Analiz | Hizbullah'ın stratejik hesapları: İsrail, Gazze ve iç dengeler
Hamas, İsrail ve İran arasında kalan Hizbullah, savaşa girmemek için dikkatli adımlar atıyor.
Analistlere göre Hizbullah, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ne aralıksız bombardıman düzenleyen İsrail'le savaşı genişletme konusunda Lübnan halkının ne düşündüğünü çok iyi biliyor ve dikkatli adımlar atmak zorunda.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın Cumartesi günü yaptığı konuşmada İsrail'e yönelik kınamalarını itidal mesajlarıyla dikkatli bir şekilde harmanlamasına rağmen, İsrail Savunma Bakanı Lübnan halkına yönelik korkunç tehditlerde bulundu.
Ardından iki taraf arasında 8 Ekim'de başlayan saldırılarda gözle görülür bir tırmanış yaşandı. Hizbullah ilk olarak işgal altındaki Lübnan toprağı olarak gördüğü Şeba Çiftlikleri'ndeki İsrail mevzilerine saldırılar düzenledi.
Birçok kişi bunun Hizbullah'ın savaşa tamamen gireceği anlamına gelip gelmediğini merak etse de Genel Sekreter Hasan Nasrallah haftalarca bekledikten sonra sekiz gün içinde iki konuşma yaparak sessizliğini bozdu.
Nasrallah 11 Kasım'da yaptığı ikinci konuşmada nispeten itidalli ifadeler kullandı ve dinleyicilere Hizbullah'ın İsrail'e yönelik saldırılarını Filistinlilere yönelik tacizleri ya da Lübnan'a yönelik saldırılarıyla eşdeğer hale getireceğini ancak daha geniş çaplı bir savaşı kışkırtmak istemediğini söyledi.
Nasrallah'ın kullandığı ton ile İsrail'in Gazze'ye yaptığını Beyrut'a da yapma sözü veren yanıtı arasındaki uyumsuzluk, İsrailli liderlerin Nasrallah'ta bir tür tereddüt ya da isteksizlik hissedip hissetmedikleri gibi soruları gündeme getirdi.
Lübnan'daki Filistin varlığı
Çok sayıda mültecinin sığınmacı olarak geldiği 1967 savaşından bu yana Lübnan'da önemli bir Filistinli nüfusu bulunuyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü'nden (FKÖ) Filistinli savaşçılar Lübnan topraklarını İsrail'e saldırılar düzenlemek için kullandı, misillemeler gördüler ve sonunda 1975'ten 1990'a kadar süren Lübnan İç Savaşı'na katıldılar.
Bu nedenle, bazı Lübnanlı topluluklar Filistinlilere karşı travma ve düşmanlık duygularını bir arada yaşamaktadır. Ancak bu gruplar arasında bile İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik askeri eylemlerine karşı yaygın bir muhalefet var.
İsrail'le çatışma Hizbullah'ı yeniden canlandırmışa benziyor ve grup 2006'dan bu yana hiç olmadığı kadar güçlü bir uyum içinde görünüyor.
Al Jazeera'ye konuşan analistler, Nasrallah ve partinin yönetim kadrosunun buna rağmen örgütü İsrail'le daha geniş çaplı bir savaşa girmeyecek rasyonel bir aktör olarak göstermek için çaba harcayacağını söylüyor.
Hizbullah konusunda uzman olan Joseph Daher, "Hizbullah 2006'daki desteğe sahip değil" diyor ve ekliyor: "Sosyal ve siyasi olarak çok daha izole durumdalar."
Temmuz 2006'da Hizbullah ve İsrail arasında 34 gün süren savaşta çoğu Lübnanlı sivillerden oluşan 1.150 kişi öldü. Savaş Lübnanlıların kayıplarına rağmen beraberlikle sonuçlandı ve Hizbullah'ın İsrail'in askeri gücüne karşı koyabilme kabiliyeti sayesinde bölgedeki popülaritesi arttı.
Ancak sonraki yıllarda, bir dizi iç çatışma ve Suriye savaşına müdahaleleri Hizbullah'ın tabanı dışındaki halk desteğini erozyona uğrattı.
2008 yılında Lübnan hükümeti örgütün telekomünikasyon ağını dağıtmaya kalkınca Hizbullah Batı Beyrut'u ele geçirdi ve bu durum kendi tabanı dışındaki pek çok kişiyi kızdırdı. Parti ayrıca 2019 Ekim ayında Lübnan'daki kötüleşen duruma karşı düzenlenen protestolar sırasında eski destekçilerinden de muhalefet gördü.
Nasrallah Cumartesi günü yaptığı konuşmada, Lübnan'ı İsrail ile daha geniş bir çatışmanın dışında tutma çağrısında bulunan Başbakan Necip Mikati ve Dürzi cemaati lideri Velid Canbolat gibi figürleri de içeren "Lübnan'daki muhalif seslere" atıfta bulundu.
Stratejik hesaplar
"Hizbullah'ın Sesi" editörlüğünü yapan Nicholas Noe, "Hizbullah şu anda savaş istemiyor ama eğer savaş çıkarsa... o zaman öyle olsun" diyor.
Noe, savaşın Lübnan'ın geri kalanına yayılması halinde bunun "Hizbullah'ın aptalca hatalarından ya da kör bir provokasyondan" kaynaklanmadığını göstermenin Hizbullah için önemli olduğunu da sözlerine ekliyor.
Hizbullah kitabının yazarı Emel Saad Ghorayeb'e göre Hizbullah'ın İsrail sınırına ilişkin hesapları şimdilik Gazze'deki askeri gelişmelerle bağlantılı.
Ghorayeb'e göre bu hesaplar da stratejik olarak sivil ölümlerinden ziyade İsrail'in Hamas'la mücadeledeki etkinliğiyle bağlantılı.
Hamas'ın Gazze'de bozguna uğratılması halinde İsrail'in dikkatini Lübnan'a çevireceğinden endişe eden Hizbullah'ın stratejisi, İsrail ordusunun dikkatini dağıtmak ve tüm silah gücünü Gazze'den uzaklaştırmak.
Nasrallah'a göre Hizbullah bu taktiği Gazze'deki çatışmalar durana kadar sürdürecek. Ancak daha geniş çaplı bir savaş ne Hizbullah'a ne de ortağı İran'a fayda sağlayacaktır.
Hizbullah uzmanı olan Daher, Hizbullah üzerine yapılan pek çok analizde örgütün İran'a bağlı olarak resmedildiğini ancak Hizbullah'ı İran'ın kuklası olarak nitelendirmenin yanlış olduğunu söyledi ve ekledi: "Hizbullah'ın da Hamas gibi bir temsilciliği var ve tercihlerini İran'la müzakere ediyorlar."
Hamas: Biz Gazze'de tamamen yenilmeden Hizbullah savaşa girmeyecek
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) 2019 tarihli bir raporu Hizbullah'ın İran'dan aldığı destek, koordinasyon ve işbirliğine rağmen kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirtiyor.
Kısacası, bu analizler Hizbullah'ın İran'ın emirlerini beklemediği, ancak İran'ın müttefiklerine savaşı genişletmekten kaçınmak için ellerinden geleni yapmalarını tavsiye ediyor olabileceği konusunda hemfikir.
Daher, "İran, bölgesel nüfuz ağındaki en önemli varlığı olan Hizbullah'ı kaybetmek istemiyor" diyor.
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera