Analiz | Hamas Katar'ı terk mi edecek?

Analiz | Hamas Katar'ı terk mi edecek?

"Hamas son günlerde bölgedeki en az iki ülkeyle temasa geçerek siyasi liderlerinin başkentlerine taşınması fikrine açık olup olmadıklarını sordu."

Summer Said, Stephen Kalin | Wall Street Journal | Tercüme: Mepa News

Hamas'ın siyasi liderliği Katar'daki mevcut üssünden taşınmak isterken ABD'li vekiller de Körfez ülkesine başarısızlıkla sonuçlanması muhtemel ateşkes müzakerelerini yürütmesi için baskı yapıyor.

Hamas'ın Katar'dan ayrılması, Gazze'de esir tutulan onlarca İsrailli rehinenin serbest bırakılması için yürütülen hassas görüşmeleri alt üst edebilir ve İsrail ile ABD'nin Washington tarafından terör örgütü olarak tanımlanan bir gruba mesaj iletmesini zorlaştırabilir. Hamas liderleri 2012 yılından bu yana ABD'nin de desteklediği bir anlaşmayla Katar'ın başkenti Doha'da yaşıyor.

Arap yetkililer, örgütün son günlerde bölgedeki en az iki ülkeyle temasa geçerek siyasi liderlerinin başkentlerine taşınması fikrine açık olup olmadıklarını sorduğunu söyledi. Bir Arap yetkili, temas kurulan ülkelerden birinin Umman olduğunu belirtti. Ummanlı yetkililer yorum talebine yanıt vermedi. Arap yetkililer Hamas'ın yavaş ilerleyen rehine müzakerelerinin aylarca sürebileceğine inandığını, bunun da örgütün Katar'la olan yakın bağlarını ve Doha'daki varlığını riske attığını ifade etti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir Arap ara bulucu, "Görüşmeler şimdiden durdu ve yakın zamanda yeniden başlayacağına dair neredeyse hiçbir işaret ya da beklenti yok ve Hamas ile müzakereciler arasında güvensizlik artıyor" dedi.

Son haftalarda Katar ve Mısır'dan ara bulucular Hamas temsilcilerine baskı yaparak grubun koşullarını yumuşatmasını sağlamaya çalıştılar. Zaman zaman Hamas liderliği rehinelerin serbest bırakılmasını öngören bir anlaşmayı kabul etmemesi halinde sınır dışı edilme tehditleri aldı.

Bir başka Arap ara bulucu "Görüşmelerin tamamen kesilmesi ihtimali çok gerçek" dedi.

Katar'ın rolü

Bir Basra Körfezi monarşisi olan Katar, Gazze savaşlarını sona erdirmek ve Filistinlilere yardımı artırmak için uzun süredir çalışıyor, savaşan taraflarla güven tesis ediyor ve müzakere taktiklerine aşina. Geçtiğimiz altı ay içinde bu ilişkilerini dünyanın en çetrefilli diplomatik krizlerinden birine taşıyarak bir yandan ABD müttefiki olarak değerini ortaya koyarken diğer yandan da Orta Doğu'nun vazgeçilmez ara bulucusu olarak profilini yükseltti.

Ancak Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, geçtiğimiz günlerde Körfez ülkesinin İsrail ve Hamas arasındaki ara buluculuk rolünü yeniden değerlendirdiğini söyledi. Al Sani, Katar'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme çabalarına yönelik haksız eleştirilere de atıfta bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas ve İsrail arasında Kasım ayında yapılan ateşkes ve esir takasında ara buluculuk yaparak önemli bir rol oynayan Katar'a baskı uygulanması gerektiğini söyledi.

Katarlı lider bir basın toplantısında "Bu rolün ve bu müzakerelere yapıcı bir şekilde katkıda bulunma kabiliyetimizin sınırları var. Katar devleti doğru zamanda uygun kararı verecektir." dedi

Katar'ın İsrail işgaline karşı şiddet kullanarak direniş gösteren Hamas ile on yıllardır süren ilişkisi daha önce hiç bu kadar mercek altına alınmamıştı. İsrailli yetkililere göre 7 Ekim saldırıları, İsrail'de Katar'ın Hamas'la olan bağları nedeniyle kısmen sorumlu olabileceği yönündeki iddiaları gündeme getirdi.

Bazı ABD'li milletvekilleri ve İsrailli politikacılar aylardır Beyaz Saray'a Katar'ı Hamas'la ilişkilerini kesmeye zorlaması ve terörizme destek anlamına geldiğini söyledikleri bu tutumundan dolayı cezalandırılması çağrısında bulunuyor.

Katarlı ve ABD'li yetkililer terörizm iddialarını reddediyor. Katar'ın Hamas'la daha önce yürüttüğü temaslarda İsrail'le koordinasyon içinde olduğunu ve İsrail'in ulusal güvenlik danışmanı Tzachi Hanegbi'nin 7 Ekim saldırılarının ardından Katar'ın yürüttüğü diplomasiyi övdüğünü söylüyorlar.

Yetkililer Hamas'ın siyasi liderlerinin Washington'un talebi üzerine Doha'da bulunduğunu, aksi takdirde İran ya da Suriye gibi Batılı yetkililerin kendileriyle iletişim kurmasının daha zor olduğu bir yere gideceklerini belirtiyorlar. ABD'li ve Avrupalı yetkililerin Hamas'la doğrudan temas kurmaları, hükümetlerinin grubu terör örgütü olarak sınıflandırması nedeniyle engellendiğinden, Katar'ın Hamas'la temas kurabilmesi büyük önem taşıyor.

Yetkililer, İsrail ve Hamas'ın İsrail güçlerinin Gazze'den ne zaman ayrılacağı ve İsrail'in tahliye emirleriyle evlerinden ayrılmak zorunda kalan Filistinlilerin ne kadarının geri dönebileceği gibi konularda görüş ayrılığı içinde olduklarını kaydetti. Hamas ayrıca ABD destekli ateşkes önerisinin bir parçası olarak 40 İsrailli sivil esiri teslim edip edemeyeceğinden emin olmadığını söyledi. Müzakerelere aşina olan Arap yetkililere göre bu tutum, Gazze'nin büyük bölümünü harabeye çeviren altı aylık savaşta olası bir ateşkese yönelik görüşmeleri karmaşık hale getirdi.

Gazze'deki sağlık yetkilileri savaşın başlangıcından bu yana çoğu kadın ve çocuk 33 binden fazla kişinin sivil ve militan ayrımı yapılmaksızın öldürüldüğünü söylüyor.

İsrail ve Hamas, 30 Kasım'da sona eren son ateşkesin ardından Mısır ve Katar aracılığıyla yapılan çeşitli önerileri reddetti, ancak daha önce çeşitli aşamaları ve potansiyel bir uzun vadeli ateşkesi içeren bir çerçeve üzerinde büyük ölçüde anlaştılar.

Katar tepkilerin odağında

Katar'ın Taliban gibi diğer radikal gruplarla ve İran ve Venezuela gibi devletlerle olduğu gibi Hamas'la da ilişkilerini sürdürebilmesi, ABD'nin giderek artan bir şekilde dostlarından kendisiyle birlikte ve bir dizi düşmana karşı net bir duruş sergilemelerini talep ettiği bir dünyada zor bir dengeleme hareketini yansıtıyor. Bu monarşi Amerika'nın en büyük yabancı askeri üslerinden birine ev sahipliği yapıyor.

ABD'li yasa koyucuların Katar'a Hamas'tan daha fazla taviz koparması ya da örgütle bağlarını koparması yönündeki baskıları artıyor.

Bu ayın başlarında Senatör Ted Budd tüm Hamas üyelerini sınır dışı etmediği ya da ABD'ye iade etmeyi kabul etmediği takdirde Katar'ın "NATO üyesi olmayan başlıca müttefik" statüsünün sona erdirilmesini öngören bir yasa tasarısı sundu. Daha fazla askeri tatbikat, ortak operasyon ve potansiyel silah satışına kapı açan bu statü, Katar'ın ABD'nin Afganistan'dan tahliyesine yardımcı olmasının ardından 2022 yılında Başkan Biden tarafından verilmişti.

Budd yaptığı açıklamada "Hamas'a karşı harekete geçilmemesi, ABD tarafından belirlenmiş yabancı bir terör örgütüne zımni destek gibi görünmeye başlıyor" dedi.

Washington'daki Katar Büyükelçiliği tasarıyı hayal kırıklığı ve yararsız olarak nitelendirdi. Büyükelçilikten yapılan açıklamada "Özellikle bölgemizin içinde bulunduğu bu hassas dönemde, Amerika ve müttefiklerinin on yıllar boyunca özenle inşa ettiği ortaklıkları baltalamak pervasızlıktır" denildi.

Senato Dış İlişkiler Komitesi üyesi Chris Murphy tasarıya karşı çıkarak, bir müttefikin Hamas'la ilişki kurmasının rahatsız edici olduğunu ancak liderlerini Doha'dan kovmanın rehinelerin asla serbest bırakılmamasına yol açacağını çünkü alternatif bir müzakere kanalı olmayacağını söyledi. Tasarının ABD'nin Orta Doğu'daki çıkarlarını tehlikeye atacağını söyleyen Kerry, böyle bir hamlenin Amerika'nın Katar'daki üssünü ve Körfez ülkesinin ABD'den silah alımını etkileyeceğini öngördü.

Murphy, "Onlar kusurlu bir müttefik. İnsan hakları ve işçi hakları konusunda kötü bir geçmişi olan baskıcı bir rejim ama kritik bir müttefik." dedi.

Katar'ın 2012 yılında ABD'nin talebi üzerine Hamas'a ev sahipliği yaptığını, daha sonra İsrail'in talebi üzerine Hamas'a para gönderdiğini ve son on yılda ateşkes görüşmelerine yardımcı olduğunu ifade etti.

İsrailli yetkililer aylardır Hamas'ın askeri kanadıyla doğrudan ve siyasi liderliğiyle sık sık iletişim kuran Mısır'ın rehine görüşmelerinde daha büyük bir rol üstlenmesi için lobi yapıyor ve Katar'ın Doha'da Hamas'a yeterince baskı yapmadığı endişesini dile getiriyorlardı.

Temsilciler Meclisi'nin eski Demokrat lideri Temsilci Steny Hoyer geçtiğimiz günlerde Katar'ın Hamas'a rehineleri serbest bırakması için baskı yapması gerektiğini, bunun için de Hamas'a verilen fonları kesmesi ya da siyasi liderlerini Doha'dan kovması gerektiğini ifade etti. Yaptığı açıklamada "Eğer Katar bu baskıyı uygulamazsa, Amerika Birleşik Devletleri Katar ile ilişkilerini yeniden değerlendirmelidir" dedi.

Katar'ın Washington Büyükelçiliği ise Doha'nın "sadece bir ara bulucu" olduğunu ve bir anlaşmaya varılmasından tamamen İsrail ve Hamas'ın sorumlu olduğunu söyleyerek yanıt verdi. Katar'ın görüşmelerin yavaş ilerlemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığı ve görüşmelerden çekilme eğiliminde olduğu, ancak rehinelerin serbest bırakılmasından vazgeçmediği belirtildi.

ABD'li bir yetkili, Katarlıların ABD'nin Hamas'ın Doha'daki varlığına son verilmesi konusunda bir görüşme yapmak istediğinde Katar'ın ikili ilişkiler için "en iyisini yapmaya" hazır olduğunu açıkça ifade ettiklerini dile getirdi.

Birçok İsrailli Katar'ın Hamas'la olan ilişkisinin örgütü yok etme girişimlerini engelleyebileceğinden korkuyor. Bazıları Katar'ın insani yardımlarının Hamas'a istemeden de olsa yardım ettiğini ve grubun parasını militan faaliyetlere harcamasına yol açtığını söylüyor.

Katarlılar Hamas'ın kendilerine güvendiğini çünkü İsrail-Filistin çatışmasında doğrudan bir çıkarları olmadığını savunuyor. Bölgesel analistlere göre, Arap Baharı ayaklanmaları sırasında diğer İslamcı grupları desteklemeleri Hamas'ın güvenilirliğini artırırken, Doha merkezli El Cezire televizyonu da Filistin davasına sempatiyle yaklaşıyor ve grubun mesajlarını güçlendiriyor.

ABD'li bir yetkili bu yılın başlarında Katar'ın Hamas'la ilişkilerini ve konuşma kabiliyetini kullanarak grubu İsrail'le müzakereleri ilerletmek için makul bir pozisyona doğru teşvik ettiğini ancak Hamas'ın Doha'daki siyasi liderliği ile Gazze'deki askeri liderliği arasındaki bölünmenin sonuç almayı zorlaştırdığını ifade etti.

Yetkili şu ifadeleri kullandı:

"Önceliğimiz rehineler, özellikle de Amerikalı rehineler ve onların özgürlüğünü kazanmak için Katar'ın Hamas ile görüşebilmesinin önemli olduğunu anlıyoruz. Kimsenin Doha'da Hamas için bir gelecek olduğuna inandığını sanmıyorum. Katarlılar bunu anlıyor ve Hamas'ın orada kalması ya da bulunması için yaygara koparmıyorlar."

x.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.