Almanya'da 'refah elden gidiyor'
Korona pandemisi ve Ukrayna savaşının Alman ekonomisine üç yıllık maliyeti 595 milyar euro olarak hesaplanırken uzmanlar, nitelikli iş gücü açığı gibi sorunların refaha darbe vuracağı uyarısı yaptı.
Korona pandemisi ve Ukrayna savaşının yanında nitelikli iş gücü açığı gibi yapısal sorunlar, Alman ekonomisinin geleceği ve refahın sürdürülebilirliğine dair soru işaretlerini artırdı.
Alman Kalkınma Bankasının (KfW) Pazartesi günü açıkladığı "Garantideki büyüme dönemi bitti" başlıklı raporda acil önlemlere başvurulmaması durumunda "refahın elden gidebileceği" vurgusu yapıldı.
Alman devletine ait KfW'nin raporunda, nitelikli iş gücü açığı nedeniyle Alman ekonomisinin bir dönüm noktasının eşiğinde olduğu, "refahı artıracak temelin çatırdadığı" uyarısında bulunuldu. Nitelikli iş gücü açığının her iki şirketten birinin faaliyetlerini kısıtladığına işaret edilen raporda, iş verimliliğinin de 2012 yılından bu yana kişi başına yılda sadece yüzde 0,3 oranında arttığı kaydedildi.
"Refahtaki sürekli kayıp çatışmaları artırabilir"
Raporda, yurt içi nitelikli iş gücü sayısının azalmaya devam etmesi ve verimliliğin artırılamaması durumunda bunun bir dönüm noktası anlamına geleceği belirtildi, "Almanya 2030 yılına kadar olan süreçte refahın yerinde saydığı, hatta muhtemelen içten içe azaldığı bir döneme girecektir. Refahtaki sürekli kayıp, dağılımda artan çatışmaları ve sıkıntısı çekilen hammaddelerin kullanımı için verilen rekabetin kızışmasını beraberinde getirecektir" değerlendirmesinde bulunuldu.
KfW raporunda nitelikli iş gücü göçüyle iş gücü arzının artırılması, inovasyonun teşviki gibi yollarla iş verimliliğinin yükseltilmesi, çalışma yaş aralığının 15-64 yaş grubuna genişletilmesi, 65 yaş üstü nüfus ve kadınların istihdama daha fazla katılımının sağlanması gibi önlemlerin gerekliliğini vurguladı.
"Sadece göçe bel bağlarsak yılda bir milyon kişi gerekir"
KfW başiktisatçısı Fritzi Köhler-Geib, bu önlemlerden hiçbirinin tek başına yeterli olmayacağını, ancak toplu halde uygulanmaları durumunda etkili olabileceklerini vurgulayarak "Örneğin nüfustaki yaşlanmaya karşı sadece göçe bel bağlarsak 2030'a kadar her yıl bir milyonu aşkın kişinin göç etmesi gerekir" dedi.
Köhler-Geib, çocuk bakım ve anaokulu imkanlarının geliştirilmesi, yabancı diplomaların ve mesleki becerilerin tanınması, Almanca öğreniminin desteklenmesi, inovasyon ve dijitalleşmeye yatırımın teşviki, fen bilimleri eğitimi alan genç sayısının artırılması, yaşam boyu öğrenme imkanlarıyla emeklilik yaşı sonrasında da iş hayatına dahil olmanın kolaylaştırılması gibi önlemler sıraladı.
Fen bilimlerine kayıtlardaki düşüş endişe yarattı
Alman Ekonomi Enstitüsü (IW), matematik, bilişim, doğa bilimleri ve teknoloji alanlarında üniversite eğitimine başlayanların sayısında geçen yıl düşüş kaydedilmesini alarm verici bir gelişme olarak niteledi.
Alman Federal İstatistik Dairesinin Pazartesi günü açıkladığı verilere göre kısaca MINT olarak adlandırılan bu alanlarda üniversite eğitimine başlayanların sayısı 2021 yılında yüzde 6,7 azalarak 307 bine geriledi. Daire, bu durumda, 17-22 yaş grubundaki nüfus sayısındaki azalmanın da payı bulunduğunu kaydetti.
IW'den ekonomist Axel Plünnecke, MINT alanında üniversite eğitimine başlayanların sayısındaki düşüşün Almanya'nın inovasyondaki gücünü zayıflattığı, dolayısıyla rekabet becerisini ve kalıcı refahı tehlikeye soktuğu" uyarısında bulundu.
IW verilerine göre şu an Almanya'da halihazırda MINT alanında 140 bin uzman açığı bulunuyor. Açığın en çok enformasyon teknolojileri (IT), elektronik, makine ve inşaat mühendislikleri alanlarında yoğunlaştığı belirtiliyor. Nüfustaki yaşlanmaya paralel olarak bu alanlarda üniversitelerde eğitim veren akademisyenlerden emekliye ayrılanların sayısının da arttığına işaret ediliyor.
Korona ve savaş, Alman ekonomisine 595 milyar euroya mal oldu
IW'nin Pazartesi günü açıkladığı rapora göre Ukrayna savaşı Alman ekonomisine bu yıl 175 milyar euroya mal olacak. Bu da kişi başına 2 bin euroluk refah kaybı anlamına geliyor. Raporda, korona pandemisi dönemindeki kapanma önlemleri ve belirsizliklerin 2020 yılında 175 milyar, 2021'de 125 milyar ve 2022'de 120 milyar euroluk kayba yol açtığı belirtildi. Enstitü, bu hesaplamalara göre Almanya'nın 2020'den 2023'ün sonuna kadarki dönemde toplam 595 milyar euroluk kayba uğramış olacağı tahminini dile getirdi.
IW ekonomisti Michael Grömling, ekonomi önündeki en önemli sorunun enerji alanında yaşanan belirsizlikler olduğunu, ancak sadece doğal gaz ve elektrik değil, ön ürünler ve hammaddelerde de yaşanan sıkıntıların yatırımların hızını kestiğini belirtti. Grömling, fiyat artışlarından olumsuz etkilenen özel hanelerin de kemer sıkma yoluna gittiğini ve talepte düşüş olduğunu kaydetti.
Kaynak: DW Türkçe