"Bizler maslahat için camilere, çarşı ve pazarlara saldırmayız"
Ey Müslüman kardeşlerim! İslam ümmetine sunduğum bu hitabımın konusu İslam aleminin her yerinde mescidleri de kapsayan ve özelliklede San’a’daki (Yemen) mescitlere yapılan saldırılar ile alakalıdır. Bu patlamalar ve saldırılarda Ehli Sünnet olan müslümanlardan birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Saldırılar genellikle hedef alınan mescidin etrafındaki yollarda bombalı araçlar ile yapılmaktadır. Vela havle vela kuvvete illa billah!
Bütün Müslümanlara ve araştırmacılara tekrardan üzerine basarak diyoruz ki: Muhakkak Arap Yarımadası el-Kaidesi bu operasyonlardan beridir. Biz bu operasyonlara katılmadık, hiçbir zaman mescidlerin patlatılması için çağrı yapmadık ve bu saldırıları desteklemedik. Bilakis mescitlere yapılan saldırıları kınıyoruz ve Allah’a sığınıyoruz. Bu bizim cihat metodumuzda bulunan bir yol değildir. Şeyh Atiyyetullah el-Libi’nin dediği gibi, 'Cematimizi ve örgütlerimizi haksız yere Müslüman kanı akıtmaktan neyh ediyoruz.'.
Mescit saldırılarını kınamamız uzun zamandan beri bilinen bir konudur. Şimdi size bazı komutanlarımızın konu ile alakalı sözlerini aktaracağım.
Şeyh Usame bin Ladin diyor ki:
"İslam’ın yardımcıları olan mücahitlere olumsuz sonuçları olan bazı operasyonlar şunlardır. Dostum’a bayram namazında yapılan suikast girişimi ve General Yusuf’a Pakistan camilerinden birinde yapılan suikast gibi mürtedlerin mescitlerde veya mescit yakınında hedef alınmasıdır. Acı olan şeylerden biri ise mümin birinin, bir hataya birden fazla kere düşmesidir."
2008 yılında Şeyh Mustafa Ebul Yezid’e şu soru soruldu.
"Pakistan eski savunma bakanı Şirba’ya mescitte bir saldırı yapıldı. Siz bu operasyonu onaylıyor musunuz?"
Şeyh cevap veriyor:
"Allah’a şükür bu saldırı sonrası bir beyan yayınladık ve saldırıyı en kuvvetli biçimde reddettik. Biz asla bu operasyonu yapmayız, bu saldırıdan razı değiliz ve doğru bulmuyoruz. Kendimize bağlı mücahitlere ise bu tür saldırıların şeriata göre caiz olmadığını anlattık. Mücahitler halkın toplandığı yerlerde özellikle de mescitlerde saldırı yapmaktan çekinmelidirler. Çünkü mescitler muhterem ve kutsaldır. Aynı zamanda operasyon yapılırken bu tür ortamlardan uzak yapılmalıdır. Bununla ilgili bir açıklama da yayınladık ve Pakistan gazete ve dergilerine gönderdik fakat açıklamamız gazeteler tarafından doğru bir şekilde yayınlanmadı."
Şeyh Atiyyetullah el-Libi diyor ki:
"Yolun önünün alınması, yolun aydınlatılması, Allah’a karşı bir özür olması için bizler Müslümanlara karşı mescitlerde, sokaklarda, çarşı ve pazarda yapılan her türlü saldırıdan beri olduğumuzu ilan ediyoruz. El-Kaide komutanları, sözcüsü ve resmi açıklamaları ile temsil edilmektedir. Diğer komutanlarımız da bu konuda tekrar tekrar açıklamalar yapmışlardır."
Yine Şeyh Eymen ez-Zevahiri şöyle dedi:
"Gerçek zafer Allah’ın şeriatına uymak ve tatbikatında gevşeklik göstermemektir. Bu sebepten mücahidler bütün hırsları ile Müslüman kanı akıtmamaya özen göstermelidirler. Operasyonlar hanif dinin şeriatına uygun olmalı. Operasyonları yapacak olan kişiler operasyonun bütün yönlerini bilmeli. Eğer operasyonda Müslüman bir topluluk hedef alınıyorsa operasyondan çekilmelidirler. Bizler Müslüman kanına önem vermeyen operasyonlardan beriyiz."
Yemenli Şeyh Haris en-Nazari şunları ifade ediyor:
"Biz el-Kaide olarak gelecek olan tavsiyelere uymanızı istiyoruz.
İlk olarak topluma açık alanlar, mescitler, çarşı ve oyun alanlarında fedai saldırısının engellenmesi.
İkinci olarak 'teterrus' fetvasını suiistimal edip operasyon yapmamak. 'Tetarrus' fetvasını ancak alanında uzman bir ilim talebesi verebilir.
Üçüncü olarak fedai operasyonu iki şart yerine gelmeden yapılamaz:
Birincisi ilimde derinlik ve makasıdı şeriatı bilmek, maslahat ve mefsedet fıkhına hakim olmak.
İkincisi operasyon bölgesi, kime karşı yapılacağı ve nasıl yapılacağı doğru biçimde gerçekliğe uygun bir biçimde belirlenmelidir.
Dördüncü olarak komutanların, mücahidlerin ve hususan fedailerin kendilerine yetecek miktarda fıkıh öğrenmeleri gerekmektedir. Kesinlikle şek ve şüphe içeren bir hedefe ya da komutanlar arasında hedef ile ilgili ihtilaf ve tartışma odağı olan bir operasyona asla gitmeyin. Hedef yüzde yüz kesinlik kazanıp, hedefin meşru olduğu ve operasyonun Allah rızası için olduğu netlik kazanırsa gidebilirsiniz."
Naklettiğimiz sözlerden de anlaşıldığı gibi bizler asla maslahat için mescide saldırmayız. Bu konudaki duruşumuz yıllardır bilinmektedir. Bu fiil ile itham edilmemiz caiz olmaz. Bilakis biz mescit saldırılarından Allah’a sığınıyoruz ve bu kötü ameli işleyenleri tevbeye davet ediyoruz.
Allah biliyor ki Husilerin Yemen’in Umran, San’a gibi şehirlerinde Kur’an halkalarına ve mescitlere saldırmaları bizleri ne kadar üzmüştür. Yine şunu eklemek gerekir ki San’a’da saldırı yapılan mescidler Şii-Sünni karışık ibadet yapılan mescidlerdi. San’a’daki Müeyyed Mescid’i patlamasında Şiiler'den kat kat fazla sayıda Sünni hayatını kaybetmişti. Aynı zamanda en çok hedef alınan mescitler halkın yoğun olarak yaşadığı merkezi mescidlerdir. Bu mescidler namaz vakti dolup taşar. Şuu’b’daki Sayyah mescidi gibi. Özellikle Husilerin bütün mescitleri ele geçirip duvarlarına sloganlarını asması sonrası avam halk Husi mescidi, Sunni mescidi olarak mescidleri ayırmamaktadır. Mesela Müeyyed mescidinde ölenlerin çoğu mücahidlerin akrabalarıdır. Onların tek suçu diğer insanlar gibi mescide gitmeleri mi? Biz tanıklık ediyoruz ki vurulan bu mescidler iddia edildiği gibi 'hüseyniyyat' veya şirk yuvası değildi. Sonra biliyoruz ki ölenler içinde babalarıyla Cuma namazına gelen birçok çocuk bulunmaktaydı.
Çeviri: Mepa News
Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.