Afrika'da savaşın yeni cephesi: Mozambik dosyası
Afrika'nın güneydoğu sahilinde önemli bir ülke olan Mozambik, sömürgecilikten iç savaşa kanlı bir tarihe sahip.
Afrika'nın güneydoğu sahilinde önemli bir ülke olan Mozambik, sömürgecilikten iç savaşa kanlı bir tarihe sahip.
Mozambik'in coğrafyası ve nüfusu
Mozambik Afrika Kıtası'nın güneydoğusunda yer alan, yaklaşık 802 bin kilometrekarelik geniş bir araziye ve hızla artan, 2021'de 31 milyonu geçmesi beklenen genç ağırlıklı bir nüfusa sahiptir.
Yüksek doğum oranlarına bağlı olarak nüfusun hızla artması sebebiyle, 21. yüzyılın sonunda Mozambik nüfusunun 100 milyonu aşması beklenmektedir.
Tropikal iklimin hakim olduğu ülke genel olarak yeşil bir coğrafyaya sahiptir. Mozambik'in başkenti Maputo, ülkenin en güneyinde, Hint Okyanusu sahilinde yer alır. Ülkenin güneyi deniz seviyesinde ve düz iken, kuzeyi kısmen dağlık bir araziye sahiptir.
Mozambik ve komşuları
Mozambik yükselti haritası
2017 yılı rakamlarına göre Mozambik nüfusunun dini dağılımı şu şekildedir:
- %27.2 Katolik
- %18.9 Müslüman
- %15.6 Siyonist Hristiyan
- %15.3 Evanjelik ve Pentikostal
- %13.9 Dinsiz
- %9.1 Diğer
Kuzeyde Müslümanlar, güneyde ise Hristiyanlar yoğunluktadır. Mozambik yönetimi resmi rakamlarda Müslüman nüfusunu az, Hristiyan nüfusunu ise çok göstermekle suçlanmaktadır. Bazı tahminlere göre Müslüman nüfusun yüzde 45'lere vardığı belirtilmektedir. Genel itibariyle Müslümanların, nüfusun üçte birinden az olmayacağı kanaati hakimdir.
Mozambikli Müslümanlar Portekiz sömürgeciliğinde ve sonrasında büyük baskılar görmüştür.
Ülkedeki Hristiyanlar, Protestan ve Katolikler olarak Protestan kökenlilerin daha fazla olacağı şekilde bölünmüştür.
Mozambik'te Portekizce ve pek çok yerli dil konuşulmakta olup, sömürgecilik döneminin kalıntısı olarak resmi dil Portekizcedir.
Yeraltı ve yer üstü kaynakların zenginliğine rağmen kişi başına düşen yılık gelir en son 2019'da açıklanmıştır ve sadece 587 dolardır.
Mozambik tarihi
Mozambik'te erken dönemde avcı-toplayıcı yerli topluluklar yaşıyordu.
10. yüzyıl başlarında Mozambik kıyılarına ulaşan Müslüman Araplar Tanzanya sahillerinde kurduklarından az da olsa koloniler kurdular. Bu kolonilerin en büyüğü kuzeydeki Kilve Sultanlığı'na bağlı olan Sofala şehriydi. Bu gelişmenin ardından Mozambik sahilindeki yerli halk da Müslümanlaşmaya başladı.
Bu yerleşimler sahil şeridiyle sınırlı kaldı, Müslümanlar coğrafi zorluklardan dolayı Mozambik'in iç kesimlerine ulaşmadılar. İç kesimlerde yerli topluluklar avcı-toplayıcı hayatlarına ve yerli pagan dinlere olan inançlarına devam ettiler.
Antik çağlardan günümüze Afrika tarihi
500 yılından günümüze Mozambik'in de yer aldığı Güney Afrika tarihi
15. yüzyıl başından itibaren denizciliğe ve Afrika sahillerinde ilerlemeye önem veren Portekiz Afrika'nın batı sahilinde ilerleme kaydediyordu. Portekiz, bu ilerlemeler sonucunda nihayet 1498'de Afrika Kıtası'nın en güney ucu olan 'Ümit Burnu'na varmış ve gemileriyle Doğu Afrika'ya ulaşmıştı.
1505'te Portekiz Donanması Müslümanların elindeki Sofala liman şehrine saldırarak burayı ele geçirdi. 16. yüzyılda Portekiz, Mozambik kıyılarında koloniler kurarak buradaki Müslüman siyasi varlığına son verdi. Başlangıçta Mozambik'in iç kısımlarıyla ilgilenmeyen Portekizliler, Sofala başta olmak üzere Mozambik sahilindeki kolonilerini, yeni tesis ettikleri Avrupa-Hindistan deniz ticareti için üs olarak kullandılar.
17. ve 18. yüzyılda Portekiz Mozambik sahilini tamamen ele geçirdiği gibi iç kısımlara da saldırılar düzenledi.
Vatikan'dan Hristiyan olmayan yerlilerin insan sayılamayacağına dair fetvalar alan Portekizliler, yerlileri sürekli öldürdüler ve Katolik-Hristiyanlığa zorladılar. Yerlileri köleleştirip ağır şartlarda tarla ve madenlerinde çalıştırdılar.
19. ve 20. yüzyılda gelişen teknolojiyle Avrupalı ülkelerin Afrika'nın iç kesimlerini de ele geçirmeye yönelmesiyle Portekiz de Mozambik'in iç kesimlerini ele geçirdi, yerli halka soykırım uyguladı. Portekiz'in bölgedeki hakimiyeti Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasına kadar devam etti.
Mozambik Kurtuluş Savaşı (1964-1974)
2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupalı devletlerin sömürgelerine bağımsızlık vermeye başlamasına rağmen Portekiz'i diktatörlükle yönetmekte olan Salazar rejimi sömürgelerine bağımsızlık vermeye niyetli olmadığını belirtti.
Afrika'daki bir diğer Portekiz sömürgesi olan Angola'da 1961'de Portekizlilere yönelik bir isyan çıkması ve bağımsızlık savaşının başlaması Mozambik'i de etkiledi. Kaynaklarının Portekiz tarafından soyulduğu ve Portekizlilerce insan yerine konmadıkları gerekçesiyle Mozambikliler, 1964'te isyan ederek Portekiz ile savaşmaya başladılar.
Mozambik'te Angola'da olduğu gibi savaş öncesinde Portekiz sömürgeciliğine tepki olarak Komünizm yayıldığından savaşı veren gruplar çoğunlukla Komünist ideolojiye sahipti. Bazı Batılı ülkeler Portekiz'e, iki ülkeye bağımsızlık verip çekilmesi tavsiyesinde bulundular. Çünkü Portekiz ağır askeri kayıplar vermişti ve isyanı bastırması mümkün görünmüyordu. Fakat Salazar rejimi savaşı sürdürmeye devam etti.
1961-1974 döneminde 10 binden fazla asker kaybeden Portekiz ordusu, savaşı sürdürmekte ısrar eden Salazar rejimine darbe yaparak idareyi ele aldı. Angola ve Mozambik'ten çekilerek bu ülkelere bağımsızlık verdi.
10 yıl süren Kurtuluş Savaşı'nda Portekiz'in 70 ila 100 bin Mozambikliyi katlettiği tahmin edilmektedir.
Mozambik İç Savaşı (1975-1992)
Portekiz'in yeni yönetimiyle anlaşıp 1975'te bağımsız olan Mozambik bu kez de çok şiddetli bir iç savaşın içine düştü.
Kurtuluş Savaşı esnasında güçlenen Komünist gruplar yeni dönemde devlete hakim olup Mozambik'i 'Mozambik Halk Cumhuriyeti' ismiyle Komünist bir devlete dönüştürmüştü. Kurtuluş Savaşı'nın Komünist olmayan bileşenleri buna karşı çıkarak isyan etti.
1992'ye kadar sürecek olan bu kanlı savaşa Mozambik'e komşu ülkeler de dahil oldu. Komünist idarenin en büyük destekçisi Sovyetler Birliği iken, anti-Komünist kesimi de İngiltere güdümündeki Güney Afrika desteklemekteydi.
Kıtlık gibi dolaylı sonuçları da hesaplandığında, 17 yıl süren bu kanlı iç savaş nedeniyle 1 milyona yakın Mozambiklinin hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.
Komünist Mozambik rejimi bu süreçte baskıcı ve kanlı bir şekilde Komünist ideolojiyi dayattı. Dini faaliyetler de yasaklanırken, baskının büyük bölümünü Mozambik Müslümanları yaşadı.
1989'da Sovyetler Birliği'nin ve Komünist Blok'un dağılma sürecine girmesiyle Komünist ülkelerden Mozambik rejimine gelen yardımlar azalmaya başladı.
Bu yardımlar olmadan ayakta kalamayacağını düşünen Mozambik rejimi, Kasım 1990'da Komünizm'i bıraktığını ilan etti.
Devletin "Mozambik Halk Cumhuriyeti" olan ismi "Mozambik Cumhuriyeti "olarak değiştirildi, yeni bir anayasa kabul edildi, silahlı muhalefete diyalog çağrısı yapıldı.
Görüşmelerin ardından 4 Ekim 1992'de imzalanan Roma Anlaşması'yla taraflar Mozambik'te iktidarı paylaştılar. Bir geçiş sürecinin ardından 1994'te Mozambik'te hayat normale dönmeye başladı.
İç savaş sonrası Mozambik
İç savaş sırasında komşu ülkelere sığınan 1.7 milyon Mozambikli mülteci 1990'lı yıllar boyunca ülkeye geri döndü. Komünizm'in ve savaşın sona ermesiyle, ülkenin eski sömürgecileri Portekizliler başta olmak üzere Batılılar da ülkeye yatırım yapmaya başladı. Fakat yatırımlar zamanla, sömürgecilik döneminin uzantısı olacak şekilde, Batılıların idarecilere verdikleri rüşvetlerle Mozambik'i sömürmesine dönüştü. Böylece Mozambik zengin kaynaklarına rağmen savaş sonrasında da aşırı derecede yoksul bir durumda olmayı sürdürdü.
2000 yılında ülkeyi vuran sel felaketi büyük çapta can ve mal kaybına neden oldu.
1964-1992'deki savaşlar döneminden kalan mayınlar Mozambiklileri savaştan sonra da öldürmeye devam etti. Mayın temizleme programının 2015'te tamamlandığı duyuruldu. 171 bini aşkın mayın topraktan çıkarılarak imha edildi. Bu mayınların binlerce insanın canını aldığı tahmin edilmektedir.
Ülke özellikle kuzey bölgesindeki yoğun doğalgaz yataklarıyla ve tatil merkezleriyle anılan bir pozisyondadır. Ayrıca ülkede alüminyum, kömür, altın gibi birçok önemli maden de çıkarılmaktadır.
Mozambik Müslümanları
Mozambik'te Hristiyanlardan çok daha eski bir tarihe sahip olan Müslümanlar Portekizlilerin 16. yüzyılda yaptığı çıkarmadan beri büyük baskı altındadır.
Portekiz sömürgeciliği döneminde katledilen, Hristiyanlığa zorlanan, köleleştirilen Müslümanlar Portekizlileri takip eden Komünist yönetim ve iç savaşta daha fazla sıkıntı çekmişlerdir. Büyük katliamlara maruz bırakılmışlar ve İslami faaliyetleri de yasaklanmıştır.
Mozambik'te Komünist rejimin sona ermesi ve iç savaşın bitmesi Müslümanları nispeten rahatlatsa da yeni dönemde de yönetim Hristiyanlığa vurgu yapıp Müslümanları dışlamıştır. Ayrıca ülkedeki Müslüman oranını olduğundan oldukça düşük göstermeye çalışmıştır.
Tüm bu yaşananlar özellikle ülkenin kuzeyinde yoğun olan Mozambikli Müslümanların, Mozambik devletine tepkili olmasına neden olmuştur.
Mozambik'te IŞİD varlığı
Mozambik Müslümanlarının gördüğü baskılar ve dışlanmışlık onları kendi aralarında organize olmaya yöneltti.
Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları kuzeydeki Cabo Delgado bölgesinde Kenyalı Müslüman din adamı Abud Rogo Muhammed'in faaliyetleri Müslümanları organize etti. Abud Rogo Muhammed'in 27 Ağustos 2012'de Kenya'nın Mombasa şehrinde eşini hastaneye götürürken arabasında kurşunlara hedef olup öldürülmesi Mozambik'teki yapılanmasının tepkisel olarak sertleşmesine yol açtı.
Mozambik yönetiminin Müslümanlara karşı ayrımcı politikalar izlemesi Abud Rogo Muhammed'in cemaatinin 2015'te 'Ensaru-s Sunne' (Sünnetin Yardımcıları) ismi altında Mozambik yönetimine karşı silahlı mücadeleye girişmesine yol açtı. Ekim 2017'den itibaren bu grup ile Mozambik yönetimi arasında Cabo Delgado bölgesinde açık bir savaş başladı. Grubun ideolojisi ve yapılanması hakkında çok fazla bir ayrıntı bilinmemektedir. Grubun küresel olmaktan ziyade daha yerel ve tepkisel dinamiklerle hareket ettiği göze çarpmaktadır.
Mozambik'teki IŞİD yapılanması
2019'da Ensaru-s Sunne videolu bir açıklamayla resmen IŞİD'e biat ettiğini duyurdu. Mozambik'teki IŞİD yapılanmasının, IŞİD'in merkezi yapılanmasıyla yakın bir ilişkisi olmadığı ifade ediliyor. IŞİD'in bölgedeki yapılanmaya maddi destek ve bazı danışmanlar gönderdiği, yine de yapının daha yerel bir görünüm arz ettiği belirtiliyor.
2021 başında Mozambik'in Tanzanya sınırında IŞİD'e bağlı Ensaru-s Sunne faaliyetlerinin artması üzerine dünyanın ilgisi Mozambik'e çevrildi.
Portekiz, İngiltere ve Rusya başta olmak üzere birçok taraf bölgede Mozambik güçlerini eğitmek üzere asker gönderdi. Bölge ülkelerinden Güney Afrika'da Mozambik'teki savaşa müdahil olmak üzere ülkeye asker göndermiş durumda.
Ekim 2017-Nisan 2021 döneminde Mozambik'te yaşanan bu savaşta 5 binden fazla kişinin öldüğü belirtiliyor.
Zincirin son halkası Mozambik: Afrika'daki IŞİD etkinliği artıyor
IŞİD'in etkisini artırdığı Mozambik'te dış müdahale bilmecesi
Kaynak: Mepa News Akademi