Analiz | İsrail'in Gazze'de yapay zekalı katliam sistemini nasıl kullandı?
"Bir uluslararası hukuk uzmanı 'özellikle alt düzey savaşçılar için 1'e 15 sivil kayıp oranının kabul edilebilir görüldüğünü hiç duymadıklarını' söyledi.
Bethan McKernan, Harry Davies | The Guardian | Tercüme: Mepa News
Savaşta yer alan istihbarat kaynaklarına göre, İsrail ordusunun Gazze'deki bombardıman kampanyasında daha önce açıklanmayan yapay zeka destekli bir veri tabanı kullanıldı ve bu veri tabanı bir aşamada Hamas'la görünürdeki bağlantılarına göre 37 bin potansiyel hedef belirledi.
Lavender (Lavanta) adı verilen yapay zeka sisteminin kullanımından bahseden istihbarat kaynakları, İsrailli askeri yetkililerin özellikle çatışmanın ilk haftaları ve aylarında çok sayıda Filistinli sivilin öldürülmesine izin verdiğini iddia ediyor.
Yetkililerin ifadeleri, altı aylık savaş sırasında hedefleri belirlemeye yardımcı olmak için makine öğrenimi sistemlerini kullanan İsrailli istihbarat yetkililerinin ilk elden deneyimlerine nadir bir bakış sağlıyor.
İsrail'in Hamas'a karşı savaşında yapay zeka sistemlerini kullanması bir dizi yasal ve ahlaki soruyu gündeme getirdi.
Lavender'i kullanan bir istihbarat subayı "Bu benim hafızamda eşi benzeri olmayan bir şey" dedi ve "istatistiksel bir mekanizmaya" yas tutan bir askerden daha çok güvendiklerini ekledi. "Ben de dahil olmak üzere oradaki herkes 7 Ekim'de insanlarını kaybetti. Makine bunu soğukkanlılıkla yaptı. Bu da her şeyi kolaylaştırdı."
Bir başka Lavender kullanıcısı ise insanların seçim sürecindeki rolünün anlamlı olup olmadığını sorguladı. "Bu aşamada her hedef için 20 saniye ayırırdım ve her gün onlarca hedefleme yapardım. Bir onaycı olmanın dışında, bir insan olarak hiçbir katma değerim yoktu. Lavender çok zaman kazandırdı."
Savaşta Hamas ve Filistin İslami Cihad hedeflerini belirlemek için yapay zeka sistemlerinin kullanılmasında görev alan altı istihbarat görevlisi, İsrailli yayıncı +972 Magazine ve İbranice yayın yapan Local Call tarafından yayınlanan bir rapor için gazeteci Yuval Abraham'a konuştu.
Altı kaynak da Lavender'in savaşta merkezi bir rol oynadığını ve hedef alınacak kişileri hızla belirlemek için yığınla veriyi işlediğini söyledi. Kaynaklardan dördü, savaşın başlarında bir aşamada Lavender'in, yapay zeka sistemi tarafından Hamas ya da İslami Cihad ile ilişkilendirilen 37 bin kadar Filistinli erkeği listelediğini söyledi.
Lavender, İsrail ordusunun seçkin istihbarat birimi Birim 8200 tarafından geliştirilmiş bir sistem.
Kaynakların birçoğu, İsrail ordusunun belirli hedef kategorileri için, bir saldırıya izin verilmeden önce öldürülebilecek tahmini sivil sayısı için önceden yetkilendirilmiş izinleri nasıl uyguladığını anlattı.
İki kaynak savaşın ilk haftalarında düşük rütbeli militanlara yönelik hava saldırıları sırasında 15 ya da 20 sivilin öldürülmesine izin verildiğini söyledi. Kaynaklar, bu tür hedeflere yönelik saldırıların genellikle güdümsüz mühimmatlar kullanılarak gerçekleştirildiğini, bu mühimmatların evleri yerle bir ettiğini ve tüm sakinlerini öldürdüğünü belirtti.
Bir istihbarat yetkilisi "Pahalı bombaları önemsiz insanlar üzerinde harcamak istemezsiniz. Bu çok pahalı olur ve bu tür akıllı bombalar az." dedi. Bir diğeri ise karşı karşıya kaldıkları temel sorunun sivillere verilecek "ikincil zararın" bir saldırıya izin verip vermeyeceği olduğunu ifade etti:.
"Çünkü saldırıları genellikle güdümsüz bombalarla gerçekleştiriyorduk ve bu da kelimenin tam anlamıyla tüm evin, içindekilerin üzerine yıkılması anlamına geliyordu. Ancak bir saldırı önlense bile umursamıyorsunuz. Hemen bir sonraki hedefe geçiyorsunuz. Sistem yüzünden hedefler hiç bitmiyor. Sizi bekleyen 36 bin kişi daha var."
Çatışma uzmanlarına göre, eğer İsrail yapay zekanın yardımıyla Gazze'deki militan gruplarla bağlantılı binlerce Filistinlinin evini bombalayarak yıktıysa, bu durum savaştaki şok edici yüksek ölü sayısını açıklıyor.
Bölgedeki sağlık bakanlığı son altı ay içinde 33 bin Filistinlinin çatışmalarda öldüğünü açıkladı. BM verileri sadece savaşın ilk ayında 1340 ailenin birden fazla kayıp verdiğini, 312 ailenin 10'dan fazla üyesini kaybettiğini gösteriyor.
Tanıklıkların +972 ve Local Call'da yayınlanmasına yanıt veren İsrail ordusu yaptığı açıklamada saldırılarının uluslararası hukuk çerçevesinde orantılılık kurallarına uygun olarak gerçekleştirildiğini savundu. Açıklamada güdümsüz bombaların İsrail pilotları tarafından "yüksek düzeyde hassasiyet" sağlayacak şekilde kullanılan "standart silahlar" olduğu belirtildi.
Açıklamada Lavender, "terör örgütlerinin askeri operatörleri hakkında güncel bilgi katmanları üretmek amacıyla istihbarat kaynaklarını çapraz referanslama için kullanılan bir veri tabanı" olarak tanımlandı. Buna göre Lavender, "saldırı için uygun olduğu teyit edilmiş askeri isimlerin bir listesini" sunmuyordu:
Açıklamada "İsrail, teröristleri tanımlayan ya da bir kişinin terörist olup olmadığını tahmin etmeye çalışan bir yapay zeka sistemi kullanmamaktadır." denildi. "Bilgi sistemleri sadece hedef belirleme sürecinde analistler için bir araçtır."
Lavender veri tabanı
İsrail ordusu tarafından yürütülen daha önceki askeri operasyonlarda insan hedefler üretmek genellikle daha yoğun emek gerektiren bir süreçti. Guardian'a önceki savaşlarda hedef geliştirmeyi anlatan birden fazla kaynak, bir bireyi "suçlu gösterme" ya da "meşru bir hedef olarak tanımlama" kararının tartışıldığını ve ardından bir hukuk danışmanı tarafından imzalandığını ifade etti.
Kaynaklara göre 7 Ekim'den sonraki haftalar ve aylarda, insan hedeflere yönelik saldırıları onaylamaya yönelik bu model dramatik bir şekilde hızlandırıldı. İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik bombardımanı yoğunlaştıkça, komutanların sürekli bir hedef hattı talep ettiklerini söylediler.
"Bize sürekli daha fazla hedef getirmemiz için baskı yapılıyordu. Bize gerçekten bağırıyorlardı." diyor bir istihbarat subayı. "Bize şu söylendi: Ne pahasına olursa olsun Hamas'ın canına okumalıyız. Elinizden ne gelirse bombalayın."
Bu talebi karşılamak için İsrail ordusu, İslami Cihad veya Hamas militanı özelliklerine sahip olduğuna karar verilen kişilerin veri tabanını oluşturmak için Lavender'a büyük ölçüde bel bağlamaya başladı.
Lavender'in algoritmasını eğitmek için kullanılan belirli veri türleri ya da programın sonuçlara nasıl ulaştığı ile ilgili ayrıntılar +972 ya da Local Call tarafından yayınlanan hesaplarda yer almıyor. Ancak kaynaklar, savaşın ilk birkaç haftası boyunca Birim 8200'ün Lavender'in algoritmasını geliştirdiğini ve arama parametrelerini değiştirdiğini söyledi.
Kaynaklar, rastgele örnekleme ve tahminlerini çapraz kontrol ettikten sonra, birimin Lavender'in yüzde 90 doğruluk oranına ulaştığı sonucuna vardığını ve İsrail ordusunun bir hedef tavsiye aracı olarak kapsamlı kullanımını onaylamasına yol açtığını ifade etti.
Lavender'in Hamas'ın askeri kanadının ağırlıklı olarak düşük rütbeli üyeleri olarak işaretlenmiş on binlerce kişiden oluşan bir veri tabanı oluşturduğunu da eklediler. Bu veri tabanı, bireyler yerine bina ve yapıları hedef olarak öneren Gospel adlı başka bir yapay zeka tabanlı karar destek sistemiyle birlikte kullanıldı.
Anlatımlar, istihbarat görevlilerinin Lavender ile nasıl çalıştığına ve takip ağının erişiminin nasıl ayarlanabildiğine dair ilk elden tanıklıkları içeriyor. Kaynaklardan biri "Sistem en yoğun olduğu dönemde 37 bin kişiyi potansiyel insan hedefi olarak üretmeyi başardı." diyor. "Ancak rakamlar sürekli değişti, çünkü bu bir Hamas üyesinin tanımına dair çıtayı nereye koyduğunuza bağlı."
Kaynaklar sözlerine şöyle devam etti:
"Hamas mensubunun daha geniş tanımlandığı zamanlar oldu ve sonra makine bize, kendileri üzerinde bomba israf etmenin utanç verici olacağı her türlü sivil savunma personelini, polis memurlarını getirmeye başladı. Bu kişiler Hamas hükümetine yardım ediyorlardu ama askerleri gerçekten tehlikeye atmıyorlardı."
Savaştan önce ABD ve İsrail, Hamas'ın askeri kanadının üye sayısının yaklaşık 25 ila 30 bin kişi olduğunu tahmin ediyordu.
Kaynaklar, 7 Ekim saldırısından sonraki haftalarda, Hamas'ın askeri kanadıyla bağlantılı Filistinli erkeklerin rütbelerine veya önemlerine bakılmaksızın potansiyel hedef olarak ele alınmasına karar verildiğini kaydetti.
Kaynaklar, bombardımanın en yoğun aşamasında İsrail ordusunun hedef alma süreçlerinin de gevşetildiğini vurguladı. Bir kaynak, "Bombardımanlardaki kayıplar konusunda tamamen müsamahakar bir politika vardı. O kadar müsamahakar bir politikaydı ki bence bir intikam unsuru taşıyordu." şeklinde konuştu.
Lavender'in düşük rütbeli hedeflerin belirlenmesine yardımcı olmak için kullanılmasını haklı bulan bir başka kaynak ise "söz konusu olan küçük rütbeli bir militan olduğunda, bu işe insan gücü ve zaman harcamak istemezsiniz" dedi. Savaş vaktinde "her hedefi dikkatlice suçlamak için yeterli zaman olmadığını" savundular:
"Dolayısıyla yapay zeka kullanmanın hata payını, ikincil hasar ve sivillerin ölmesi riskini ve yanlışlıkla saldırma riskini göze almaya ve bununla yaşamaya hazır olmalısınız."
"Bir ailenin evini bombalamak çok daha kolay"
Local Call ve +972 tarafından yayınlanan tanıklıklar, bu kadar gelişmiş kabiliyetlere ve son derece hassas saldırılar gerçekleştirebilen silahlara sahip bir Batı ordusunun nasıl olup da bu kadar büyük bir insan kaybına yol açan bir savaş yürüttüğünü açıklar nitelikte.
Yetkililer, düşük rütbeli Hamas ve İslami Cihad şüphelilerini hedef almak söz konusu olduğunda, tercihin bu kişilerin evde olduklarına inanılan zamanlarda saldırmak olduğunu söylüyor. "Sadece askeri bir binadayken ya da askeri bir faaliyette bulunurlarken Hamas mensuplarını öldürme peşinde değildik." dedi biri. "Bir ailenin evini bombalamak çok daha kolay. Sistem onları bu durumlarda aramak üzere kurulmuş."
Böyle bir strateji daha yüksek sayıda sivil kayıp riskini beraberinde getiriyordu ve kaynaklar İsrail ordusunun tek bir Hamas militanını hedef alan bir saldırıda öldürmeyi kabul edilebilir bulduğu sivil sayısına önceden belirlenmiş sınırlar getirdiğini ifade etti. Bu oranın zaman içinde değiştiği ve hedefin kıdemine göre farklılık gösterdiği belirtildi.
+972 ve Local Call'a göre, İsrail ordusu üst düzey bir Hamas yetkilisine yönelik saldırılarda 100'den fazla sivilin öldürülebileceğine karar verdi. Bir kaynak, "Hamas'ın bir tugay komutanı için kaç sivilin, bir tabur komutanı için kaç sivilin öldürülebileceğine dair bir hesaplamamız vardı." dedi.
"Yönetmelikler vardı ama çok müsamahakardılar." diye ekledi bir diğeri. "Yüksek çift haneli sayılarda (onlarca) ikincil hasarla insanları öldürdük. Bunlar daha önce yaşanmamış şeyler." Askeri komutanların savaşın farklı aşamalarında tolere edebilecekleri rakamlarda önemli dalgalanmalar olduğu görülüyor.
Bir kaynak, izin verilen sivil kayıp sınırının zaman içinde "inip çıktığını" ve bir noktada beşe kadar düştüğünü söyledi. Kaynağa göre çatışmanın ilk haftasında Gazze'deki düşük rütbeli militanları etkisiz hale getirmek için 15 sivilin öldürülmesine izin verilmişti. Ancak, bir binada kaç kişinin bulunduğunu kesin olarak bilmek mümkün olmadığı için sivil kayıplara ilişkin tahminlerin kesin olmadığını söylediler.
Bir başka istihbarat yetkilisi de çatışmanın son dönemlerinde izin verilen ikincil hasar oranının tekrar aşağıya çekildiğini söyledi. Ancak savaşın başlarında bir aşamada, rütbelerine, askeri önemlerine ya da yaşlarına bakılmaksızın tek bir Hamas mensubu için "hiçbir olaya karışmamış 20 kadar sivili" öldürme yetkileri vardı.
"Mesele sadece Hamas askeri olan herhangi bir kişiyi öldürebilmeniz değil, ki bu uluslararası hukuk açısından açıkça izin verilen ve meşru olan bir durumdur" dedi yetkililer. "Ama size doğrudan şunu söylüyorlar: 'Onları birçok siville birlikte öldürmenize izin veriliyor'. Uygulamada orantılılık kriteri mevcut değildi."
Guardian'a konuşan uluslararası insancıl hukuk uzmanları, İsrail ordusunun özellikle düşük rütbeli militanlar için 20 sivile varan zayiat oranlarını kabul ettiği ve önceden onayladığı yönündeki açıklamalardan endişe duyduklarını ifade ettiler. Orduların her bir saldırı için orantılılık değerlendirmesi yapması gerektiğini söylediler.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir uluslararası hukuk uzmanı, "özellikle alt düzey savaşçılar için 1'e 15 sivil kayıp oranının kabul edilebilir görüldüğünü hiç duymadıklarını" söyledi.
ABD Savunma Bakanlığı'nda eski bir avukat olan ve şu anda Crisis Group'ta analist olarak çalışan Sarah Harrison ise şunları söyledi:
"15 sivilin ölümünün orantılı olabileceği bazı durumlar olsa da, kesinlikle orantılı olmayacağı başka zamanlar da var. Bir hedef kategorisi için tolere edilebilir bir sayı belirleyip bunun her durumda yasal olarak orantılı olacağını söyleyemezsiniz."
İsrail'in bombalama stratejisinin yasal ya da ahlaki gerekçesi ne olursa olsun, bazı istihbarat görevlileri şimdi komutanları tarafından belirlenen yaklaşımı sorguluyor gibi görünüyor. "Savaş bittikten sonra ne yapılacağını ya da Gazze'de yaşamanın nasıl mümkün olacağını kimse düşünmedi." diyor biri.
Bir diğeri ise Hamas'ın 7 Ekim saldırılarından sonra İsrail ordusundaki atmosferin "intikamcı" olduğunu söyledi. "Bir uyumsuzluk vardı: Bir yandan buradaki insanlar yeterince saldırmadığımız için hayal kırıklığına uğramıştı. Öte yandan günün sonunda çoğu sivil bin Gazzelinin daha öldüğünü görüyordunuz."
Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarların kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.