Dunkirk'ün gerçek tarihi
Tüm zamanların ilk on savaş filmleri arasında gösterilen Dunkirk'te, savaşın gerçek kahramanları gözardı mı edildi?
Hindistanlı askerlerin yardımı olmasaydı, Japonlar Hindastan’ı ele geçirir ve İran’daki Almanlarla güçlerinin birleştirme imkanına sahip olurlardı ve bu bütün dünyanın Almanya-Japonya-İtalya ittifakının kontrolü altına girmesi anlamına gelebilirdi.
Winston Churchill tarafından “bir mucize” olarak nitelenen ve kod adı Dinamo Operasyonu (Dynamo Operation) olan Dunkirk’ün tahliyesi, 2. Dünya Savaşı sırasında Dunkirk limanında mahsur kalan İngiliz Keşif Kuvvetlerinin (BEF) ve diğer müttefik orduların askerlerinin, 26 Mayıs ve 4 Haziran 1940 tarihleri arasında Dunkirk limanından ve sahillerinden İngiltere adasına tahliyesi harekatıdır.
Dunkirk filminin tanıtım videosu:
Tahliye harekatının sık sık “Dunkirk Mucizesi” olarak adlandırılması, harekat ile kurtarılması beklenen asker sayısı 30.000 ile 45.000 arasında iken, 26 Mayıs ve 3 Haziran 1940 tarihleri arasında 300.000’den fazla askerin liman şehrinden tahliye edilmesidir.
Donanmaya ait yüzlerce deniz aracının yanı sıra yüzlerce sivil tekne de tahliye harekatına katılmıştır. 4 Haziran günü harekat sona erdiğinde yaklaşık 198.000 İngiliz ve 140.000 Fransız ve Belçikalı asker kurtarılmıştır.
Dunkirk nedir ve nerededir?
Dunkirk, Fransa’nın kuzeyinde yer alan, Kuzey Denizinin Belçika-Fransa sınırının yakınlarındaki kısımda Fransa sınırları içerisinde kalan küçük bir sahil yerleşim birimidir. 2. Dünya Savaşı sırasında bu küçük sahil kasabası, büyük bir askeri harekata şahitlik etmiştir.
İngiltere ve Fransa arasındaki İngiliz Kanalı’nın yalnızca 21 mil uzunluğunda olacak şekilde daraldığı Dover Boğazı güneybatı istikametinde kalır.
Avrupalı üç ana gücün kesiştiği noktada kurulu olan Dunkirk veya Fransızca ismiyle Dunkerque ve çevresi, denize olan yakınlığı sebebiyle yüzyıllar boyunca ticaret ve seyahat güzergahı olarak kullanılmıştır, doğal olarak da sayıları oldukça fazla olan savaşlara da tanıklık etmiştir.
Dunkirk Muharebesi
10 Mayıs 1940’da Almanlar Batı’ya karşı saldırısını başlattı. Yıldırım hızıyla Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’a girdi. İttifak kuvvetlerinin, aşırı derecede organize bir komuta
kademesine ve mobilize kabiliyete sahip olan, düşmana kıyasla çok daha üstün hava kuvvetini elinde bulunduran Alman savaş makinası Wermacht’a karşı yapabileceği fazla bir şey yoktu.
12 Mayıs’ta Almanlar, Fransız ordusunun yönetim kademesinin geçilemez diye tarif ettiği sınırdaki savunma pozisyonlarının olduğu Maginot Hattı’nın kuzeybatı ucunun etrafından dolaşarak, Fransa’ya girdiler. 15 Mayıs’ta Hollanda’nın teslim bayrağını çekmesinden 2 hafta sonra Belçika koşulsuz olarak teslim oldu.
Dunkirk’te Hindistan Askerlerinin Rolü
Dunkirk tahliyesi harekatında İngiliz Kraliyet Ordusu'nda görev yapan Hindistanlı askerler büyük bir rol oynamıştır.
Times of India’da yayınlanan bir yazıya göre bu askerlerin çoğunluğunu Punjabi Müslümanları ve birazını da Pathanlar oluşturmaktaydı. Fotoğraf Almanlar tarafından esir alınan ve bir kampta tutulan bir Hindistanlı birliğe aittir.
Bombay’dan Fransa’ya giden Hindistanlı askerler yanlarında, araçların girmesinin imkansız olduğu arazileri geçebilmek ve yanlarında İngilizler için getirdikleri çok büyük miktardaki malzemeyi taşımak için 2700 katır getirmişlerdi. Bu katırların ses telleri, anırıp Almanların dikkatini çekmemeleri için cerrahi olarak alınmıştı.
Hindistanlı askerlerin ve yanlarındaki katırların yapmış olduğu hizmetlere rağmen, İngilizler fazladan yük olarak gördükleri bu askerleri eve dönüş yolculuğuna dahil etmek istemediler ve onları Dunkirk’te bıraktılar.
Albay Ashdown gibi İngiliz ordusunun yönetim kademesindeki bazı subaylar üstlerinden gelen emirlere uymayarak Hindistanlı askerleri Dunkirk sahiline getirdiyse de, sonradan askeri mahkemeye hesap vermek zorunda kalmışlardır.
Birçok asker kendi canlarını kendileri kurtarmak zorunda kaldı. Astsubay Jemedar Maula Dad Khan tüm birliğini bombardımana maruz kalmaktan kurtarmış ve bu kahramanlığından dolayı şeref madalyasına layık görülmüştür.
Hindistanlı askerler Fransa’nın yanı sıra, Fars topraklarında, Irak’ta, Hong Kong’da, Yunanistan’da, İtalya’da ve Eritre’de savaşmıştır.
Hindistanlı askerlerin yardımı olmasaydı, Japonlar Hindistan’ı ele geçirir ve İran’daki Almanlarla güçlerini birleştirme imkanına sahip olurlardı bu da bütün dünyanın Almanya-Japonya-İtalya ittifakının kontrolü altına girmesi anlamına gelebilirdi.
2. Dünya Savaşı’nda 36 binin üzerinde Hindistanlı asker hayatını kaybetmiştir.
Kaynak: Mepa News