BM çalışanlarının üçte biri cinsel istismara uğramış
"Rapora göre tacizcilerin üçte ikisi erkek."
Danışmanlık ve kamuoyu yoklaması şirketi Deloitte’in Birleşmiş Milletler’in isteği üzerine 30 bini aşkın BM çalışanının katılımıyla 6 dilde, internet üzerinden yaptığı anket sonuçlarına göre, son iki yılda her üç personelden biri, Birleşmiş Milletler’in ofislerinde ve sahada cinsel istismara uğramış.
Bu anketin yapılmasındaki sebeplerin başında Ekim ayında Afrika’daki kamplarda barış gücü askerlerinin çocukları istismar etmesinin ortaya çıkması ve Birleşmiş Milletler’in HIV ve AIDS’le ilgilenen branşının başındaki kişinin iş yerinde çalışanlara mobing uyguladığı suçlamalarının ardından görevine son verilmesinin ardından yapıldı. Buna rağmen ankete katılımın sayısı oldukça düşük.
Sayı düşük olsa da elde edilen sonuçlara göre BM çalışanları değişik türlerde cinsel tacize uğramış. Örneğin katılanların yaklaşık yüzde 21,7'si rahatsız edici buldukları cinsel içerikli konuşma ya da şakaya, yüzde 14,2'si görünüşleri ya da vücutlarıyla ilgili ''çirkin'' sözlere, yüzde 10'u kendilerini utandıran ya da rahatsız eden jest ve mimiklere maruz kaldığını ve yüzde 10'u da kendilerine istenmedikleri şekilde dokunulduğu için rahatsız hissettiklerini belirtti. Katılımcıların üçte biri uğradığı cinsel istismarın ardından şikayette bulunduğunu da ifade etti.
Rapora göre tacizcilerin üçte ikisi erkek.
Anket sonuçlarından yola çıkılarak yapılan analize göre cinsel tacize ortam hazırlanmasında suç yukarıdan geliyor. Yönetimin bu tip olayların meydana gelmesine ortam hazırladığı belirtilirken, anket sonuçlarının ertesinde konuşan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ankete katılım oranının düşüklüğüne değindi ve “daha yolumuz çok uzun” şeklinde konuştu.
Guterres’e göre katılımın az olmasının ana nedenlerinden biri, organizasyon içinde güven eksikliği. Guterres anket sonuçlarının BM’nin yapısal değişikliklere gitmesi için bir örnek daha olduğunu ve eşitlik, insan hakları gibi temel unsurlar üzerine kurulan bir örgütte standardın daha yüksek olması gerektiğini vurguladı.