Bloomberg: Macron artık susmalı ve konuşmayı Merkel'e bırakmalı
Bloomberg'de yayımlanan bir görüş yazısında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye karşıtı sözlerinin artık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a zarar vermediği görüşüne yer verildi.
Bloomberg'de yayımlanan bir görüş yazısında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye karşıtı sözlerinin artık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a zarar vermediği; ciddi bir kavgaya tutuşmak için de gerekli desteği bulamadığı görüşüne yer verildi.
Bloomberg'de bugün yayımlanan yazıda Bobby Gosh imzalı yazıda, "Emmanuel Macron için gerçeklikle karşılaşma vakti hızla yaklaşıyor. Fransız Cumhurbaşkanı, Doğu Akdeniz'deki kriz üzerinden bir kez daha sözleriyle Türk mevkidaşına saldırıyor. Ancak bu sözleri Erdoğan'ın gücünü kırmaya yetmeyecek ve Macron, ekonomi sopasını göstermek için uluslararası alanda destekçi toplamaya çalışacak. Türkiye'ye karşı askeri bir adım atma girişimleri ise çok daha zor olacak." ifadeleri yer alıyor:
"Fransız liderin sözlü saldırıları o kadar çok tekrarlandı ki, etkisini kaybetti. Perşembe günü Korsika'da MED7 (Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Kıbrıs ve Malta) liderlerinin toplantısında Macron, Avrupa ülkelerine 'Türkiye'nin provokasyonlarına karşı kırmızı çizgi oluşturmaları' çağrısında bulundu."
"Ancak bunu daha önce de duymuştuk. Öyle ki sadece birkaç hafta önce, Macron bu kırmızı çizgileri çoktan çizdiğini söylemiş; 'Türkiye'nin kelimelerden değil eylemlerden anladığını' savunmuştu. Bugüne kadar askeri tatbikatlara katılmak ya da zirveler organize etmek gibi eylemleri ise, sadece Ankara tarafından daha da küçümsenmesine yol açtı."
Türk Dışişleri Bakanlığı'nın, Fransız Cumhurbaşkanı'nın son sözlerine sert bir yanıt verdiği hatırlatılan yazıda, Türkiye'nin geçen hafta Kuzey Kıbrıs ile birlikte "Akdeniz Fırtınası" adını verdiği bir askeri tatbikat yaptığı belirtiliyor ve bunun Macron'a iki seçenek bıraktığını söyledi: Çıtayı yükseltmek ya da susmak.
Türk Dışişleri Bakanlığı, 10 Eylül'de yayımladığı açıklamada "Fransa Cumhurbaşkanı Macron yine eski sömürgeci refleksleriyle kibirli, üst perdeden ders vermeye çalışan bir açıklama yapmıştır. Aslında Macron'un açıklamaları kendi acziyetinin ve içinde bulunduğu çaresizliğin dışa vurumudur. Zira tüm dünyada serbestçe at koşturdukları günler geride kalmıştır. Dış politikadaki tüm sinsi planlarını suya düşürdüğümüz, kirli oyunlarını bozduğumuz Macron iç acısıyla her gün fütursuzca Türkiye'ye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza saldırmaktadır." ifadelerini kullanmıştı.
"Fransa, NATO'nun desteğini bekleyemez"
Yazıda Macron'un bu açıklamanın ardından bölgeye daha fazla savaş gemisi gönderebileceği belirtilirken Rusya'nın da devreye girdiği hatırlatılıyor. Aynı zamanda Fransa'nın böyle bir olası adımının büyük ihtimalle Erdoğan'ın hedeflerinden vazgeçerek sondaj ve savaş gemilerini geri çekmesiyle sonuçlanmayacağı ifade ediliyor:
"Fransa böyle bir adım için, bir müttefike karşı diğer NATO müttefiklerinin desteğini de bekleyemez. ABD her ne kadar Kıbrıs Cumhuriyeti'ne uzun yıllardır uyguladığı silah ambargosunu yumuşatmış olsa da, Trump'ın Erdoğan'a karşı daha sert önlemler alması pek mümkün görünmüyor."
"Macron Erdoğan'a karşı sert tenkitlerine devam edebilir, ancak bunların karşılığı da gittikçe etkisini yitiriyor. Yunanlar ve Kıbrıslı Rumlar yakında Fransa'nın 'birlik ve beraberlik' söyleminden sıkılmaya başlayacak. Ankara ise, Paris'le laf dalaşından keyif almaya bile başlayabilir."
"Macron konuşmayı Merkel'e bırakmalı"
Bobby Gosh'un kaleme aldığı makalede, Berlin'in tutumu için de şu ifadeler yer alıyor:
"Almanya şu an Avrupa Birliği'nin (AB) dönemsel başkanı, Başbakan Angela Merkel ise Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilime müzakereyle sonuç bulmaya çabalıyor. Her ne kadar AB, Türkiye'ye karşı yaptırımlar uygulanabileceği uyarısında bulunsa da; Merkel'in bunları uygulamaya sokması pek mümkün görünmüyor."
"Kendisi barışçıl çözüm için çabalarken Macron'un kılıç şıngırdatması, Merkel'in pozisyonuna pek uymuyor. Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas da askeri tatbikatların çözüme yardımcı olmadığını açıkça söyledi."
"Korsika'da 6 başka Avrupa lideri olsa da, Türkiye'yi sindirmek isteyen tek büyük güç Fransa. Üstelik Macron'un ilgilenmesi gereken başka krizler de var. Ülkede koronavirüs vakaları endişe verici şekilde artıyor, pandemiyle etkili şekilde mücadele edemediği eleştirileri yapılıyor."
Makalede, Fransa dışında da krizler olduğu; Macron'un Lübnanlıları gelecek aylarda "siyasetçilerinden kurtarma" sözü verdiği ve Mali'deki ayaklanmaların Paris'in bölgede terörle mücadele çabalarını sekteye uğrattığı hatırlatılıyor. "Libya'da da Erdoğan'la verdiği mücadele pek iyi gitmiyor" deniliyor.
Makale, şu yorumla son buluyor:
"Bu şartlar altında, Cumhurbaşkanı Doğu Akdeniz'deki anlaşmazlıklar konusundaki sözlü savaşına bir son vermeli ve konuşmayı Alman Başbakan'a bırakmalı."