Çin, Doğu Türkistanlılara DNA testi yapmaya hazırlanıyor

Çin, Doğu Türkistanlılara DNA testi yapmaya hazırlanıyor

Sincan eyaletinde, insan hakları gözlemcilerinin endişelerine rağmen DNA örneklerinin toplanması için hazırlıkların devam ettiği gözlendi.

İnsan hakları gözlemcileri ve bağımsız uzmanlarca Salı günü yapılan açıklamada, Çin’in baskıcı bir yönetimin sergilendiği ve büyük çoğunluğunun Müslümanlardan oluştuğu Sincan bölgesinde DNA testi yapma hazırlığı içerisinde olduğu dile getirildi.

AP ajansına konuşan Çin emniyet birimleri, 23 milyon Müslümanın yaşadığı Sincan bölgesinde DNA örneklerinin analizi için yaklaşık olarak 8.7 milyon dolarlık bir ekipman satın alma süreci içerisinde olduklarını doğruladı.

İnsan Hakları izleme örgütü gözlemcileri, DNA testiyle ilgili olarak yaklaşık 3 milyon dolarlık bir satıma dair delillere ulaştıklarını açıkladı

"Günde 10 bin örnek hazırlayabilirler"

Belçika'daki Leuven Üniversitesi'ndeki genetik analiz ve DNA gizliliği konusunda uzmanlaşmış bir biyolog uzmanı olan Yves Moreau, yeni ekipmanın tam kapasitede kullanılması halinde günde 10 bin DNA örneği hazırlanabileceğini ve yıl içerisinde bu sayıyı birkaç milyona çıkartmanın mümkün olabileceğini dile getirdi. 

İnsan Hakları izleme örgütü gözlemcileri, böyle bir toplama programının yetkililerin siyasi kontrol ve baskılarını güçlendirmenin bir yolu olarak kullanılabileceği konusunda uyardı.

İnsan Hakları izleme Örgütü araştırmacısı olan Maya Wang, Sincan’ın zaten baskıcı bir sistem altında olduğunu ve suça bulaşmamış kişiler hakkında daha fazla bilgi toplamanın daha fazla baskıcı bir ortama kapı araladığını dile getirmektedir.

İsim yasağı devam ediyor

Uygur halkının vatanı olan Sincan’ın büyük bir kısmı Müslümanlardan oluşmakta ve bu sebepten dolayı çoğu Müslüman kültürel ve dini bir baskıya maruz kalıp ayrımcılığa uğramaktadır.

Geçtiğimiz ay Çinli yetkililer "radikal" olarak listeledikleri isimlerin kullanımını yasaklamıştı. 

İslam, Kur'an, Cihad, Hac, Mekke ve Medine gibi isimleri taşıyan çocukların, sosyal hizmetler, sağlık hizmetleri ve eğitim haklarından mahrum bırakılacağı duyuruldu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bu bildiriyi çok sert bir şekilde kınamıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Çin sorumlusu olan Sophie Richardson, uygulamaların din özgürlüğünü kısıtlayan yeni yönetmeliklerin sadece sonuncusu olduğunu dile getirdi. Aynı şekilde bu politikaların inanç ve ifade özgürlüğü haklarının ulusal ve uluslararası mecrada bariz bir şekilde ihlal edildiğinin göstergesi olduğunu söyleyen Richardson, "Hükümet bölgeye istikrar ve uyum getirme noktasında bir politika yürütmek istiyorsa baskıcı politikalarını tekrardan gözden geçirmesi gerekir" ifade kullandı. 

Kaynak: Mepa News

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.