Enerji krizi: Almanya için parıltılı gecelerin sonu mu geldi?
Enerji konusunda büyük ölçüde Rusya’ya bağlı olan Almanya, Putin yönetiminin Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının ardından sert bir kışa hazırlanıyor.
Cem Dalaman | Amerika'nın Sesi
Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip ülke, 1 Eylül'den başlamak üzere hastaneler hariç kamu binalarının, en fazla 19 dereceye kadar ısıtılması ve koridorlarda ısıtmanın tamamen kapatılması, perakende mağazalarında, ısı kaybını önlemek için kapıların açık tutulmaması, ayrıca bina ve anıtların akşam 22:00’den sonra ışıklandırılmaması ve reklam tabelalarının ışıklarının söndürülmesi gibi tasarruf önlemleriyle enerji tedarikini biraz olsun güvence altına almayı hedefliyor.
Hükümetin amacı, kış aylarında sanayi çarklarının dönebilmesi ve evlerin sıcak kalabilmesi için söz konusu önlemlerle gaz kullanımının yaklaşık yüzde 2 oranında azaltması. Bu arada Alman Kentler ve Şehir Belediyeleri Birliği, enerji krizinin alınan önlemlere rağmen kış aylarında günlük yaşamı tehdit eden bir boyut alabileceği yönünde yaptığı bir açıklamayla endişelerin daha da artmasına neden oldu. Birlik, şebekelere aşırı yüklenme sonucunda yaygın elektrik kesintilerinin, gerçekçi bir senaryo olduğunu öne sürerken vatandaşların evlerinde birkaç gün yetecek su ve yiyecek bulundurmalarını da tavsiye etti.
Nükleer santraller yedekte bekletilecek
Çok sayıda enerji uzmanı ve ekonomist, şimdiye dek alınan önlemlerin büyük bölümünü kısa vadeli çözümler olarak tanımlıyor. Diğer yandan orta ve uzun vadeli çözüm arayışları da sürüyor.
Nitekim Ekonomi Bakanı Robert Habeck, nükleer santrallerin kapatılması politikasının askıya alınması anlamına gelen bir açıklama yaparak "ülkede faaliyette olan üç nükleer santraldan ikisinin her ihtimale karşı 2023 Nisan ortasına kadar kullanabilir durumda kalacağını" duyurdu. Bundan önceki Angela Merkel hükümeti, 2011 yılında Japonya’daki Fukuşima nükleer felaketinin ardından atom enerjisini tamamen bırakma yönünde karar almış, ülkedeki 6 santraldan 3’ü kapatılmıştı, diğer 3’nün ise 31 Aralık 2022’de kapatılması kararı verilmişti. Şu anda görev başındaki Olaf Scholz hükümetinin koalisyon sözleşmesinde, "nükleer santrallarda üretim süresinin uzatılması kesinlikle söz konusu olmayacaktır" satırları yer aldı.
Hükümet, Rusya'dan gelen doğalgaz arzının kesilmesine tepki olarak, kömür veya petrolle çalışan elektrik santrallerinin de yeniden etkinleştirilmesine izin vermişti.
Almanya’da halihazırda enerji tüketiminin yüzde 31,7’si rüzgâr enerjisinden, yüzde 15,1’i güneş enerjisinden, yüzde 27’si maden tüketimli termik santrallerden, yüzde 13’i doğalgaz ve yüzde 8’i de nükleer enerjiden sağlanıyor. 24 Şubat’ta başlayan savaş öncesi Almanya, doğal gaz ihtiyacının yüzde 55’ini Rusya’dan alıyordu. Bu oran yüzde 35’e düşmüş durumda.
Çift haneli enflasyon beklentisi
Öte yandan Alman ekonomisinde bir resesyon olasılığının giderek arttığı ve ve enflasyonun önümüzdeki aylarda, yüzde 10'a ulaşabileceği tahmin ediliyor. Son olarak Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, fiyatlarda artışın hızlanacağını ve enflasyonun yüzde 10'nun üzerinde zirveye ulaşabileceğini söyledi.
Enflasyon dalgasının sonunun görünmediğini ifade eden Nagel, "yıllık enflasyonun aralıkta yüzde 10'nun üzerinde zirveye çıkabileceğine" işaret etti, 2023'te ise yıllık enflasyonun bir miktar zayıflayabileceğini ve muhtemelen yüzde 6'nın üzerinde yüksek bir seviyede olacağını vurguladı. Almanya'da temmuzda yüzde 7,5 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişle Ağustos ayında yeniden yüzde 7,9'a çıkarak, 1974'ten bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşmıştı.