CIA'in Sovyet - Afgan savaşına dair istihbarat notları yayınlandı
ABD'nin dış istihbarat kuruluşu CIA, Afganistan'da Sovyetler Birliği ile yaşanan savaşa dair istihbarat notlarını kamuoyuyla paylaştı.
Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a askeri müdahalesi ile başlayan Sovyet Afgan Savaşı, yaklaşık on yıllık mücadele neticesinde Sovyetlerin çekilmesi ve çöküş sürecine girmesiyle sonuçlandı. Söz konusu savaş, ABD'nin Afgan mücahitlere desteği konusuyla da sürekli gündeme geldi. ABD'nin bölgede Sovyetler Birliği'ne karşı yürüttüğü faaliyetler kısa vadede kendisi için başarıyla sonuçlansa da, uzun vadede Afganistan ABD için yeni bir bataklık halini aldı.
Afganistan'da yürütülen faaliyetlerin merkezinde ise, ABD'nin Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA bulunuyordu. İstihbarat teşkilatı gerek bölgeye silah sevkiyatları, gerekse sahada yürüttüğü faaliyetlerle savaşta önemli bir rol oynadı. CIA'in yakın bir zamanda bölgede süren savaşa dair düzenli olarak ürettiği istihbarat notlarından paylaştığı bir bölüm, istihbarat teşkilatının sahada ne denli faal olduğunu gözler önüne seriyor.
CIA tarafından yayınlanan belge, Afganistan üzerine araştırmalar gerçekleştiren Afganistan Bülteni tarafından tercüme edildi:
Not: (…) ibaresinin yer aldığı kısımlar CIA tarafından sansürlenmiştir.
26 Kasım 1985
Bu belge, Yakın Doğu ve Güney Asya Analizleri Ofisi ve Sovyet Analizleri Ofisi tarafından haftalık olarak hazırlanır. Yayında bahsi geçen meseleler ile ilgili soru yahut yorumlar (…)’ya yönlendirilmelidir.
SOVYETLER KANDAHAR’DA AKTİF
(…) Bu operasyonlar yüksek ihtimalle 12 Kasım’da bir Sovyet Hava Kuvvetleri generalinin -Kandahar yakınlarında MiG-21’inin direnişçi ateşiyle vurularak düşmesinin ardından ölen- ölümüne misilleme olarak ve Kandahar şehrindeki aşırı derecede berbat olan güvenlik durumunu iyileştirmek için gerçekleştiriliyor. (…) Ekim ayının sonlarında, direnişçiler valinin konutu ve ofisi, hava limanı ve rejimin askeri üssü dışında Kandahar şehrinin çoğunu kontrol ediyor.
BERBAT DİRENİŞÇİ GÜVENLİK UYGULAMALARI
(…) bu yaz direnişçi kervanları seyahat ettikleri her seferde aynı çay ocaklarında durma eğilimi gösterdi. Dahası, tekrar tekrar aynı rotaları kullandılar ve çay ocaklarını ziyaretleri esnasında seyahat planlarını açık bir şekilde anlattılar. Alternatif rotalar için haritalar oldukça kıt ve bulunabilen haritaları çok az kişi okuyabiliyor. (…) telsiz bağlantılarında tanıdık bir ses duyan gerillalar sık sık operasyonel planları açıkça tartışıyor. (…)
Yorum: Direnişçilerin güvenlik konusundaki dikkatleri, bir duruma aşinalıklarına oranla azalıyor gibi görünüyor. Direnişçiler dikkatli, ancak, tanımadıkları insanlar dahil olduğunda. Örneğin, gerillalar, Afgan Ordusu kaçaklarını ve kendi saflarına katılmak isteyen diğer kişileri elekten geçiriyor. Zayıf güvenlik pratikleri, Sovyetlerin bazı sızma rotalarını saldırganca hedef almadığını ileri sürüyor. (…)
AFGAN DİRENİŞİNİN İSLAM KONFERANSINDA SANDALYE TALEBİ BLOKE EDİLDİ
Kasım ayında Afgan direnişinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu delegasyonu, İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Afganistan’ın sandalyesini istedi. İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Pirzade direnişçilere yüz çevirdi. (…)
Yorum: İslam İşbirliği Teşkilatı neredeyse kesinlikle, direnişçilere sandalye vermeyi oy birliğiyle kabul etmeyecek. Libya, Suriye, İran ve Güney Yemen gibi İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Afganistan üzerine kararlarını hiçbir zaman desteklemedi ve Sovyet karşıtı olarak gördükleri bir başka hamleyi de büyük ihtimalle engelleyeceklerdir. (…)
KABİL’DE YABANCI CEMİYET BASKI ALTINDA
(…) Geçtiğimiz yıl boyunca Kabil rejimi muhtelif diplomatlardan ayrılmalarını istedi; Hindistanlı, İngiliz ve Amerikalı tıbbi personeli sınırdışı etti ve Fransa ile Batı Almanya’dan eğitimci ve iş adamlarının sözleşmelerini yenilemeyi reddetti. Ekim ayında, bir Suudi diplomat evinde hükümet ajanı olduğu düşünülen kişilerce saldırıya uğradı. Suudi Arabistan saldırının neticesinde maslahatgüzarlığını kapatıyor. (…)
Yorum: Kabil’in Batılı diplomatları tacizi, son zamanlardaki ılımlı ve uzlaştırıcı bir imaj yaratma ve kamuoyu desteğini genişletme çabalarıyla zıt düşüyor. Batılıları ayrılmaya teşvik etmenin yanı sıra, Kabil’deki diplomatik cemiyete yönelik eziyet, hükümetlerine ve basına Afganistan üzerine kötüleyici haberler sağlayan yahut direnişe karşı sempatileri nedeniyle şüphelenilen misyonların gözünü korkutmayı amaçlıyor olabilir.
KABİL’DE YİYECEK FİYATLARI STABİL
ABD Büyükelçiliği’nin bildirdiğine göre, geçtiğimiz yıl boyunca Kabil’de yiyecek fiyatları çok az değişiklik gösterdi ve erzak maddeleri yeterliydi. (…) fakat Kabil dışındaki yiyecek fiyatları yükseldi. (…)
Yorum: Geçtiğimiz birkaç yılda şehrin ani nüfus artışına rağmen, Sovyetler Kabil’i yeterli miktarda yiyecekle ikmal edilmiş halde tutuyor. Sovyetler Birliği muhtemelen, Kabil’deki yiyecek eksiklikleri yahut fiyat artışlarının Karmal rejimine desteği inşa etme çabalarını baltalayacağına inanıyor. Kabil dışında yiyecek fiyatları artışlarına rağmen, iklim verileri (…) burada da erzak maddelerinin genel olarak yeterli olduğunu ortaya koyuyor. Yiyecek fiyatları genel olarak başkent dışında daha yüksek, zira savaşın neden olduğu ulaşım aksamaları zaman zaman kesintilere yol açıyor.
KISACA
— Sovyetler Afganistan’da yeni anti personel parça tesirli mayınları kullanıyor. Teknik analizler gösteriyor ki, önceki anti personel parça tesirli mayınların aksine, yeni mayınlar manuel olarak döşenmeyi gerektirmiyor ve tek seferde 240 mayın içeren müsademeli atılan metal kutularda nakledilebiliyor. Mayın sistemi büyük ihtimalle hava aracına yahut zırhlı araçlara monte edilecek; kolaylıkla etkisiz hale getirilip getirilemeyeceği bilinmiyor. (…)
— Sovyetler Birliği, Mezar-ı Şerif şehri çevresine konvoyların ve askeri trafiğin güvenliğini artırmak için bir yol inşa ediyor. (…) Kandahar şehri çevresinde Sovyetlerin inşa ettiği şehri pas geçen yol gibi, Mezar-ı Şerif çevresindeki yol da muhtemelen, direnişçilere pusular yapmak için gizlenme imkanı sağlayan tepeli ve ağaçlı yoldan sakınmak için tasarlanmış.
PERSPEKTİF
AFGANİSTAN-SSCB: SSCB’YE DİRENİŞÇİ SALDIRILARI
Sovyet sınırı boyunca Afgan direnişçi saldırılarının çok az ve gözardı edilebilir askeri etkiye sahip olduğunu düşünüyoruz. Bunlar muhtemelen Moskova’nın sınır güvenliği ve sınıra yakın etnik azınlık bölgelerinin istikrarı hakkındaki endişelerini yükseltse de, ve bazı Sovyet güçlerini meşgul etse de. Bu akınlar aynı zamanda direnişçilerin moralini artırmaya yardım ediyor. (…)
Direnişçi Geçişleri
(…) direnişçiler büyük olasılıkla Batılı gazetecilerle bu akınları konuşurken başarılarını abartıyorlar. Akınların çoğunun Tacik SSC’nde gerçekleştiğini düşünüyoruz, Cemaat-i İslami direnişçileri eliyle; direnişçi faaliyetleri muhtemelen SSCB’nin Özbek ve Türkmen bölgelerine uzanıyor. (…)
Direnişçi geçişleri en çok baharın ve sonbaharın başlarında, nehir seviyelerinin sığ bölgelerden yürüyerek yahut şişirilmiş keçi derisi sallarla kolayca geçmeye elverecek kadar düşük olduğu zamanlar gerçekleşme eğilimi gösteriyor, (…). Direnişçi liderleri Batılı gazetecilere yakın zamanda, üç yıldır sınırı geçerek, yolları mayınlamak ve millettaşlarına Kur’an dağıtmak için Tacikistan’a gittiklerini söyledi. 1984’ün sonlarında gerçekleşen bir misalde, (…) bir Sovyet devriyesi Tacikistan’da bir vadide Rusça konuşmayan bir grup gençle karşılaştı. Karşılaşma barışçıldı, ancak devriye bir sonraki gün gruptan kimsenin Rusça konuşmamasından şüphelenerek geri döndü. Yerel halk bu grubun “duşman” -Afgan direnişçilere yakıştırma yollu kulanılan, Rusça’da “haydut” anlamına gelen bir sözcük- olduklarını ve böylesi grupların düzenli olarak vadi ve yakınındaki bölgelere “dinlenmek için” geldiklerini söyledi. Dahası, (…) yaşlı Tacikler bazen memleketleri olan köy ve kasabalarda son nefeslerini vermek için sınırı geçiyorlar. (…)
Gerillalar aynı zamanda Sovyet sınır bölgelerinde propaganda broşürleri dağıttıklarını ve Sovyet yollarını mayınlamak üzere Badahşan ve Kunduz vilayetlerinden SSCB’ye geçtiklerini iddia ediyor. (…)
Fakat direnişçi saldırılarının çoğu muhtemelen, yüzlerce yıllık sınır boyunda ihtiyaç maddesi yağması yapma geleneğini devam ettirmekten daha fazlası değil. (…) Sovyet yakınlarının yardım ettiği Afgan Tacikler, Kunduz vilayetinin kuzeyindeki Sovyet karakollarına, kooperatif çiftliklerden koyun çalmak için yolu temizleme amacıyla sıklıkla saldırıyor. (…)
Sovyet Sınır Güvenliği
Direnişçiler hakkındaki endişeyle birleştiğinde, SSCB’nin sınırları hakkındaki hassasiyeti, Sovyet-Afgan sınırının büyük kısmında sıkı güvenliğe neden oluyor. KGB Sınır Muhafızları, sınır bölgesinin yüksek nüfuslu alanları üzerinde dikkatli kontrol sağlıyor ve bölgedeki sivilleri yakından izliyor (…). Bölgedeki siviller kayıt altında, seyahat edenler uygun giriş damgaları ve girişin meşru sebepleri için kontrol ediliyor; ve sakinler sıradışı faaliyetleri yahut yabancıları gördüklerinde bildirmeleri için uyarılıyor. (…)
Sınırın Sovyet kesimindeki güvenlik tedbirleri araziye çok bağlı.
— (…) neredeyse aşılamaz insan yapımı bariyerler kombinasyonu, alarm aygıtları ve silahlı muhafızlar da dahil olmak üzere yüksek güvenlik önlemleri, Herat vilayetinden Kunduz vilayetine kadar olan sınırın yaklaşık yüzde 60’lık kısmını koruyor-kolaylıkla geçilemeyecek kısım.
— Engebeli arazi, seyrek nüfus ve büyük ulaşım ağlarının azlığı, güvenliğin daha az yoğun olduğu bölgelerde geçişleri zor hale getiriyor.
— Özellikle Sovyet kısmında, ulaşım rotalarından ve yerleşimlerden mahrum olan ve aşırı derecede engebeli özellik gösteren Penc Nehri (Amu Derya’nın üstteki kolu) boyundaki sınır bölgesi, hafif bir Sovyet güvenliğiyle vasıflandırılmış. Sınır koruma karakolları ihtiva etmiyor ancak muhtemelen havadan periyodik olarak devriye atılıyor ve uzaktan gözetim yahut dinleme direkleri vasıtasıyla gözlemleniyor. (…)
Genel Görünüm
Direnişçi akınlarının çapını ve etkisini genişletmenin önündeki askeri ve mantıki engeller büyük ihtimalle oldukça kaydadeğer kalacak, ki bu engeller SSCB’ye sızmak için direnişçilerin daha kapsamlı çabalarına engel olacaktır. Böylece sınır geçişleri muhtemelen seyrek kalacak ve çok az askeri etkisi olacak. (…)
Merkez Asya Direnişi
Afganistan’ın hemen kuzeyindeki SSCB bölgelerinde, şimdi Özbek, Tacik, Türkmen ve Kırgız olarak organize olan, 1917 Ekim devrimini takiben yıllarca yerli İslami halkların Bolşevik kontrolünde zorla tutulmasına karşı büyük bir direniş var. 1918’in başlarından 1924’e kadar, ve daha sonra aralıklarla patlak verdiği 1930’lu yıllara kadar, Sovyet güçleri Moskova’nın basmacı olarak adlandırdığı gerilla saldırılarıyla savaştı, ki bu da haydut anlamında kullanılan bir başka kelimedir, halihazırda Sovyet medyasında Afganistan’daki direniş savaşçılarına atıfla kullanılmaktadır. (…)
Rus İç Savaşı hafiflerken, Kızıl Ordu Orta Asya’ya yöneldi ve en etkili Orta Asyalı liderleri yok etti. Daha sonra gerillalar için af teklif ettiler ve kabileleri ve klan gruplarını direnişten çekmek için para harcadılar. 1924 yılında yeni oluşturulmuş SSCB, günümüzde mevcut olan etnik ve dilsel hatlarla bölgeyi yeniden organize etti. Milli farklara saygı göstermek için bir hamle olarak sunulsa da,bu yeniden organize, daha kolay yönetilecek hale getirmek için grupları bölmek için dizayn edilmişti. 1920’lerin sonundaki zorla gerçekleştirilen kolektivizasyon, 1930’ların sonuna kadar devam eden savaşta bir başka yükselmeye neden oldu. Daha sonra Ruslar, Bolşevikler adına cephe almak isteyen yerel liderlerin arasında yer aldı.