Analiz | ABD İsrail'in Gazze'deki soykırımına ortak
"ABD ve uluslararası toplum, İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere uyguladığı bu soykırımın suç ortaklarıdır."
Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında İsrail'e en fazla destek veren taraf ABD yönetimi.
ABD İsrail'e verdiği siyasi desteğin yanı sıra Gazze Şeridi'nde sivillere karşı kullanılan silah ve mühimmatların önemli bir kısmının de tedarikçisi.
Miranda Cleland, Middle East Eye'da yayınlanan analizinde ABD'nin İsrail'in Gazze'deki katliamlarının suç ortağı olduğu düşüncesini değerlendirdi. Analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirildi. Analizde yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.
İsrail’in gıda, su, elektrik, yakıt ve tıbbi malzeme girişini kesip hava saldırıları ve topçu ateşiyle karanlığa gömdüğü Gazze’de görev yapan Çocuklar için Savunma Enternasyonal (ÇİSE) isimli STK’nın Filistin ofisinde üst düzey saha araştırmacısı olarak çalışan meslektaşım Muhammed Ebu Rukbeh, bir gününün nasıl geçtiğini yazıp bizimle paylaştı.
Hala aklımda çıkaramadığım bir sahne var.
Muhammed hanımını ve çocuklarını alıp güvenli bir yer bulabilmek için sağa sola koştururken geçtiği bir sokakta bombardıman sonrasında yıkılan bir evin enkazının altında kalan bir kadının (paramparça olmuş) cesedini çıkarmak için uğraşan Filistin sivil savunma ekipleri vardı.
Muhammed her ne kadar bu sahneyi görmesinler diye çocuklarının dikkatini dağıtmaya çalışsa da evlatları bir şekilde yaşananları gördüler ve çığlık attılar. Muhammed’in 10 yaşındaki oğlu Kerem tamamen donakaldı ve bacakları tutuldu.
Bir an önce güvenli bir yer bulmaları gerektiğini bildiği için Muhammed, geçirdiği şoktan dolayı yürüyemeyen Kerem’i kucağına alıp yoluna öyle devam etti.
Böyle bir an, hangi milletten olursa olsun bir çocuğun yıllarca psikolojik travma ile yaşamasına sebep olur. Ancak Gazzeli bir çocuk için o an, İsrail’in eliyle yaşanan sayısız travmalardan sadece yeni bir tanesiydi.
İsrail ordusunun sadece on günde 1030 çocuğu öldürüp, bundan kat ve kat fazlasını yaralayıp binlercesini de evinden ettiği Gazze’de yaşayan hiçbir çocuk şu anda güvende değil. [23 Ekim itibarıyla Gazze'de öldürülen çocukların sayısı 2 bine yaklaştı-editör]
ABD’nin tam desteği
Dünyanın Filistinli çocukları yüz üstü bıraktığını söylemek bu vaziyeti açıklamak için sarf edilmesi gereken lafların yanında beş para bile etmez.
ABD ve AB’nin kanatları altındaki dünya liderlerinin çoğu İsrail’in on yıllardır hiçbir bedel ödemeksizin Filistinli çocukları öldürmesi, sakat bırakması ve hapse atması için gerekli ortamı tesis etmektedir.
Gazze’nin çocukları son 16 yıldır İsrail’in tam muhasarası altında yaşıyor. Gazze dışında tedavi olması gereken kanserli çocuklar ancak İsrail devletinden özel izin çıkması halinde bu koca hapishaneden çıkabiliyor. İsrail, Gazze’ye giren ve çıkan her şeyi ve herkesi kontrol ediyor.
Batı'nın İsrail’in hayata geçirmesine müsaade ettiği Gazze’deki gerçekler bunlardır.
Tabi bir de bombalar var.
İsrail ordusu bir haftadan az bir süre içinde Gazze’ye her 30 saniyede bir tane olmak üzere toplamda 6 binden fazla bomba attı.
İsrail tarafından icra edilen hava saldırıları, topçu atışları ve atılan fosfor bombaları, tekrar ve tekrar İsrail devletine “tam” destek vereceklerini ilan eden ABD Başkanı Joe Biden’ın suçudur. Biden hükümeti bu açıklamalarla İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ordusunun yapacağı tüm şeylerin her ne olursa olsun arkasında duracağını taahhüt etti.
Biden hükümeti, İsrail ordusunun Gazze’deki sivil yaşamı yok etmesini durdurmak için derhal ateşkes talep etmek yerine Amerikalı diplomatların “tansiyonun düşülmesi/ateşkes”, “şiddete/akan kana son verilmesi” ve “sakinliğin yeniden tesisi” terimlerini resmi açıklamalarda kullanmasını yasaklayarak İsrail’in daha rahat hareket etmesi için aktif olarak çalışmaktadır.
İkinci Nekbe
Bizler ÇİSE olarak soykırım alarmı çalıyoruz zira İsrail ordusu ve İsrailli yetkililer yaptıkları açıklamalarda açık bir şekilde ikinci bir Nekbe sürecini başlatarak Filistin halkının kökünü kazıma niyetlerini dile getirdiler.
İnsanların yaşadıkları mahalleleri komple bombalıyorlar, aileleri tüm fertleriyle birlikte öldürüp nüfustan düşüyorlar ve insanların hayatını kurtarmak için çalışan hastanelerin elektriğini, suyunu, yakıtını kesiyorlar.
Uluslararası hukuka göre soykırım bir suç olup belirli bir millet veya etnik gruba mensup çok sayıda insanı o millet veya grubu tamamen veyahut kısmen yok etmek amacıyla öldürmek olarak tanımlanır.
İnsanları sayılarını azaltmak amacıyla öldürmenin yanı sıra bir grubun yaşam koşullarının dayanılmaz hale getirilmesi de soykırımdır.
İsrail ordusunun son günlerde gerçekleştirdiği saldırılar yüzünden daha şimdiden en az 1000 Filistinli çocuk öldü. 2014’teki çatışma döneminde 50 günlük bir süre zarfında en az 535 çocuğu katleden İsrail, sadece on gün gibi kısa bir sürede bu performansını şimdiden neredeyse ikiye katladı.
Öldürülen çocuklara ilaveten yaralanan veya kayıp olan çocuklar ile aileleri ile yıkılan binaların altında can ve belki de isimlerini asla bilemeyeceğimiz çocukların sayısı da her geçen gün artmaktadır.
İsrail’in Filistinlilere yönelik vahşi saldırı silsilesinin en son halkasından şu ana kadar kurtulmayı başaran Gazzeli çocuklar ise evlerini terk ederek henüz enkaza dönüşmemiş bir çatı bularak bir ihtimal bombaların susmasını beklemektedir.
Bombalar düşmeye başladığında bir ana babanın yapabileceği tek şey evladına siper olmak ve eğer ölmezlerse biraz daha yaşasınlar diye uğraşıp elinden geldiğince onları bu katliamdan korumaya çalışmaktır.
Aslında İsrail’in artık ne yapacağı önemli değildir zira yapılanların bedelini Filistinli çocuklar çoktan ödedi. ABD ve uluslararası toplum, İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere uyguladığı bu soykırımın suç ortaklarıdır.