Almanya genel seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'lı seçim kampanyası
Almanya'da Türk göçmenlerin kurduğu Alman Demokratlar Birliği (AA-D, Allianz Deutscher Demokraten) ilk genel seçimine hazırlanıyor.
Almanya'nın batısında, Türkiye kökenli göçmenlerin en yoğun yaşadığı yerlerden Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde, eskiden madencilikle geçinen bir şehir Gelsenkirchen…
Kentin en kalabalık alışveriş caddesinde yürürken, buranın göçmen yoğunluklu bir kent olduğunu fark etmemek mümkün değil.
Fark edilmemesi mümkün olmayan bir diğer şey ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın caddede yankılanan sesi...
Almanya'da Türk göçmenlerin kurduğu Alman Demokratlar Birliği (AA-D, Allianz Deutscher Demokraten) ilk genel seçimine hazırlanıyor. Gelsenkirchen'de açtığı standla, çoğunluğu Türkiye'den olan göçmenlere kendilerini tanıtıyorlar.
Haziran 2016'da kurulan AA-D, 24 Eylül'de federal meclis üyelerinin belirleneceği seçime Kuzey Ren Vestfalya'dan katılıyor. Partinin 15 adayı var.
Bundestag'a girebilmesi için yüzde 5 barajını aşması ya da 3 adayının doğrudan adaylara verilen oylarla milletvekili seçilmesi gerekiyor. AD-D'nin şu an için federal meclise girebilme şansı, sayısal olarak mümkün görünmüyor.
'Erdoğan-mobil'den yükselen 'Türk düşmanlarına oy vermeyin' sesi
Hepsi Türk olan parti yöneticileri bir taraftan parti programlarını geniş tutarak Almanlara da ulaşmaya çalıştıklarını söylüyor, diğer taraftan ise seçim kampanyasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraf ve sözlerini kullanıyor.
Son senelerde Almanya'nın siyaseti hepimizin zoruna gittiği için siyasete karıştık."
Partinin kurucularından Halil Ertem, "Erdoğan-mobil"e dönüştürdüğü aracıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini ve Erdoğan'a yazılmış şarkıları çalarak Kuzey Ren Vestfalya'nın kentlerini dolaşıyor.
Arabadan Erdoğan'ın Ağustos ayında söylediği "Onlar o kampanyada Türkiye'ye böyle saldırdılar da ben oradaki vatandaşlarımıza niçin mesaj vermeyeyim. Ne diyorum; Türkiye düşmanı olan partilere sakın ha, oy vermeyiniz. Sakın. Türkiye dostu olanlarla beraber olun. Küçük partiymiş falan buna da bakmayın, onları büyütelim" sesi yükseliyor.
Erdoğan mesajında düşmanı partiler olarak isim vermese de Almanya'nın en büyük partileri olan Hristiyan Demokratlar (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller'i kastetmişti.
Erdoğan'ın bu açıklamasına başta Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel olmak üzere, Alman yetkililerden büyük tepki gelmiş olsa da, AD-D Almanya'daki seçim kampanyasında bu sözleri kullanmayı seçti.
'Mecliste bizi temsil eden parti yok'
AD-D'nin Kuzey Ren Vestfalya Bölge Başkanı Selçuk Cingi, partiyi kurmaya geçen yıl Almanya Federal Meclisi'nin, 1915 olaylarını "soykırım" olarak niteleyen tasarıyı kabul etmesinin ardından karar verdiklerini belirtiyor:
"Son senelerde Almanya'nın siyaseti hepimizin zoruna gittiği için siyasete karıştık. Buradaki siyasetçiler ve partiler, Türkiye'nin ve buradaki Türklerin sırtından siyaset yapmaya başladı. Herkes Türkiye uzmanı olmaya başladı. Ama bizlere ne düşündüğümüzü soran olmuyor"
Cingi sağcı, İslam ve göçmen düşmanı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin güçlenmiş olmasının da ülkede yabancı düşmanlığının arttığının göstergesi olduğunu, buna karşı kendilerinin de adım atma ihtiyacı hissettiğini belirtiyor.
Türkiyeli göçmenler kime oy veriyor?
Türkiye kökenli göçmenlerin 2013'teki federal seçimde tercihleri yüzde 64 oranında ana muhalefetteki merkez soldaki Sosya Demokrat Parti'den (SPD) yana olmuş, bunu Yeşiller ve Sol Parti izlemişti.
Hamburg'daki Evangelischen Hochschule'den Dr Yaşar Aydın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısının Almanya'da bir kesim üzerinde çok etkili olduğunu vurguluyor.
"Eğer Alman siyasi partiler Cumhurbaşkanımızı negatif bir şekilde seçim kampanyası için kullanırsa, biz de seçim kampanyası için cumhurbaşkanımızın resmini kullanırız dedik.
Gelsenkirchen'de parti standını görüp üye olan Şükrü Alıbık da "Şimdi SPD'ye, CDU'ya (Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokratlar Birliği) oy verecek halimiz yok. Bir Türk olarak, Türklerle uğraşan bir partiye verecek oyumuz yok. O yüzden bizim haklarımızı arayan bir partiye vermek daha mantıklı" diyor.
AD-D'ye desteğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısının da "mutlaka" etkili olduğunu söylüyor.
AD-D, Türkiye'de AKP'yi desteklemese de herkese kapılarının açık olduğunu söylüyor ve yetkililer aralarında MHP'ye, hatta CHP'ye yakın kişiler olduğunu da belirtiyor.
İnternette siyasi yorum videolarıyla Türk göçmenler arasında bir fenomene dönüşmüş olan Bilgili Üretmen de AD-D destekçilerinden.
Üretmen "Eğer tüm Alman siyasi partiler Cumhurbaşkanımızı negatif bir şekilde seçim kampanyası için kullanırsa, biz de Türk kökenli olarak seçim kampanyası için cumhurbaşkanımızın resmini kullanırız dedik" diyor.
'Almanya da bizim içişlerimize karıştı'
Erdoğan'ın "Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin" açıklamasını Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel "Ulusal eğemenliğimize eşi benzeri görülmemiş bir müdahale" olarak yorumlamıştı.
AD-D'ye destek verenler ise Almanya'daki siyasilerin Türkiye'deki seçim ve referandumda görüş bildirdiğini, bu nedenle Erdoğan'ın da buna hakkı olduğunu savunuyor.
Selçuk Cingi "Almanya'nın siyasetinde Türkiye'nin iç siyaseti gündemde. Sayın Erdoğan neden böyle bir şey yapmasın ki o zaman. Tamam karışmasın, ama o zaman onlar da karışmasın" diyor.
'Bütün yabancıların sesi olmak istiyoruz'
AD-D, sadece Türkiyeli göçmenlerin oylarıyla parlamentoya girmeyi başaramayacağını da biliyor. Bu nedenle parti yöneticileri öncelikle bir göçmen ama onun ötesinde tüm Almanlara hitap eden bir parti olmaya çalıştıklarını belirtiyor.
Selçuk Cingi "Başta bizim insanımız için ama burada bütün yabancıların sesi olmak istiyoruz. Ardından Almanlar için de bir şeyler yapmak istiyoruz" diyor.
Parti standının çevresine asılmış olan pankartlarda dikkat çeken bazı vaatler ise şöyle:
- Çifte vatandaşlık hakkı
- Kablolu yayın ücretinin kaldırılması
- Daha eşit bir gelir dağılımı
Bir Alman da standda AD-D'nin çalışmalarına yardımcı oluyor ancak 2-3 saat içinde durup bilgi soranların hemen hepsi Türkiye kökenli.
Kaynak: BBC