Altından sonra kobalt madenciliğine hücum ediliyor

Altından sonra kobalt madenciliğine hücum ediliyor

Altın bir zamanlar insanları Amerika’nın Batısına çekmişti. Fakat şimdi kobalt madenine hücum ediliyor.

BBC'nin haberine göre, Onlarca yıldır ABD topraklarında ciddi anlamda bir kobalt madenciliği yapılmıyordu. 

Fakat bugünlerde birkaç madencilik firması Idaho, Montana ve Alaska eyaletlerindeki maden sahalarında bu gümüşümsü mavi metali içeren rezerv arayışlarına girişmiş durumda.

Söz konusu durum -elektronik cihazların ve elektrikli araçların lityumun pillerinin önemli bir bileşeni olan- kobalta gösterilen büyük teveccühün bir tezahürü olarak karşımıza çıkıyor. 

Geçmişte, kobalt arzı birlikte çıkarıldığı ve kendisinden daha değerli olan nikel ve bakır madenlerinin pazarına bağımlıydı.

Uzmanlara göre zirveyi gören kobalt fiyatı ve her yıl yüzde 8-10 arasında artması beklenen talep bu kıymetli madeni artık yan ürün olarak işlenmekten çıkararak esas faaliyet konusu haline getirmiş durumda.

Londra merkezli CRU araştırma merkezi verilerine göre dünya çapında 300’den ziyade şirket kobalt rezervleri için ava çıkmış bulunuyor.

En büyük rezerv Afrika'da

Glencore gibi madencilik devi şirketler kobalt rezervlerinin büyük kısmının sınırları içerisinde bulunduğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki üretimlerini arttırmış durumdalar. 

ABD’de 40 yıllık uzun bir aradan sonra ilk kez 2014 yılında kobalt çıkarılmaya başlanıldı.

Yıllık kobalt tüketiminin bu yıl 122.000 tona ulaşması bekleniyor. Bu rakam 2011 yılında 75.000 ton seviyelerindeydi.

Mavi madenin birim fiyatı 2011 yılında 20$ seviyelerinde iken bu yıl 40$ lık seviyeyi gördü. Bugünlerde değeri 32$ seviyelerinde seyretmekte. (2008 yılında yetersiz arzdan kaynaklanan bir çıkış ile 50$ seviyesini aşmıştı.)

ekran-resmi-2018-08-02-12.35.53.jpg

Arz sıkıntısı kaçınılmaz

Her ne kadar artan üretim önümüzdeki 5 yıl ihtiyacı karşılasa bile 2022 yılına gelindiğinde arz sıkıntısı kaçınılmaz olacak.

Finans piyasalarında da bu alanda faaliyet gösteren şirketlere ciddi fonların yatırım yaptıkları yönünde bilgiler geliyor.

Kobalt içeren cevherin patlayıcılar kullanılarak çıkarılmasından sonra, jet motorları, dronlar ve bataryalar gibi ürünlerde kullanılmak üzere sırası ile rafine edilmeli ve metale dönüştürülmeli, harmanlanmalı veya kimyasal konsantreler haline getirilmelidir.

Dünyadaki rezervin %60’ı Demokratik Kongo Cumhuriyetinde yer almakta ve yine rafine edilmiş kobalt üretiminde dünya lideri Çin’dir.

Fakat artan talep ile değişen piyasa dengeleri ABD’nin duruma kayıtsız kalmamasına neden oldu.

Nitekim bu yıl Şubat ayında ABD yönetimi kobaltı, ekonomisi için kritik öneme haiz 35 madenin yer aldığı listeye ekledi.

Başkan Trump’ın ABD sınırları içerisinde her türlü üretimi destekleyen politikalarının ABD madencilik sektöründe de ciddi bir gelişmeye yol açması beklenmekte.

Demokratik Kongo’da yaşanan yolsuzluklar ve madenlerde çocukların çalıştırılıyor oluşu alıcıları yeni kaynak arayışlarına sevk etmekte.

Öte yandan ABD merkezli Missiouri Kobalt şirketi Kuzey Amerika’nın en büyük yatağı unvanını alan 35 milyon pound ağırlığındaki bir rezervin işletmeye alınacağını duyurdu.

Tedarik zincirinde yer alan tüm firmalar jeopolitik riskleri azaltma adına Demokratik Kongo haricindeki tüm pazarları değerlendireceklerdir.

Tüm bu gelişmeler bir yana kobalttaki fiyat artışı teknoloji şirketlerini alternatif batarya teknolojileri arayışına süreklemekte. Kalifornia Üniversitesinden Gerbrand Ceder çok daha az miktarda kobalta ihtiyaç duyan yüksek kapasiteli piller üzerinde çalışmakta. Ancak söz konusu çalışmalar bugün sonuç verse bile yeni teknolojinin tüketiciye ulaşmasının 5 ila 10 yıl sürebileceği belirtiliyor. 

Türkiye'de kobaltın durumu

Dünyada kobalt çok nadir bulunuyor. Nikel elementi ise doğada kobalt ile beraber yer alıyor. Türkiye’nin bilinen nikel rezervleri toplamı 40 milyon ton. Türkiye’de mevcut kobalt sahaları arama ve işletme aşamasına göre gruplandırıldığında 8 adet arama ruhsatlı;

5 işletme ruhsatlı saha olmak üzere toplam 13 adet kobalt ruhsatı mevcut bulunuyor. Türkiye’de Adana - Tufanbeyli, Balıkesir - Dursunbey, Elazığ - Keban, Gümüşhane - Şiran, Kastamonu - Küre, Manisa - Merkez, Manisa - Turgutlu, Sivas - Suşehri ve Uşak - Banaz’da kobalt bulunuyor.

Yerli otomobil şirketinin ortaklarından olan ve Vestel firmasını da bünyesinde bulunduran Zorlu Grubu'nun Manisa - Gördes'te Meta Nikel işletmesi mevcut. Grubun, Gördes, Eskişehir ve Uşak'ta nikel rezervleri, farklı bölgelerde arama çalışmaları var. Eskişehir'de rezerv geliştirme ve cevher üretim, Uşak'ta ise jeolojik etüt çalışmaları sürüyor. İlk fazında 360 milyon dolar, şimdiye kadar 600 milyon dolar yatırım yapıldı ve 2023'e kadar 860 milyon lirayı bulması bekleniyor. Böylece 10 bin tonluk üretim kapasitesi de 20 bin tona çıkacak.

Gördes'te 40 bin dönüm üzerinde kurulu tesiste üretilen nikel konsantresinin tamamı ihraç ediliyor. Şirketin 120 milyon dolarlık ihracatı var. Nikel işini büyütmek isteyen Zorlu, Gördes'in iki katı büyüklükte bir yatırımı Eskişehir'de planlıyor. Yerli araba üretecek konsorsiyumun içinde yer alan Zorlu Grubu, nikel üretimi ile bu aracın bataryasında tayin edici bir rol oynayacak. Pil yatırımı planlıyor. Zorlu CEO'su Ömer Yüngül, "Geleceğin hammaddesi olan nikele 10 yıldır yatırım yapıyoruz. Buradan gidilecek iki yol var. Birisi pil üretimi. Diğeri 3D printerlere girecek nano metaller üretmek. Türkiye'de pil fabrikası olsun istiyoruz. Buradaki yatırımlarla 10 bin ton nikel metal kapasitesi, 2023'te 20 bin tona ulaşacak. Oluşturduğumuz ekosistemle 5 bin kişiye istihdam imkanı doğacak. Bu tesisle hem Türkiye'nin nikel ihtiyacını karşılayacağız hem de nikelin katma değeri yüksek formlarının ihracat ile cari açığın daraltılmasına katkı sağlayacağız" dedi.

Kaynak: Mepa News, Dünya, BBC

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.