Amerikalı Taliban J. Walker Lindh: 'Teröre karşı savaş'ın ilk tutuklusu çok yakında serbest
Lindh’in Kaliforniya'daki bir kenar mahalleden Afganistan’ın kuzeyine olan yolculuğu izlediği Malcolm X filmiyle başladı.
25 Kasım 2001 tarihinde, iki CIA yetkilisi Afganistan’da 19 yaşında, İngilizce konuşan sakallı birini yakalanan Taliban savaşçıları arasında keşfetti.
Üstü başı dağınık olan genç göze çarptı. Bir CIA yetkilisi esire “İrlandalı mısın? İrlanda?” diye sordu, o ise cevap vermedi.
Sonrasında Amerikalı olduğu ortaya çıktı.
Ve saatler sonra, CIA sorgucularından biri silahını kaptırdığı bir Taliban esiri tarafından öldürüldü.
20 yıl hapse mahkum edildi
Kaliforniya doğumlu olan John Walker Lindh, "Amerikalı Taliban" lakabıyla meşhur olmuştu.
Babası İrlanda asıllı bir ABD vatandaşı olan John Walker Lindh, 17 yaşında İrlanda'ya geziye gitmişti
Lindh, Taliban’ı desteklemekten 20 yıl hapse mahkum edildi.
Şimdi 36 yaşında olan Lindh, belirli prosedürleri yerine getirerek iki seneden az bir süre içerisinde serbest kalmak için uğraşıyor.
Malcolm X filminden etkilenerek Müslüman oldu
Lindh, yargı ve mahkumiyeti süresince inandığı düşüncelerden hiç vazgeçmedi.
Lindh’in Kaliforniya Marin County’nin bir kenar mahallesinden Afganistan’ın kuzeyine olan yolculuğu izlediği Malcolm X filmiyle başladı. FBI sorgucularına, filmin onun İslam’ı kabul etmesine bir vesile olduğunu söyledi. 1998’de sadece 17 yaşındayken, okuldan kaydını sildirdi ve ailesinin desteğiyle Yemen’e Arapça öğrenmeye gitti.
'Amerikalı Taliban' yakalandıktan sonra
Buradan Pakistan’a gitti ve Keşmir’in Hindistan’dan bağımsızlığını kazanması için savaşan gruplardan birine katıldı.
Sonra 11 Eylül saldırıları öncesinde Afganistan’a doğru, Kuzey İttifakı’na karşı bir savaş yürüten ve ülkenin çoğunluğunu kontrol eden Taliban’la birlikte savaşmak için yola çıktı.
Lindh, Kandahar yakınlarındaki askeri bir kampta yedi hafta geçirdi. FBI’ın açıklamasına göre Usame bin Ladin ile en az bir kere görüştü.
Arkadaşları ayaklanma başlattı
Kasım 2001’de ABD kuvvetleri, Lindh’i komutanları Mezar-ı Şerif yakınlarında Kuzey İttifakı’na teslim olmak zorunda kalan bir Taliban grubu içerisinde buldu.
Lindh’in sorgusundan saatler sonra, esir arkadaşları CIA operasyonlar yetkilisi Johnny Michael Spann da dahil olmak üzere 500 kişinin öldürüldüğü bir ayaklanma başlattı. Lindh çatışmalar sırasında bacağından vuruldu. Kendisi ayaklanmadan sonra sağ kalan sadece 86 kişiden biriydi.
Lindh’in ailesi onun nerede olduğunu ancak yakalanmasından kısa bir süre sonra CNN’in onunla yaptığı bir röportajla öğrendi.
50 günden fazla gözaltı süresince, ABD yetkilileri bazen Lindh’in gözlerini bağladı, soydu ve bant ile sandalyeye bağladı. Ailesinin bir savunma avukatı tutup ABD yetkililerine bu konuda haber vermesine rağmen, Lindh avukatı hakkında bir ay boyunca hiçbir şey bilmedi.
10 davadan 9'u düştü
ABD’ye geri getirildiğinde Amerikalılara karşı kurulan bir planın parçası olduğuna dair bir delil olmasa da, Lindh kendisini terörizm suçlamalarıyla karşı karşıya buldu.
İlk davasında Lindh, terörizmi desteklemek üzere materyal sağlamakla suçlandı.
Lindh'e yönelik 10 davadan 9'u düştü. Bunda tutukluluk süresince gördüğü işkenceleri gündeme getirmesinin de etkisi vardı.
Lindh Taliban'a yardım etmek ve Afganistan’a silah taşımaktan dolayı suçlu bulundu.
"Cihat hakkında diğer Müslümanlar gibi düşünüyorum"
Yargısında Lindh, “Cihat hakkındaki inançlarım dünya genelinde Müslümanların sahip olduğundan farklı değil.” dedi.
Lindh, 2013 yılında İrlanda vatandaşlığına geçti. Mahkumiyetinin sona ermesinin ardından göreceği baskılar nedeniyle ABD'de yaşamaya devam etmesi muhtemel görülmüyordu.
Cemaatle namaz kılma mücadelesi
Babası Frank Lindh, oğlunun serbest kalmasından sonra İrlanda’da yeni bir hayat kurabilmesini umuyor. Ama İrlanda yasalarında, yeni bir vatandaş olmasına rağmen İrlanda hükümeti Lindh’in milli güvenliğe tehlike olabileceği gerekçesiyle pasaport çıkarmayı reddedebilir. Ayrıca ABD hükümeti de en az üç yıl dışarıya seyahat etmesini engelleyebilir.
2013’te cemaatle namaz kılmak için verdiği yasal mücadeleyi kazanan Lindh, Aralık 2014’te pantolonlarının ayak bileği üzerinde olması için bir mücadeleye girişti. Ayrıca babasıyla ve kendisi için çalışan avukatlık grubuyla e-mail iletişimi olduğu belirtiliyor.
"Oğlumla gurur duyuyorum o iyi niyetli biri"
2009’da, GQ ile yaptığı bir röportajda "Oğlumla gurur diyorum." diyen baba Lindh, oğlunun aceleci ve körü körüne idealist olduğunu, fesat veya hain olmadığını New York Times’a belirtti. Ayrıca oğlunun haksızca terörist olarak etiketlendiğini, kendisinin maneviyatı yüksek ve iyi niyetli biri olduğunu söyledi.
Donald Trump dönemiyle birlikte hapishanedeki ‘terör’ suçlularına yönelik nasıl bir yöntem izleneceği konusunda bir belirsizlik mevcut.
"Durumuma şükrediyorum"
Lindh, çok da olumlu düşünüyormuş gibi görünmüyor. Aralık 2016’da babasına yazdığı e-mailde, İrlanda’ya gitme projesini terk edecekmiş gibi göründüğünü söyledi. Ayrıca daha önce Porto Riko’ya nakledilme isteğinin reddedildiğini söyledi.
"Sadece burada bir süre daha durmak ve elimden geldiğinin en iyisiyle buradaki linç çeteleriyle uğraşmak zorundayım." diye yazdı. Durumuna 'şükrettiğini' ifade eden Lindh, "İçinde bulunduğum durum azap veren bir çıkmaz ama dünyadaki çoğu insan daha kötü durumlarda ve idare etmenin yollarını buluyorlar, bu yüzden endişelenmiyorum." dedi.
Kaynak: Mepa News