AYM: Yasal bir derneğe katılmak terör örgütü üyeliğine delil olamaz
Anayasa Mahkemesi (AYM) yasal bir derneğe üyeliğin, terör örgütüne üye olmanın delili olamayacağına yönelik bir karar aldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) yasal bir derneğe üyeliğin, terör örgütüne üye olmanın delili olamayacağına yönelik bir karar aldı. AYM, “yasal bir derneğin faaliyetlerine katılmanın terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyette delil olarak kullanılmasının örgütlenme özgürlüğünün ihlali” olduğuna hükmetti.
Yerel mahkemeler, Sosyalist Gençlik Derneği’nin (SGD) faaliyetlerine katılmanın “Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) terör örgütüne” üyeliğin delili olarak kabul etmişti.
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararına göre olay şöyle gelişti: 1985 doğumlu Hatay’da ikamet eden Ahmet Urhan hakkında 2006 yılında Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca “Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) terör örgütüne üye olduğu gerekçesiyle soruşturma” başlatıldı. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi 2008 tarihinde, Ahmet Urhan’ın terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine hükmetti, Yargıtay da 2014 yılında bu kararı onadı.
Urhan, aynı yıl AYM’ye yaptığı başvuruda “yasalara uygun olarak kurulmuş ve yasalar çerçevesinde faaliyetlerine devam eden bir dernek olan SGD ile olan ilişkisinin ve kanunlara uygun olarak gerçekleşen bir toplantıya katılmasının terör örgütü üyeliği suçunun delili olarak değerlendirilemeyeceğini” savundu. Ahmet Urhan, mahkûmiyetine gerekçe yapılan SGD'nin yasal bir örgütlenme olduğunu, kendisinin de bu yasal duruma dayanarak SGD'ye üye olduğunu, kaldı ki bu yapılanmanın bireysel başvuruda bulunduğu tarihe kadar kapatılmayıp varlığını devam ettirdiğini belirtti. Mahkûmiyetine gerekçe yapılan toplantının da yasal ve barışçıl bir nitelik taşıdığını ifade eden Urhan, tüm bu nedenlerle ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini iddia etti.
AYM, gerekçeli kararında kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde caydırıcı etki yaratacağına dikkat çekti.
Hangi surette hem yasal dernek hem de örgüt uzantısı olduğu açıklanmamış
Gerekçeli karara göre, olayların yaşandığı tarihte SGD'nin yasal bir dernek olduğu hususu ilk derece mahkemesi tarafından kabul edilmektedir. Ancak ilk derece mahkemesi, bu örgütün MLKP terör örgütünün yasal zeminde faaliyet yürüten örgütü olduğunu ve doğrudan örgütün amaçları doğrultusunda faaliyet yürüttüğünü ifade etmiştir. İlk derece mahkemesi, bu çıkarımı yaparken bu örgütün terör örgütü ile bağlantısı olduğu yönündeki Emniyet Genel Müdürlüğünün bir raporuna dayandığını belirtmiştir. AYM “Buna karşın ilk derece mahkemesi, bir örgütün hangi surette hem yasalar çerçevesinde faaliyette bulunmasının hem de terör örgütünün uzantısı olmasının mümkün olduğu hususunda tatminkâr bir açıklamada bulunmamış; bir diğer deyişle kararında ilgili ve yeterli bir gerekçeye yer vermemiştir.” tespitinde bulundu.
AYM, ilk derece mahkemesinin bir emniyet raporuna dayanarak MLKP terör örgütünün SGD adı altında yasal olmayan birçok faaliyette bulunduğunu ifade etmesine rağmen kararda SGD'nin MLKP'nin amaçları doğrultusunda hareket ettiğine ilişkin delillerin neler olduğu gösterilmediğini ve SGD'nin yasal olmayan faaliyetlerine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediğini bildirdi.
AYM, “Kararda ayrıca başvurucunun SGD'nin -ilk derece mahkemesinin kabul ettiği- MLKP terör örgütüne müzahir bir örgüt olduğunu bilip bilmediği hususunda herhangi bir açıklama yapılmamış, başvurucunun SGD içinde yer alarak hangi surette MLKP terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettiği konusunda da bir değerlendirmede bulunulmamıştır.” tespitinde bulundu.
Toplantı hakkında açıklama yok
İlk derece mahkemenin, başvurucunun bahsi geçen örgütlerin düzenlemiş olduğu toplantılara katılmasını mahkûmiyet kararına dayanak aldığını hatırlatan Yüksek Mahkeme, “Buna karşın ilk derece mahkemesi, bu toplantılar hakkında herhangi bir açıklamada bulunmamış; söz konusu toplantıların ne barışçıl niteliğini kaybettiğini ne de örgüt talimatı doğrultusunda ve örgüt propagandası yapmak amacıyla düzenlendiğini kabul etmiştir.” dedi.
Sonuç olara AYM, Anayasa’nın 33. maddesinde düzenlenen örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ve bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.