Sabria Chowdhury Balland

Sabria Chowdhury Balland

Bangladeş, Arakan meselesinde neden çark etti?

Bangladeş, Arakan meselesinde neden çark etti?

İki sene önce Bangladeş, askeri saldırılardan kaçan yaklaşık 750 bin Rohingya (Arakan) Müslümanına kapılarını açtı. Bu saldırılar ABD tarafından etnik temizlik olarak adlandırılırken, Birleşmiş Milletler (BM) insanlığa karşı suç olarak adlandırdı.

160 milyondan fazla nüfusa ve gelişmekte olan bir ekonomiye sahip olan Bangladeş’in bu sayıda bir mülteciyi kaldırıp kaldıramayacağı tartışma konusu oldu. Mültecilerin insan hakları ihlallerinden kaçan Müslümanlar olduğu düşünüldüğünde, konunun insani boyutu daha ağır bastı. Ancak Bangladeş’in bu kadar büyük bir mülteci dalgasını ekonomik ve sosyal olarak yönetip yönetemeyeceği bir endişe kaynağıydı.

Belki de bu konudaki endişeleri taşımayan tek kişi Başbakan Şeyh Hasina’ydı. Mülteciler hakkında kendisine soru sorulduğunda, 160 milyonu besleyen toprakların bir milyon kişiyi daha besleyebileceğini söylemişti.

Bazılarına göre Şeyh Hasina’nın bu yaklaşımı ne fedakarlıktan, ne de Myanmar ordusu tarafından taciz ve tecavüze uğrayan Rohingya Müslümanları için duyduğu endişeden kaynaklanıyordu. O dünya kamuyounda iyiliksever bir kurtarıcı olarak görülmek istiyordu.

İki sene sonra bunun kanıtlarını gördük. Eğer Bangladeş hükümetinin Rohingya Müslümanlarını kabul etme kararı insani gerekçelerle olsaydı, şu an öldürülme ve işkence görme tehdidine rağmen onları Myanmar’a geri postalamak için bu kadar korkunç bir patavatsızlığa sahip olmazdı. Bangladeş hükümeti, Rohingyaları Mynanmar’a gönderebilmek için iki büyük girişimde bulundu. Onlarca yıldır insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kaldıkları, bulundukları ülkenin resmi olarak vatandaşı dahi görülmedikleri Myanmar’a…

Rohingya Müslümanları yaşanan katliamları anmak için kamplarda ikincisini düzenledikleri ve hükümetin hoşuna gitmeyen büyük bir protesto gerçekleştirdi. Rohingyalara göre bu gösteride geleceklerinin belirsiz olması protesto edildi, Bangladeşli yetkililer ise bunu kabullenemedi. İlerleyen günlerde mülteci kamplarına telefon ve internet yasağı getirildi.

Peki neden Şeyh Hasina iki sene önce kendi isteğiyle kabul ettiği Rohingya Müslümanlarına sırt döndü? Mesele sadece bir milyon kişinin doyurulması meselesi ise neden Hindistan’ın Keşmir’e uyguladığı gibi internet ve telefon yasağı gibi sert önlemlere başvurdu? Konu, Hindistan’ın Bangladeşli olduğunu iddia ettiği ve göndermek istediği Assam halkı ile alakalı baskılar olabilir mi?  Bangladeş’in ne olursa olsun Rohingyalar’dan kurtulmak istemesinin sebebi bu olabilir mi?

Değişen politikaya göre, Şeyh Hasina’nın mültecileri kabul ederek uluslararası üne kavuşma şeklinde yaptığı hesabın hatalı çıktığını söyleyebiliriz.

Bangladeş ve Myanmar iki yıl boyunca geri dönüşün gerçekleşeceğine dair bir tiyatro oynadılar. Fakat kanıtlar böyle bir planın olmadığını ortaya çıkardı. Şeyh Hasina, Rohingyaların evlerini ve köylerini yakan bir devletin onları geri alabileceğini nasıl umar? Bangladeş ve Myanmar arasında Rohingyaları iki yıl içinde memleketine döndürecek bir anlaşma imzalanmadı. Bangladeş hükümeti uygulanabilir çözümler için ABD yada Avrupa Birliği’nden bir yardım talebinde de bulunmadı. Dolayısıyla Bangladeşin sert önlemlere başvurması ve halkı marjinalize etmesi onları masum insanlara kötü davranan güçler kategorisine soktu

Bangladeş’in ne zamana kadar Rohingyalara kötü davranacağı belirsiz. Aslında ortada bir plan yok, acelece ve düşünülmeden alınan kararlar var. Mültecilerin ülkeye girip giremeyeceği kararını verme zamanı iki sene önceydi. Onları kabul etmek, onlar için kredi almak ve sonrasında aniden onları hor görmek ve Myanmar’a geri döndermeyi düşünmek Bangladeş için basitçe ‘saflık’ olarak nitelendirilebilir.

Eziyet gören bir insana tekrar tekrar acı çektirmek vicdansızlık. Birleşmiş Milletler, hala Myanmar’da yaşamaya devam eden 600 bin insanın soykırım tehdidi ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Bu durumda Şeyh Hasina kendisini nasıl savunabilir? İronik bir biçimde Hollanda’da yayın yapan Diplomat dergisinin kapağında “İnsanlığın Annesi” başlığı ile yer aldı. Bu ironik propaganda gerçeği kamufle edemez. Rohingya meselesinde aldığı tavır nedeniyle tarih Şeyh Hasina’yı yargılayacak.

Asia Times'da yer alan bu makale Mepa News okurları için tercüme edildi.

Bu yazı toplam 5805 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Sabria Chowdhury Balland Arşivi