Çar 1. Petro (Deli Petro) kimdir?
Çar 1. Petro (Deli Petro) kimdir?
Pyotr Alekseyeviç, Çar 1. Petro veya Türk tarihindeki ismiyle Deli Petro.
1689-1725 döneminde Rusya'yı yöneten Çar Petro'nun hükümarlığı Rusya'nın modernleşmesi, özellikle Rus ordusunun ve donanmasının geliştirilmesi, Rusya'nın yayılmacı ve agresif bir dış siyasete yönelmesi açısından Rus tarihinde kritik bir kırılma noktası olarak kabul edilmektedir.
Doğumu ve çar olması
Çar 1. Petro (Deli Petro) Haziran 1672'de Romanov Hanedanı'ndan Rus Çarı 1. Aleksey'in oğlu olarak Moskova'da doğdu. Babasının Mayıs 1682'de ölümü üzerine tahta çıktı ama 10 yaşında olduğu için üvey ablası Sofia Alekseyevna taht naibi sıfatıyla yönetimi ele geçirdi.
Bu dönemde Petro yönetimden tamamen el çektirilerek annesiyle beraber Moskova'da yeni kurulmuş olan Alman mahallesinde yaşadı. Burada Almanlardan oldukça etkilenen ve yeni bilgiler öğrenen Petro Rusya'nın Avrupalılaştırılması gerektiğine dair kanaatlerini oluşturmaya başladı.
Yine bu dönemde henüz 14 yaşındayken annesinin zoruyla evlendirildi ve ertesi sene oğlu Aleksey doğdu. Fakat Petro bu ilk eşiyle hiçbir zaman anlaşamadı.
1689'da bir saray darbesiyle Petro yönetimi ablasının elinden aldı. Petro'nun annesi taht naibi olurken bu kez yönetim ağırlıklı olarak taht naibinde değil Petro'da oldu. 1694'te annesinin ölümü üzerine yönetim tamamen Petro'ya geçti.
Sıcak denizlere inme hedefi
Bu dönemde Rus Çarlığı'nın açık denizlere çıkışı bulunmamaktaydı. Osmanlı Devleti Karadeniz'i, İsveç Baltık Denizi'ni Rusya'ya kapattığından Rusya'nın sadece soğuk ve buzullar nedeniyle yeterince kullanılamayan Kuzey Buz Denizi'ne çıkışı bulunuyordu.
Rusya'nın sıcak denizlere ulaşmasını hedefleyen Petro bunun için o tarihte askeri açıdan Rusya'dan oldukça üstün olan İsveç ve Osmanlı'yı yenmeye karar verdi. Avrupa'dan, özellikle Alman ve İngiliz askeri uzmanlar getirten Petro orduyu modernleştirme hamlesine girişti. Kendisi de aynı zamanda Avrupa turuna çıkıp Avrupa'daki gelişmeleri yerinde gözlemledi. Bu dönemde Petro'nun alt kademelerde gemilerde bile çalışarak güncel gelişmeleri ve teknolojiyi gözlemlediği belirtilmektedir.
Petro'nun asıl amacı askeri gelişim olsa da bu hedefine yönelik olarak Rusları kültürel olarak da Avrupalılaştırma projesine girişti. Avrupalı kıyafetler giyilmesini ve sakalların kısaltılmasını emretti.
Osmanlı Devleti'ne Viyana bozgunu sonrasında Avrupalı devletler ittifak olup savaş açmıştı. Bunu fırsat olarak gören Petro, ittifakın bir Katolik dini ittifak olmasına ve Rusya'nın Ortodoks olmasına rağmen bu ittifaka dahil oldu. Petro'nun amacı Osmanlı Devleti'nin elinde olan Karadeniz'e açılan Azak Denizi'nin burnundaki Azak Kalesi'ni almaktı.
Başarısız bir girişimin ardından 1696'da karadan ve nehir donanmasıyla gemilerle gerçekleştirilen bir saldırı sonucu Petro Azak Kalesi'ni aldı. 1700'de Osmanlı Devleti ve Rus Çarlığı arasında imzalanan İstanbul Anlaşması'yla Osmanlı Devleti Azak'ın Rus Çarlığı'na geçişini kabul etti. Böylece Petro ilk kez sıcak denizlere ulaşmış oldu.
İsveç'e karşı zaferi ve Osmanlı'yla Prut Savaşı
Yine 1700'de Prusya, Danimarka-Norveç ve Lehistan, bölgenin en büyük gücü olarak görülen İsveç'e savaş açtı. Petro bu savaşı hem Rusya'ya yönelik İsveç tehdidinin def edilmesi, hem de Rusya'nın Baltık Denizi'ne ulaşması için fırsat görüp İsveç'e karşı savaşan ittifaka dahil oldu.
Savaş başlangıçta Rusya'nın yenilgisiyle sürdü. 1708'de İsveç Kralı 12. Karl (Demirbaş Şarl) Rusya seferine çıktı. Rus ordusunu ciddiye almayan Karl'ın ordusu küçük olduğu için 1709'da bugün Ukrayna'da yer alan Poltova'da Çar Petro'nun ordusu 12. Karl'ın ordusunu yendi.
12. Karl ordusundan kalanlarla güneye ilerleyip Osmanlı topraklarına sığındı ve Osmanlı Devleti'ne Rusya'ya karşı ittifak yaptı. 12. Karl'ın ısrarları sonucunda 1710'da Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş açtı.
1711'de Prut Nehri yakınlarında 120 bin kişilik Osmanlı ordusu, Çar Petro'nun da bulunduğu 40 bin kişilik Rus ordusunu kuşattı. Bu sefere katılan 12. Karl bunu bir fırsat görerek Çar Petro'nun ve Rus ordusunun imha edilmesini teklif etti. Bunun kolay olacağını savunan 12. Karl bu gerçekleştirilirse Rusya tehdidinin tamamen biteceğini belirtti.
Fakat Osmanlı ordusunun başında bulunan Vezir-i Azam Baltacı Mehmet Paşa savaşı kazanamama ihtimallerini düşünerek Çar Petro'nun barış teklifini kabul etti. Azak Kalesi'nin Osmanlı'ya iadesi karşılığında Çar Petro'nun ordusuyla çekilmesine izin verilmesi kabul edildi. Böylece Petro Karadeniz'e yönelik projelerini ertelemek zorunda kaldı.
Baltacı Mehmet Paşa bu kararı nedeniyle İstanbul'a döndüğünde çok eleştirildi, azledilerek sürüldü. Bu badireyi atlatan ve barış anlaşmasıyla Osmanlı cephesini güvene alan Çar Petro İsveç'le savaşa yüklendi ve İsveç'e karşı savaşan diğer ülkelerin de desteğiyle Baltık sahillerini ele geçirdi.
Saint Petersburg'un kurulması
Çar Petro İsveç'ten ele geçirdiği bu sahilde Saint Petersburg (Aziz Peter / Petro) isminde yeni bir şehir kurdu ve ülkenin başkentini Moskova'dan buraya taşıdı. Petro isminin Almanca versiyonu olan Peter'in kullanılması Çar Petro'daki Alman hayranlığını da göstermekteydi.
Rusya'da köylüler 1861'e kadar köle sayıldığından Petro'nun emriyle on binlerce köylü son derece kötü ve zor şartlarda Saint Petersburg'un inşasında çalıştırıldı.
1721'de Kuzey Savaşı İsveç'in yenilgisini kabullenmesiyle sona erdi, İsveç Rusya'nın ele geçirdiği toprakların Rusya'ya geçmesini kabullendi. Çar Petro, bu zaferinin ardından kendisini imparator ilan etti.
İran seferi
Aynı dönemde İran'ın iç kargaşaya düşmesinden istifade etmek isteyen Çar Petro 1722'de İran seferine çıktı. Amacı İran'ın Hazar Denizi kıyılarını ele geçirmekti. İran'ın kargaşa içinde olmasından istifadeyle zaferler kazanarak Hazar Denizi'nin batı kıyıları boyunca ilerleyen Rus ordusu 1723'te Hazar Denizi'nin güney kıyılarındaki İran'ın Geylan Eyaleti'ne kadar ulaştı.
1723'te İran ve Rusya arasında imzalanan Saint Petersburg anlaşmasıyla Hazar Denizi'nin batı kıyıları Rusya'ya verildi. Çar Petro'nun ardından 1730'lu yıllarda İran, Rusya'dan bu toprakları geri alacaktı.
Ölümü ve Rus tarihindeki önemi
İran seferi esnasında hastalanan Petro, Orta Asya'yı istila projesini gerçekleştiremeden Şubat 1725'te öldü. En büyük oğlu Aleksey 1690'da babasını devirmeye çalışmak suçlamasıyla babasının emriyle işkenceyle öldürtüldüğünden yerine eşi 1. Katerina geçti.
Çar Petro, Rusya'nın modernleşmesi, özellikle Rus ordusunun ve donanmasının geliştirilmesi, Rusya'nın yayılmacı ve agresif bir dış siyasete yönelmesi açısından Rus tarihinde kritik bir kırılma noktası olarak kabul edilmektedir.
18. yüzyılın ilerleyen döneminde Rusya'nın düşmanlarını, özellikle Osmanlı Devleti'ni kesin olarak yenip genişlemesinde,18. yüzyılın son çeyreğinde İngiltere ve Fransa'nın ardından dünyanın üçüncü büyük gücü olarak görülmesinde Çar Petro dönemindeki çalışmaların büyük etkisi vardır.
Kaynak: Mepa News