Dövüldü ve canlı kalkan olarak kullanıldı: Gazzeli genç İsrail vahşetini anlatıyor
İsrail askerlerinin Gazze'de işlediği savaş suçlarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Yüzü kan içinde ve gözleri şişmiş olan Ramazan Şamlah, Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru yürümekte zorlanırken bulunduktan sonra hastaneye kaldırıldı.
21 yaşındaki genç adam, Salı sabahı Gazze Şehri'nin Zeytun mahallesindeki ailesinin evine baskın düzenleyen İsrail askerleri tarafından dayak yediğini, soyulduğunu ve canlı kalkan olarak kullanılarak savaş suçu işlendiğini söyledi.
Şamlah'ın hikayesi ve güneye doğru yaya olarak çaresizce kaçışı, İsrail ordusunun Gazze Şehri'nin doğusundaki mahalleye yönelik kara harekatına yeniden başlaması ve mahalle sakinlerinin şehrin batısındaki El Şifa Hastanesi'ne doğru yeniden kaçmaya başlamasıyla ortaya çıktı.
Şamlah, annesi, yaralı erkek kardeşi ve dört kız kardeşiyle birlikte evdeyken tankların ilerleyerek etraflarını sardığını görmüş.
"İsrail askerleri evimizin duvarını havaya uçurduktan sonra bize rastgele ateş açtıklarında saat sabah 6.30 civarındaydı."
"Şamlah, "Askerler bana ve 2014 savaşından beri ayağından yaralı olan kardeşime vahşice saldırdı ve bizi feci şekilde dövdü" dedi.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el Belah'ta bulunan El-Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi gören Şamlah Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Onlara sivil olduğumuzu ve bunun bizim suçumuz olmadığını söylüyorduk ama nafile" dedi.
Askerlerin annesine ve kız kardeşlerine "müstehcen sözlerle" hakaret ettiklerini ve "başörtülerini çıkarmaya zorladıklarını" söyledi. Sinirlenen Şamlah kız kardeşlerine ve annesine askerleri dinlememelerini söylediğinde ise dayak yemiş.
"Sonra askerler annemi, kız kardeşlerimi ve yaralı erkek kardeşimi gözaltına alıp bilmediğim bir yöne götürdüler. Sonra beni aldılar, kelepçelediler ve üst katları aramak için merdivenlerde önlerinde yürümeye zorladılar."
Şamlah'ın anlattıklarına göre bundan sonra yaşananlar Cenevre Sözleşmelerinin 1. Protokolü uyarınca bir savaş suçuydu. Askerler beş üst kattaki dairelere girerken onu "canlı kalkan" olarak kullandılar. "Onlar için kapıları açıyordum ve onlar da yoğun bir şekilde ateş açıyorlardı.
"Son kata ulaştığımızda askerler botlarıyla yüzüme, karnıma ve gözlerime deli gibi vurdular" dedi. "Yaklaşık 15 asker vardı ve hepsi sırayla beni botlarıyla dövüyordu."
Şamlah bağırmış, onları kör olabileceği konusunda uyarmış ama askerler onu tekmelemeye ve üzerinde tepinmeye devam etmişler. Askerler Şamlah'ı Hamas tünelleri, 7 Ekim'de nerede olduğu ve o günkü saldırılara katılıp katılmadığı konusunda sorgulamışlar.
"Sivil olduğumu ve Hamas'tan ayrı olduğumu defalarca söyledim ama ikna olmadılar ve beni dövmeye devam ettiler."
Şamlah'ın hatırladığına göre askerlerden biri "ne zaman başımı kaldırsam tekmeliyordu. Bir diğeri bir bıçak kaptı ve ben çığlık atarken parmaklarımı kesmeye başladı.” dedi.
Bir süre işkence ve sorgulamadan sonra askerler Şamlah'a kıyafetlerini çıkarmasını, iç çamaşırlarıyla kalmasını ve güneye doğru gitmesini emrettiler. "Büyük zorluklarla yürüyordum, vücudum kan içindeydi ve yüzüm kanla kaplıydı. Soğuk beni iliklerime kadar üşütüyordu ve kontrolsüzce titriyordum.
"Kısa bir süre yürüdükten sonra yolda tanklar gördüm ve teslim olmak için ellerimi kaldırdım. Tanklardan biri namlusunu bana doğrulttu. Bir İsrail devriyesi beni durdurdu, bir süre sorguladı ve sonra serbest bıraktı."
Şamlah, sonunda bir İsrail kontrol noktasına ulaşana kadar yaklaşık iki buçuk saat boyunca yürümeye devam etti.
"Kontrol noktasında İsrail askerleri beni durdurdu ve kim olduğumu sordu. Yaralarım hakkında beni sorguladılar" diye anlatıyor Şamlah. "Yaralarımın ordu tarafından yapıldığını açıklamama rağmen, anlattıklarımdan şüphe duydular."
Askerler Şamlah'ı yaklaşık bir saat boyunca alıkoydular, soğukta yüzünden kanlar akarken ayakta durdu ve sonra geçmesine izin verdiler.
"Etrafımda ölü köpek cesetleri vardı ve üzerlerinde çok sayıda sinek toplanıyordu. Sinekler yüzüme ve yaralarıma konuyordu."
Shamlakh kontrol noktasını geçtikten kısa bir süre sonra yoldan geçen bazı kişilerle karşılaşmış ve bu kişiler ona yardım etmek için koşarak kıyafet vermişler, ardından da onu El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne götürmek için bir ambulans çağırmışlar.
"Yoldan geçenler buraya ulaşmama yardım etti." Dedi ve ekledi: "Bugüne kadar Gazze'nin doğusundaki aileme ulaşmaya çalıştım.
"Onlar hakkında, hayatta olup olmadıkları hakkında hiçbir şey bilmiyorum."
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera