Avrupa: Artan doğal gaz fiyatları enerji krizine mi yol açacak?
Tüm enerji kaynaklarını etkileyen ve elektrik fiyatlarına da yansıyan doğalgaz fiyatlarındaki ani artışlar, Avrupa'da hükümetleri acil önlemler almaya itti.
Uluslararası piyasalarda gaz fiyatlarının Nisan ayından bu yana 4 kat yükselmesi, Avrupa'da hane ve işletmelerde büyük bir sarsıntıya yol açtı. Tüm enerji kaynaklarını etkileyen ve elektrik fiyatlarına da yansıyan doğalgaz fiyatlarındaki ani artışlar, Avrupa'da hükümetleri acil önlemler almaya itti.
Doğalgaz fiyatlarındaki mevcut artış, son aylarda artan hammadde kıtlığına benzer bir gelişmeyi yansıtıyor. AB ülkelerindeki aşı kampanyalarının ilerlemesi sayesinde tüm ekonomiler aynı anda açıldı ve talep bir anda arttı. Herkes aynı malı aynı anda talep edince, bu gelişme fiyatları otomatik olarak arttırdı. Bu yaz yeterince rüzgar esmemesi nedeniyle rüzgar türbinlerinin verimi büyük ölçüde azaldı. Sektörlerde, bu eksiğin telafi edilmesi için daha fazla gaz kullanıldı. Son bir etken olarak, ölçmesi hayli zor olmakla beraber, karantinalar ve uzaktan çalışma da bireysel faturalardaki artışta rol oynadı. Evden çalışma nedeniyle, hanelerde çok daha fazla enerji tüketildi.
Gaz ihtiyacının önemli bir bölümünü ithal eden Avrupa, alışılmadık derecede düşük gaz stoklarıyla karşılaştı. Eylül ayında, rezervler genellikle maksimumlarının yüzde 83'ü civarındayken; Japon bankası Nomura'nın tespitlerine göre bu yıl rezervler yüzde 72'ye geriledi.
Doğalgaz fiyatlarındaki artış, diğer enerji ürünlerine de yansıdı. Örneğin, halen pek çok elektrik santralinde kullanılan kömür fiyatları da bir yılda 2,5 kat arttı. Brent petrolün varili aynı dönemde iki katına çıkarak 76 dolara (yaklaşık 65 Euro) ulaştı. Pompada kurşunsuz benzin "26 kuruş" artarak litre başına 1,67 Euro'ya yükseldi.
İspanya'da, bir yıl içinde elektrik fiyatları yüzde 37 oranında arttı. İtalya'da, Eylül ayı başlarında, bir sonraki çeyrek için açıklanan faturalarda baş döndürücü artış (gaz fiyatlarında yüzde 30 ve elektrik için yüzde 40) ciddi endişelere yol açtı. Enerji fiyatlarının zaten Avrupa'nın en yüksekleri arasında yer aldığı Belçika'da, kış öncesi her beş haneden birinin "enerji kıtlığı" içinde olduğu tahmin ediliyor.
Hükümetlerden acil önlem
Kışın yaklaşması nedeniyle enerji ihtiyacının artacağı endişesiyle harekete geçen Avrupalı hükümetler, kırılgan haneleri ve küçük işletmeleri rahatlatmak için birbiri ardına acil önlemler almaya başladı. İspanya'da hükümet, KDV ve elektrik vergilerini azalttı. İtalya'da Perşembe günü, 3 milyon düşük gelirli hane halkı ve küçük işletmeler için enerji artışlarının silinmesi anlamına gelecek "3 milyar Euro'luk acil önlem paketi" açıklandı.
Başbakan Mario Draghi, önlemler kapsamında, herkes için de KDV vergilerini indireceklerini açıkladı. Fransa'da hükümet, Aralık ayında yaklaşık 6 milyon haneye, 100 Euro'luk bir enerji çeki ödeyeceğini bildirdi. Belçika, Yunanistan ve Portekiz hükümetleri de yardım tedbirlerini görüşüyor.
AB enerji bakanları toplandı
Avrupa Birliği enerji ve ulaştırma bakanları Brüksel'de yaptıkları resmi olmayan toplantıda konuyu ele aldı. AB Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Komiseri Estonyalı Kadri Simson, Brüksel'in "devletlerin rekabet kurallarının içinde kalarak faturaları indirme yollarını" içeren bir öneriler listesi hazırlayarak, üye ülke hükümetlerine sunacağını açıkladı. Ancak, başta İspanya olmak üzere devletler, bu yanıtın yeterli olmadığını belirterek, enerji kriziyle ilgili bir zirve toplanmasını istiyor.
Avrupa'da enerji rezervlerindeki düşüşün, Avrupa'nın Rus doğalgazına bağımlılığının artmasına ve bu durumun Moskova tarafından kullanılmasına yol açacağı endişesi de Brüksel'de dile getiriliyor.
Kriz ilk İspanya'da başladı
Avrupa ülkeleri, yükselen enerji fiyatlarından aynı şekilde etkilenmiyor. Bu şok gelişmeden en çok etkilenen AB ülkesi olan İspanya'da enerji fiyatları, fiyat endeksinin yüzde 11'ini oluşturuyor. Avrupa'da elektriğin en pahalı olduğu Almanya'da da durum aynı. Buna karşılık enerji fiyatları, Fransa, İsveç ve İtalya'da endeksin yüzde 7'si oranında.
İspanya: Avrupa'yı saran enerji krizinin ilk belirtileri bahar aylarının sonunda İspanya'da baş gösterdi. Yılın başında; megavat saat başına yaklaşık 30 Euro olan elektrik fiyatı, Haziran ayında üç kat artarak 90 Euro'nun üzerine çıktı. Pedro Sanchez yönetimindeki İspanyol hükümeti, faturayı hafifletmek için elektriğe uygulanan KDV'yi geçici olarak yüzde 21'den yüzde 10'a indirdi. Yaz ayları boyunca ülkede sık sık elektrik faturalarını protesto eden gösteriler düzenlendi.
Yaz boyunca yükselmeye devam eden fiyatlar Eylül ayı ortasında, yılın ilk çeyreğindeki seviyeye oranla 6 kat artarak, megavat saat başına 190 Euro'ya ulaştı. Hükümet, sokağın ve muhalefetin de baskısıyla yeni önlemler alarak, elektrik tüketimi üzerindeki vergileri düşürdü, KOBİ'ler için düzenlenen doğalgaz fiyatına üst sınır getirdi, elektrik üreticisi firmalara 2,6 milyar Euroluk ek vergi getirdi
Almanya: Gaz tüketiminin üçte biri sanayi, özellikle kimyasallar ve metalurji sanayinde kullanılan Almanya'da uzmanlar, bu durumun geçici olmadığı, tam tersine hem elektrik hem de doğalgaz fiyatlarının daha da artmasını bekledikleri uyarısında bulunuyor. Seçim arifesindeki Almanya'da yükselen enerji fiyatları, ekolojik geçişin bir parçası olarak yenilenebilir enerjiye verilen destek konusunda tartışmalara yol açtı. Almanya'da elektriğin bu kadar pahalı olmasının bir nedeni de elektrik fiyatının yarısından fazlasını temiz enerji finansman sisteminin oluşturması. Bu kış gaz fiyatına ek olarak, karbondioksit (CO2) vergisinde ton başına 25'ten 30 kuruşa planlanan artış eklenecek.
İngiltere: Bu artışlar, İngiliz ekonomisinde beklenmedik sonuçlara yol açıyor. İngiltere'de üretimde yoğun olarak doğalgaz kullanan 2 gübre fabrikası kapandı. Et kesim fabrikaları ile gıda endüstrisi üretimi ve paketlemede çokça kullanılan bir yan ürün olan CO2 eksiği de İngiliz gıda sektörünü yakından etkiledi. Sektör temsilcileri, CO2 olmadığı için başka alternatiflerle gıdaların paketleneceğini, bunun da gıda fiyatlarına yansıyacağını belirtiyor. Fransız TF1 kanalında yer alan haberde, İngiliz ekonomisinin önemli bölümünün bu gazın eksikliği nedeniyle durma riski ile karşı karşıya olduğu belirtildi. İngiliz hükümeti, üretimin yeniden canlanması için, şirketlerin 3 haftalık kayıplarını karşılayacağını açıkladı.
İngiltere'de bu duruma ek olarak, tüketicilere elektrik satan şirketler de birbiri ardına iflas ediyor. Kendileri elektrik üretmeyen ancak toptan satış piyasalarından alıp evlere elektrik satan 6 şirket batarken, bu şirketlerin elektrik dağıttığı 1,5 milyon haneye elektrik verilmeye devam edilecek. Ancak faturaları başka şirketler üzerine devredilecek.
Dört İngiliz nükleer santralinin bakım için kapatılması da krize tuz biber ekti. Santrallerin bakım işlemi sadece birkaç hafta sürecek; ancak acil enerji ihtiyacı nedeniyle, bu zamansız gelişme de fiyatlar üzerinde baskı yaptı.
Fransa'nın "nükleer" farkı
Fransa: Birincil enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 15'i doğalgaza bağlı olan Fransa, Avrupalı komşularına göre daha iyi durumda. Üstelik Fransa'da elektrik üretiminin büyük ölçüde nükleer enerjiden elde edilmesi de fiyatların görece daha az etkilenmesine yol açtı. Fakat hükümet, Aralık ayında altı milyon haneye, 100’er Euroluk "enerji çeki" ödeyeceğini açıkladı.
İtalya: Otuz yılı aşkın bir süredir nükleer santrali olmayan İtalya, enerji tüketiminin yüzde 35 ila yüzde 40'ını temsil eden gaza en çok bağımlı ülkeler arasında yer alıyor. Başbakan Mario Draghi, fiyatlardaki baş döndürücü artışı yumuşatmak için toplam maliyeti 3 milyar Euro olan bir dizi önlem açıkladı. Hükümet bu planla "önümüzdeki çeyrek yılda elektrik fiyatlarında yüzde 40, gaz fiyatlarında yüzde 30 artış olmasını" önlemeyi hedefliyor. Buna ek olarak hükümet, gaz ve elektrik faturalarına eklenen "altyapı maliyetlerini" kaldırdı.
Kaynak: Amerika'nın Sesi