yeni emiri olması sebebiyle tebrik etmişti. Adnani 2011 yılının Ağustos ayında “Zevahiri’yi yeni konumu dolayısıyla tebrik ediyoruz, sorumluluğunu yerine getirirken ona yardım etmesini ve onu sevdiği, kabul ettiği hale iletmesini Allah’tan niyaz ediyoruz” şeklinde konuşmuştu.
Zevahiri, Adnani’nin bir buçuk yıl sonra kendisine bir mektup gönderdiğini ifade etti. 31 Mart 2013’te gerçekleşen yazışmada Adnani’nin Zevahiri’den “emirim” ve “şeyh” olarak bahsettiği iddia ediliyor.
2013 yılının Nisan ayında ise Bağdadi, Nusret Cephesi’ni yeni ilan edilen IŞİD’e katmaya çalıştı. Ebu Muhammed el Colani ise Bağdadi’nin emirlerine uymayı reddetti. Zevahiri, Colani’den yana tavır aldı. Hikâyenin geri kalan kısmı ise malum.
Takip eden aylarda, Adnani’nin önceden aşırı övgü içeren dili hakaretlere dönüştü. Adnani el Kaide karşıtı yeni söylemlerin yayılmasını sağladı ve IŞİD’e karşı olan tüm cihatçıları Sahve (Irak İslam Devleti ilerleyişine karşılık ABD ile işbirliği yapan kabilevi güçler) ilan etti.
Batı’da Saldırılar Yapma Çağrıları
IŞİD’in küresel kollarının büyümesiyle birlikte, Adnani’nin görevi Batı’da saldırılar yapılması için çağrıları da arttı. Düzenli olarak sözde hilafetin destekçilerini Batı’ya karşı saldırılar yapmaya ve IŞİD karşıtı koalisyona üye ülkelerde sivilleri öldürmeye teşvik etti. Adnani, grubunun takipçilerinden, Batı’da yapabilecekleri herhangi bir şekilde sivilleri katletmelerini istedi.
Adnani aynı zamanda IŞİD’in destekçilerini, eğer “hilafet topraklarına” seyahat etme imkânları yoksa Batı’da eylem yapmaya çağırdı.
Örneğin, Mayıs ayında Adnani takipçilerine, eğer yabancı hükümetler “hicret etme kapısını” yüzlerine kapadıysa, “cihad kapısını kendilerinin (Batı’da) açmaları gerektiğini” söyledi. Adnani “niyetinizi onların kederinin ve pişmanlığının kaynağı kılın” diyerek devam etti. Adnani “Esasında, kendi topraklarınızda yapacağınız en ufak eylem bile bizim için bu topraklarda yapacağınız en büyük eylemden daha iyidir. Daha etkili ve onlar için de daha zarar vericidir” ifadelerini kullandı.
Adnani dinleyicilerine “eğer içinizden birisi İslam Devleti topraklarına ulaşmayı ister ve bu uğurda çaba gösterirse her birimiz de, en sonunda bir kişinin komşusundan bile korktuğu hale gelinceye dek, Haçlıları gece gündüz korku ve dehşete düşürecek şeyler yapmak için sizin yerinizde olmayı dileriz.”
Adnani cihatçılara “kendi topraklarında Haçlılara ufak bir taş atmayı bile önemsiz addetmemelerini” ve “mücahidler için sonuçları mükemmel ve kâfirler üzerindeki etkisi büyük olabileceği için herhangi bir niyeti küçük görmemeleri gerektiğini” söyledi.
Geçtiğimiz aylarda Avrupa’da saldırı düzenleyen teröristlerden en azından bazılarının Adnani’nin emrini yerine getirdiği açık.
Adnani, IŞİD’in mitolojisine ilmek ilmek işlenmiş durumda. Örgütün “Dabik” adlı dergisinin 14. sayısı, geçtiğimiz Mart ayında, Brüksel şehrinin Maalbek metro istasyonunda kendisini havaya uçuran Halid el Bekravi’nin (bir diğer adıyla ebu Velid el Belcikî) profilini de ihtiva ediyor. Bekravi’nin, kaderinin IŞİD eylemcisi olmak olduğunu belli eden bir dizi rüya gördüğü iddia ediliyor. Doğruluğu şüpheli olan bu rüyaların birinde Bekravi, kendisini Türk askerlerinin arasında intihar saldırısı yapmaktayken görüyor. Rüyada Adnani’nin, Bekravi’nin kopmuş başını incelemesi ve onu gülümserken görmesi, Bekravi’nin “şehit olacağına” dair bir işaret olarak yorumlanıyor.
Adnani’nin Avrupa’da Belçika saldırısı başta olmak üzere diğer büyük saldırıların da planlanma sürecinde bulunma ihtimali oldukça yüksek. The New York Times bu ayın başlarında Adnani’nin, IŞİD’in Batı’da saldırılar planlayan dış operasyonlar genel mesulü olduğunu rapor etmişti. ABD Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklama bu görevi, Adnani’nin gerçekleştirdiği diğer vazifelerden birisi olarak tanımlıyor.
Tomas Joscelyn tarafından the Long War Journal için kaleme alınan bu analiz, Mepa News okurları için tercüme edilmiştir.