Çin'den Türkiye'ye Doğu Türkistan uyarısı: Ekonomik ilişkiler tehlikeye girebilir
Çin'in Ankara Büyükelçisi Deng Li, ülkesinin Uygurlu Müslümanlara yönelik politikasının Türkiye tarafından protesto edilmeye devam edilmesi halinde ekonomik ilişkilerin tehlikeye girebileceğini söyledi.
Çin'in Ankara Büyükelçisi, Türkiye'nin Pekin'in Uygur Müslümanlarına yönelik politikasını eleştirmeye devam etmesi halinde ekonomik ilişkilerin tehlikeye girebileceğini söyledi.
Büyükelçi Deng Li, Reuters haber ajansına verdiği röportajda Çinli şirketlerin nükleer enerji de dahil olmak üzere Türkiye'deki enerji ve altyapı sektörülerinde yatırımları planladığını hatırlatarak, "Dostlar arasında anlaşmazlıklar veya yanlış anlaşılmalar olabilir ancak bunları diyalog yoluyla çözmeliyiz. Dostunuzu sürekli kamuoyu önünde eleştirmek yapıcı bir yaklaşım değil" diye konuştu.
Deng, yapıcı olmayan bir yöntemin karşılıklı güveni sarsacağını ve bunun da ekonomik ve ticari ilişkilere yansıyacağını berlirtti.
Çinli şirketler yatırım fırsatı arıyor
Geçen yıl Türkiye'deki e-ticaret sitesi Trendyol'u satın alan Çin'in dünya çapındaki e-ticaret şirketi Alibaba'nın yanısıra, çok sayıda Çinli şirketin Türk Lirası'ndaki değer kaybının yarattığı fırsattan yararlanmak için Türkiye'de yatırım görüşmeleri yaptığı belirtiliyor.
Büyükelçi Deng, Çin Endüstri ve Ticaret Bankası'nın 2015'te Tekstilbank'ı satın almasının ardından bugün birçok Çin bankasının Türkiye'de yatırım düşündüğünü kaydetti. Yıllık 50 milyar dolardan fazla cari açık veren Türkiye'nin Çin'e karşı dış ticaret açığı da 17 milyar dolar civarında.
Ekonomik ilişkilerin gelişmesi için diplomatik ve siyasi ilişkileri korumak gerektiğini belirten Büyükelçi Deng, bunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na da aktardığını belirtti.
BM'de Çin'e Uygur tepkisi
Çavuşoğlu, Salı günü Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, Çin'in Uygur Türkleri ile diğer Müslüman azınlıklara yönelik hak ihlallerinin ciddi endişe kaynağı olduğunu ifade etmişti.
Çavuşoğlu, Çin'den, dini özgürlükler ve kültürel kimliklerin korunması başta olmak üzere evrensel insan haklarına saygı duymasını beklediklerini söylemişti.