Doğu Guta'dan tehcir edilenlerin sayısı 43 bini aştı
Doğu Guta'dan ayrılanları taşıyan ve 129 otobüsten oluşan 11'inci konvoy, İdlib ve Halep'in batı kırsalına ulaştı.
Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin abluka altında tuttuğu Doğu Guta'dan tahliye edilmek zorunda kalanları taşıyan 11'inci konvoy, İdlib ve Halep'in batı kırsalına vardı. 22 Mart'ta başlayan zorunlu tahliyelerde, bölgeden çıkanların sayısı 43 bini aştı.
Doğu Guta'daki AA muhabirlerinin bildirdiğine göre Doğu Guta'nın Arbin, Zemelka ve Ayn Terma yerleşimlerini kapsayan tahliyeler sürüyor.
Askeri muhalif ve aileleri ile bölgeden çıkmak isteyen sivillerden oluşan 6 bin 395 kişi, 129 otobüs ile bölgeden ayrıldı.
11'inci konvoydaki siviller, ülkenin orta kesimindeki Hama'ya vardıktan sonra, muhalif ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeki İdlib ve batı Halep kırsalına ulaştı.
Geçici barınma merkezlerinde kontenjanların dolması nedeniyle gelen sivillerin, okul ve camilere de yerleştirildikleri belirtildi. Konvoya, Esed rejime bağlı Suriye Kızılayına ait bazı ambulanslarında eşlik ettiği aktarıldı.
Doğu Guta'dan dün hareket eden konvoyda daha önce yaralanan ve hayati tehlikesi olan hastaların bulunduğu kaydedildi.
Yolda trafik kazası: 5 ölü
İdlib'deki AA muhabirlerinin bildirdiğine göre, Doğu Gutalıları ülkenin kuzeyine taşıyan konvoydaki bazı otobüsler, başkent Şam yakınlarında öğle saatlerinde trafik kazası yaptı. Kazada 5 Doğu Gutalı hayatını kaybetti.
Doğu Guta'dan hareket eden ilk iki konvoy ile Haresta ilçesinden çıkmak zorunda kalanlar tahliye edilmişti. Bundan sonra Arbin, Zemalka ve Ayn Terma beldelerinden tahliye süreci başlamıştı.
Tahliyeler devam ederken, Esed rejimi ve destekçilerinin binlerce kişiyi katlettiği Doğu Guta'nın Duma ilçesi ise hala abluka altında tutuluyor.
Tahliyeye giden süreç
Esed ve destekçileri, Rusya'nın hava desteğini alarak muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta'yı ele geçirmek için 19 Şubat'ta harekete geçmişti. Bu tarihten itibaren rejim ve Rus savaş uçakları, 400 bin sivilin yaşadığı bölgeye havadan ve karadan düzenlediği saldırıları yoğunlaştırmıştı.
Saldırılar sonucu çok sayıda sivil yaşamını yitirirken, evleri yıkılan ve sürekli saldırılara maruz kalan binlerce sivil yer altındaki sığınak ve bodrum katlarına saklanmıştı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 24 Şubat'ta aldığı ancak başlama süresi belirtilmeyen ateşkes kararına rağmen rejim ve destekçilerinin yoğun saldırısı altında kalan Doğu Guta'da sivil ölümleri devam etmiş, uluslararası toplumun girişimleri sonuç vermemişti.
Rusya, BMGK kararının ardından 27 Şubat'ta ateşkesin her gün yerel saatle 09.00-14.00 (TSİ 10.00-15.00) arasında geçerli olacak şekilde başladığını ilan edip rejimin buna uyacağını ileri sürmüştü. Ancak rejim güçleri, BMGK ve Rusya'nın ateşkes karalarına rağmen saldırılarına ara vermemiş, 3 Mart'tan itibaren bölgeye kara operasyonu başlatmış ve sivil yerleşimleri bombalamayı sürdürmüştü.
Rejim ve destekçileri, 11-12 Mart'ta Doğu Guta'nın doğusundan batısına doğru ilerleyerek Haresta ilçesini de kuşatmış ve Doğu Guta bölgesini 3 parçaya bölmüştü.
Muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta'da 400 bin kişi 5 yıldır abluka altında yaşıyordu. Esed rejiminin, Rusya'nın desteğiyle son aylarda yoğun saldırılarla, bölgenin yarıdan fazlasını ele geçirmesiyle ion binlerce kişi rejim kontrolündeki alanlara göç etmek zorunda kaldı.