Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye 'Kıbrıs' tepkisi
Avrupa Birliği, Kuzey Kıbrıs'ta Kapalı Maraş'ın açılmasına dair tepkilerini açıkladı.
Avrupa Birliği, Kuzey Kıbrıs'ta Kapalı Maraş'ın açılmasına dair tepkilerini açıkladı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Maraş'ın açılmasından ve Kıbrıs sorununun çözümüne dair Türk tarafından yaptığı açıkalamardan üzüntü duyduklarını ifade ederek, Kıbrıs sorununun çözülmesi için Birleşmiş Milletler kararları dışında alternatif olmadığını dile getirdi.
Borrell, Maraş'ın açılmasının müzakerelere ihtiyaç duyulduğu bir zamana denk geldiğini söyleyerek, BM kararlarıyla uyumlu olmayan eylemlerde bulunulmaması gerektiğini savundu.
Borrell, "AB'nin mesajı çok açıktır. Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne BM Güvenlik Konseyi kararları temelindekinin dışında alternatif yoktur. Bu bakımdan Maraş'taki kapalı bölgenin açılmasıyla ilgili bugünkü eylemlerden ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik BM ilkeleriyle çelişen açıklamalardan üzüntü duyuyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye ise Borrell'in açıklamalarına tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Borrell'in Kıbrıs meselesine ilişkin açıklaması hakkındaki soruya cevabında şu ifadeleri kullandı:
"AB Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell’in, 15 Kasım 2020 tarihli açıklamasında, Kapalı Maraş ve Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda dile getirdiği görüşler, AB’nin Adadaki gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu yeniden gözler önüne sermekte, KKTC halkının sandığa yansıyan hür iradesini görmezden geldiğini ortaya koymaktadır.
Kıbrıs meselesinin tarafları bellidir. Adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm ancak Ada’nın ortak sahibi iki halkın iradesi esas alındığı takdirde mümkündür.
Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok saymayı alışkanlık hale getiren AB şimdi de Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini reddetme cüretini göstermektedir.
Kıbrıs Türk halkına hiçbir açıklamasında atıfta bulunmayan, 2004 yılında BM çözüm planını reddeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimini üyelikle ödüllendiren, Kıbrıs Türklerine verdiği sözlerin hiçbirisini yerine getirmeyen AB’nin çözüme katkıda bulunması beklenemez.
Öte yandan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kapalı Maraş konusunda aldığı ve Türkiye’nin tam destek verdiği karar, Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi yeni mağduriyetler yaratılmasına değil, mevcut mağduriyetlerin giderilmesine matuftur.
BM Güvenlik Konseyi kararları, mülkiyet haklarının üzerinde değildir. Aynı şekilde, BM Güvenlik Konseyi kararları halkların iradelerinin de üstünde değildir. Kıbrıs Türk halkının iradesi son seçimlerde iki devletli çözüm modelinin müzakere edilmesi yönünde oluşmuştur. Bu iradeye AB dahil herkesin saygı göstermesi gerekir.
Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm modeli 50 yılı aşkın süredir denenmiş, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmemesi, gücü ve refahı paylaşmak istememesi nedeniyle bir sonuç vermemiştir.
AB, Kıbrıs meselesinin çözümüne katkıda bulunmak istiyorsa, öncelikle Kıbrıs Türk halkının varlığını ve iradesini dikkate almalı ve 2004 yılında verdiği taahhütleri yerine getirmelidir."