Piotr H. Kosicki

Piotr H. Kosicki

Batılı ülkeler Ukrayna'yı desteklemekten yoruldu mu?

Batılı ülkeler Ukrayna'yı desteklemekten yoruldu mu?

Ukrayna'ya yönelik uluslararası destekte 30 Eylül hafta sonu kaygı verici bir dönüm noktası oldu. Sadece Washington'da değil, bir zamanlar Ukrayna'nın Doğu Avrupa'daki en önemli destekçisi olan iki ülkede de.

Ayın 30'unda, eski ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, hükümetin kapanmasını önlemek için, ABD'nin Ukrayna'ya desteğini sıfırlaması koşuluyla, on birinci saatte bir bütçe anlaşması yaptı. Aynı gün, dünyanın öbür ucunda, Slovakya'daki seçmenler "tek bir mermi bile yok" sloganıyla kampanya yürüten yozlaşmış, Rusya yanlısı komplo teorisyeni Robert Fico'nun partisine büyük bir seçim zaferi verdi. Yani Slovakya'dan Ukrayna'ya daha fazla mühimmat gitmeyecek.

Slovakya, küçük bir ülke olmasına rağmen, Ukrayna'ya silahlı yardım sağlayan ilk NATO ülkelerinden biriydi ve lojistik desteğin merkezlerinden biri oldu. Yine de, Avrupa Komisyonu'nun dijital ilişkiler çarının Eylül sonundaki bir basın toplantısında açıkladığı gibi "Slovakya [Rusya tarafından] Kremlin yanlısı, savaş yanlısı söylemlerin başarılı olması için verimli zeminin bulunduğu ülke olarak seçildi." Ortaklarını soruşturan bir gazetecinin öldürülmesinin ardından 2018 yılında utanç içinde başbakanlıktan istifa etmesiyle tanınan Fico, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Ukraynalı Naziler ve faşistler" hakkındaki propagandasını papağan gibi tekrarlayarak Rusya'nın geniş çaplı işgali için defalarca Ukrayna'yı suçladı. Hafta sonu yapılan oylama derin bir bölünmeye sahne oldu: Fico'nun partisi sadece yüzde 23 oy alabildi. Ancak Slovakya cumhurbaşkanı, Fico'yu ülkenin koalisyon hükümetine liderlik etmesi için görevlendirdi. Bu hükümet muhtemelen Ukrayna'dan ayrışmaya ve Slovakya'yı Putin'in kucağına itmeye çalışacak.

Slovakya'nın kuzey sınırında, sağcı Hukuk ve Adalet Partisi tarafından yönetilen Polonya, son 18 ayda Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ndeki en önemli ve stratejik destekçisi oldu. Hükümet geçen yıl Ukrayna'ya destek sözü vermişti. Ancak bu yıl bunun yerine iktidar partisinin göçmen korkusunu ana tema haline getirdiği popülist seçim kampanyaları ile öne çıktı. Orta Doğulu mülteciler bu kampanyanın öncelikli hedefleri olsa da Polonya'nın Ukrayna ile dayanışması da yavaş yavaş ölüyor. Önceden var olan yabancı düşmanlığı ve geçmiş etnik şiddetin tarihsel hafızası Hukuk ve Adalet propagandası için malzeme haline geldi.

Geçtiğimiz yaz bir radyo röportajında Polonya Başbakan Yardımcısı Jarosław Kaczyński, Ukrayna'nın İkinci Dünya Savaşı sırasında Polonyalıları öldürmesini "Alman soykırımlarından bile daha kötü" olarak nitelendirdi. İktidar partisinin yerel yetkilileri sosyal medya hesaplarında Ukrayna karşıtı yazılar yayınladı ve Hukuk ve Adalet'in zaman zaman iş birliği yaptığı aşırı sağcı Konfederasyon açıkça Ukraynalıların Ukrayna'ya geri gönderilmesi çağrısında bulundu. Ancak belki de en rahatsız edici olan, göçmen karşıtı retoriğin seçim cazibesi arttıkça Ukraynalılarla tabandan gelen dayanışmanın her geçen gün azalması.

Polonya'da yabancı düşmanlığının ivme kazanması ve bununla birlikte hedef çemberinin giderek genişlemesi, Agnieszka Holland'ın eleştirmenlerce beğenilen ancak Polonya Cumhurbaşkanı ve bir dizi bakan tarafından alenen kınanan yeni filmi Yeşil Sınır'ın mesajlarından biri. Görünürde film, 2021'de Belarus'tan geçen Suriyeli mültecilere Polonya'nın kötü muamelesini konu alıyor, ancak yönetmen Eylül ayında verdiği bir röportajda Ukraynalıları da aynı hikayenin bir parçası olarak gördüğünü açıkladı: "Başından beri biliyordum ki, Ukrayna'ya yardım etmek bu hükümet için para kazandırmayı bırakır bırakmaz, farklı bir oyun oynamaya başlayacaktır. İnsani ya da Hıristiyan kaygılarla hareket ettiklerine inanmıyorum. Bu, var olan en alaycı siyasettir. Seçim etkinliği ile başlar ve biter."

Polonyalı iki etkili sosyolog bir yıl önce Polonya'nın Ukrayna'ya verdiği desteğin Ukraynalılara verdiği destek anlamına gelmediğini belirtmişti: Başka bir deyişle, Ukrayna yanlısı bir dış politika, ülke içinde Ukrayna karşıtlığı ile el ele gidebilir ve üstelik bir son kullanma tarihi de barındırabilir. İşte şimdi bu son kullanma tarihine yaklaşıyoruz. Temmuz ayında Polonya, Ukrayna tahılına süresiz ambargo uygulanmasını isteyen AB üyesi ülkelerin oluşturduğu bölgesel bir koalisyona öncülük etti. Komşu ülkelerin çoğu o zamandan beri Ukrayna ile ayrı anlaşmalar müzakere etti, ancak Hukuk ve Adalet, Ukrayna'nın rekabetinden korkan tahıl üreticisi Polonyalı çiftçilerin çıkarlarını korumak için inatla direndi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky Eylül ayında Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada komşu ülkeleri dayanışma gösterisi yaparken aslında Moskova'nın ekmeğine yağ sürdükleri için eleştirdi. Hukuk ve Adalet hükümetinin bakanları buna karşılık verdi, sosyal medya hesapları Ukrayna'nın nankörlüğüne karşı tiratlarla doldu taştı.

Hukuk ve Adalet Partisi muhtemelen yeniden seçimleri kazanacak, ancak kazanmasa bile Polonya ile Ukrayna arasındaki çatlak derinleşiyor ve Ukrayna için bu eğilim endişe verici. Zor durumdaki ülkenin son bir buçuk yıldır bel bağladığı sadık destekçileri giderek azalıyor gibi görünüyor. Zelenskiy'nin BM, ABD ve Kanada'ya yaptığı seyahatler, cansız geçen karşı saldırısının ardından Ukrayna'ya yönelik zayıflayan Atlantik ötesi desteği artırmayı amaçlıyordu. Ancak pek bir şey planlandığı gibi gitmedi. Kanada Parlamentosu'nda Zelensky farkında olmadan, Meclis Başkanı'nın konuğu olarak davet edilen 98 yaşındaki Ukrayna doğumlu bir Kanadalının ayakta alkışlanmasının bir parçası oldu. Bu kişinin daha sonra eski bir Waffen SS savaşçısı olduğu ortaya çıktı. Bu, Putin'in Ukrayna'yı bir Nazi ardılı olarak lekelemeye yönelik ısrarlı girişimleri göz önüne alındığında Zelensky için kötü bir görüntüydü. Zelensky, ABD Kongresi'nde McCarthy ve Mitch McConnell ile, McCarthy'nin Ukrayna'ya ABD yardımının kesilmesini talep eden Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerine boyun eğmesinden sadece birkaç hafta önce bir araya geldi.

Kiev'in dünyanın desteğine hala çaresizce ihtiyaç duyduğu bir dönemde Ukrayna'ya verilen destek hem ülkenin kendi arka bahçesinde hem de Atlantik ötesinde azalıyor. İnisiyatifin artık göçmen karşıtı Polonya'dan mı, Putin yanlısı Slovakya'dan mı, yoksa AB'nin uzun süredir Doğu Avrupa'daki liberal olmayan laboratuvarı Viktor Orbán'ın Macaristan'ından mı geldiği, sonuçtan daha az önemli. Sonuç ise şu: Ukrayna'nın uluslararası dayanışma günleri sayılı.


Piotr H. Kosicki tarafından kaleme alınan ve The Atlantic'te yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2003 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum
Piotr H. Kosicki Arşivi