Erdoğan: CHP ile HDP arasında kesinlikle bir pazarlık yapıldı
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP arasında kapalı kapılar ardında pazarlık yapıldığı iddiasıyla ilgili konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP arasında kapalı kapılar ardında pazarlık yapıldığı iddiasıyla ilgili, “Kesinlikle orada bir pazarlık yapıldı ve bunu kendi partilisi dahi bilmiyor. Hadi açıklayın. Niye açıklamıyorsunuz? Açıklayamadılar. Açıklayamazlar. Çünkü açıkladıkları anda taşlar yere dökülecek. Teröristlere umut verenlere ben inanıyorum ki benim milletim de iktidarı vermeyecektir" dedi.
Erdoğan, dün gece Kanal D ve CNN Türk ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Seçim beyannamesinin en büyük bölümünü afetlerle mücadelenin kapsadığı belirtilerek "İstanbul dahil olmak üzere tüm Türkiye'nin güvenli hale getirilmesi için nasıl bir yol haritanız olacak?" sorusu üzerine Erdoğan, asrın felaketinin yaşandığı 6 Şubat'ın afetler konusunda bir milat olduğunu söyledi.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyen Erdoğan, kararlı adımlar atılmasının şart olduğunu kaydetti.
Erdoğan öncelikle deprem bölgesindeki vatandaşların sağlam konutlara yerleştirilmesi gerektiğini belirtti.
“Bugün itibarıyla 100 bine ulaştı”
Depremin ardından yapım sürecine başladıkları konut ve köy evi sayısının bugün itibarıyla 100 bine ulaştığını aktaran Erdoğan, toplamda 600 bin konut ve köy evi inşa edeceklerini, bunların 319 bininin 1 yıl içinde tamamlanıp vatandaşlara teslim edileceğini söyledi. Erdoğan köy evlerinin bir kısmını da bayrama kadar tamamlayıp teslim etme durumuna geleceklerini bildirdi.
İstanbul'un ayrı bir önem taşıdığını dile getiren Erdoğan, "İstanbul'un 39 ilçesinde tüm risk unsurlarını ele alacak şekilde bir harita çıkardık. Bugün İstanbul'da yaklaşık 1,2 milyon bina ve 5,9 milyon konut bulunuyor. Gördük ki İstanbul'da toplam 220 bin bina ve yaklaşık 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altında. Bunlardan 300 bininin acil dönüşmesi gerekiyor” diye konuştu.
“Bu işin affı olmaz"
İstanbul'da rezerv şehir kurulmasına ilişkin takvimlendirme olup olmadığı sorusuna karşılık Erdoğan şunları söyledi:
"Rezerv şehir derken herhalde siz Kanal İstanbul'un sağını solunu kastediyorsunuz. Şimdi Kanal İstanbul ile birlikte o rezerv şehirler meydana çıkacak. O rezerv şehirler meydana çıktığı anda yoğun şekilde oralarda konut inşaatları başlayacak. Bu kentsel dönüşümü kabul eden, örneğin Avcılar'da kabul eden vatandaşlarımıza biz o rezerv şehirlerden yer vereceğiz, onları oralara çekeceğiz.”
Erdoğan, imar affına ilişkin bir soruya ise “Bu işin affı olmaz” yanıtını verdi.
Rezerv şehirler konusunda "Yeni bir nüfus mu gelecek İstanbul'a?" sorusu üzerine de Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde İstanbul'a girişlerle ilgili vize önerisini dile getirdiğini hatırlattı. Buna tepki gösterenlerin dünyayı tanımadığını söyleyen Erdoğan, bunun Londra'da uygulandığını, şehre belli şartlarda girildiğini anlattı.
“İstanbul'a asla yeni bir nüfus gelmeyecek”
"Rezerv şehirler kuracağız." sözünden "İstanbul'a asla yeni bir nüfus gelmeyeceğinin mi anlaşılması gerektiğinin" sorulması üzerine Erdoğan, "Asla gelmeyecek." ifadesini kullandı ve şöyle konuştu:
"Rezerv şehir şudur, mevcudu bir yerden bir yere naklederek o mevcudun da zemin tahlillerini yapıp oralara müdahale... Şimdi biliyorsunuz, Avcılar aslında sağlam bir zemin değildir. Tehdit eden bir zemindir. Yani Avcılar'dan al Beylikdüzü vesaire o tarafa doğru oralar hep sıkıntılı yerlerdir. Zaten denize yakın bölgeler her zaman için çok çok sıkıntılı bölgeler."
Avcılar taşınacak
"Oradaki nüfusu rezerv bölgeye taşıdığınızda Avcılar'a yeni bir nüfus gelmeyecek” denilmesine karşılık Erdoğan, "Hayır. Gelebilir, şöyle gelebilir, yani siz orada hakikaten bütün zemin etütlerini vesaire yapmak suretiyle sağlam bir zemin Avcılar'da varsa -ki vardır- o sağlam zeminde bir yapılanmaya gider ve orada kentsel dönüşümü yaparsınız” açıklamasında bulundu.
"O zaman seyreltilecek oradaki nüfus." sözlerine karşılık Erdoğan, "O kadar. Seyreltme zaten şart. Onu yaparsak kentimizi sağlama alırız” dedi.
“CHP zihniyetinin yaptığı uygulamayı asla yapamayız"
Yeni dönemde cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların sayısında bir değişiklik olup olmayacağı ile milletvekili adayı gösterilen bakanların seçimden sonra yeniden kabinede yer alıp almayacağı sorusunu yanıtlayan Erdoğan, "Sistem böyle bir şeye gerek duyulursa zaten adım atmaya müsait. Ama biz kalkıp da şu anda CHP zihniyetinin yaptığı uygulamayı asla yapamayız. O bizim temel ilkelerimizle de ters." dedi.
"Hangi uygulama?" sorusuna Erdoğan, altılı masadaki genel başkanların her birine cumhurbaşkanı yardımcılığı verileceğine ilişkin sözleri hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, altılı masanın, bir taraftan "israf" derken, öbür taraftan israf için yeni yollar aradıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü ulufe dağıtırsan sana sadık olur havasındalar. Ama bizim böyle bir derdimiz yok. Bu ülkeye bir daha o karanlık koalisyon dönemlerinin kirli bakanlık pazarlıklarını, meşhur Güneş Motel sendromlarını yaşatmak istemiyoruz. Bunlar şimdi ne yaptılar? Güneş Motel yerine ya partilerin merkezlerini aldılar veya Ahlatlıbel'de şurada, burada filan yeni yeni yerler ihdas ettiler, oralarda bu pazarlıkları yaptılar. Ama biz böyle şeylerin içerisine ülkemizi sokmadık sokmayacağız. 'İsraf' diyorlar. Asla, bizim kitabımızda israf yok. Tam anlamıyla finansın en ideal şekilde yönetilmesinin örneklerini biz verdik. Eğer bunun başarılı şekilde örneklerini veremeseydik şu deprem felaketinin altından kalkamazdık. Eğer biz bugün deprem felaketinin altından rahatlıkla kalkabiliyorsak, finans yönetimini başarıyla yürüttüğümüz içindir. Şu anda biz finans yönetiminde başarılı bir ülkeyiz."
“Genel af meselesi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel affa ilişkin, "Bunların hepsi oy saikiyle yapılan şeylerdir. Yani 'Biz gelirsek işte bunları serbest bırakacağız, onun için oylar bize.' Bunu karşımızdaki şahıs kaç kere Meclis kürsüsünden haykırdı, söyledi. Ama biz hukuk devletinin içerisinde bunu oya tahvil etmek için bu tür vaatlerde bulunamayız. Bu hukuk devletinin ahlaki anlayışına uygun değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togg'un fabrikasının olmadığı iddiasına ilişkin soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile fabrikayı gezme teklifinde bulunduğunu, fakat Kılıçdaroğlu'nun fabrikaya gelmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun, Togg Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile gezerse bu teklifi kabul edebileceğini söylediğini aktaran Erdoğan, bu beyanın özel bir nedeni olup olmadığının sorulması üzerine, "Teknoloji Bakanı Varank benim adım orada olacak. Bu tabii onu rahatsız ediyor. Fabrikanın yerini bilmiyor. Üretime inanmıyor. Kime satacaksınız? Nasıl satacaksınız? Millet sırada, şu anda herkes sırada” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kemal Bey'e de bir tane Togg hediye etmeyi düşündünüz mü?" sorusu üzerine, ödemesini yaparsa Kılıçdaroğlu'nun da bu araçtan alabileceğini söyledi.
“Sizce bu seçim kritik bir seçim mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizce bu seçim kritik bir seçim mi? Bu seçimi diğerlerinden ayıran ve kritik yapan fark nedir?" sorusu üzerine, parti olarak 21 yılda girdikleri 15 seçimin hepsini kritik ve önemli gördüklerini söyledi.
"Şimdi 14 Mayıs seçimleri, bizim Türkiye Yüzyılı vizyonumuza ulaşmamız için hayati önemde. Bizim şu anda rakiplerimizden kaynaklanan bir şey yok, yani önemi oradan gelmiyor, önemi Türkiye Yüzyılı'ndan geliyor" diyen Erdoğan, seçimin kritik olmasının nedenlerinden birinin, milli güvenlik olup olmadığının sorulması üzerine, "Milli güvenlik noktasında dediklerinize katılıyorum. Çünkü ne diyorlar, terörist başını bırakacaklarmış, Selo'yu bırakacaklarmış. Bu ülke bir hukuk devleti. FETÖ'nün içerideki uzantılarını bırakacaklarmış, KHK'dan suçları olanlar bırakılacakmış. Bu hukuk devletinin hukukiliği nerede? Bunu nasıl diyebilirsin?" değerlendirmesinde bulundu.
"Siz genel af düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığını genel af üzerine bina etmediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Ama bay bay Kemal buralardan ne elde ederim bunun gayreti içerisinde. Ülkeyi terör örgütlerine teslim etmeye gayret ediyorlar. Diyarbakır'da 51 yavrumuzun ölümüne neden olan Selo değil mi? Şimdi bu 51 yavrumuz, bunlar Kürt kardeşlerimiz, evlatlarımız değil miydi? Zaten Selo'nun kendisi aslında Kürt değil, Zaza'dır. Ama ne yapıyor, Kürt evlatlarımızın da ölümü üzerinden kendisine bir rant devşirmeye çalışıyor. Sokağa döktü ve 51 Kürt yavrumuz öldürüldü. Hatta araçla üzerinden çiğneyerek geçtiler. Bütün bu gerçekler ortadayken maalesef şu anda bakıyorsunuz bay bay Kemal de Meral Hanım da diğerleri de bunları dışarı çıkarmak için bu tür vaatlerde bulunuyorlar. Aynı şekilde FETÖ ile ilgili vaatleri de var. Nitekim şu anda listelerine de zaten bu tür isimleri de koydular, koyuyorlar."
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi restorasyona açık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin gerektiğinde dönüşüme, değişime, restore etmeye açık olduğunu belirterek, "Aksayan ya da eksik kalan yerlerini hızla tamamlamak da bizim görevimiz” dedi.
Sistemdeki revizyonun, "yasamanın güçlendirilmesi, belirli sayıda vatandaşın kanun teklifi verebilmesi ve Anayasa Mahkemesine iptal için başvuruda bulunabilmesi, partilerin kapatılmasının Meclis iznine bağlanması" gibi konuları içerip içermediğine yönelik soru üzerine Erdoğan, "Bunların hiçbirisi aslında bizim hükümet sistemimizle ilgili değil. Aslında bunlar bizim demokratik reform önerilerimiz ve bu demokratik reform önerilerimizi aynı zamanda da biz toplumun, sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşerek, bu alanda söz sahibi olan bütün akademisyenlerimizle de görüşerek bu adımları atma fırsatını bulacağız. Bunun için de geniş alanımız var" diye konuştu.
“Masadaki yedinci ortak olduğunu ilan etti”
Erdoğan, "Terör örgütleri FETÖ ve PKK'nın bu seçime ilişkin sürekli açıklamalar yapması ve sizin karşınızdaki adaya destek çağrılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Eskiden beri HDP'yi terör örgütünün parlamentodaki uzantısı olarak gördüğümüzü ve 'HDP eşittir PKK' demek olduğunu söyledik, söylüyoruz. Tabii şu anda terör örgütüne müzahir parti cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak masadaki yedinci ortak olduğunu ilan etti. Dolayısıyla artık terör örgütü de o masanın ortağıdır. Masada söz sahibi olan bir örgüt elbette oranın geleceğiyle ilgili açıklama yapacaktır, argo bir tabir olacak ama racon kesecektir. Terör örgütleri bu açıklamaları yaparken acaba CHP ne yapıyor? Kandil'den terör örgütüne destek gelirken, terör örgütünün parlamentodaki uzantısına destek gelirken acaba CHP yöneticilerinden birinin de çıkıp adıyla sanıyla ifade ederek PKK'yı, YPG'yi, HDP'yi eleştirdiğini gördünüz mü? Hayır. CHP'den bir ses çıktı mı? Hayır. Masanın etrafındakilerden bir ses çıktı mı? Hayır. Halka kendilerini kabul ettiremeyince terör örgütlerinden medet umar hale geldiler.”
“Öcalan'a özgürlük söz konusu olabilir mi?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öcalan'a özgürlük söz konusu olabilir mi?" sorusu üzerine, "Bunu AK Parti olarak bize soruyorsanız böyle bir şey olamaz. Ama şu anda ana muhalefete sorarsanız ana muhalefet olabileceğini zaten açıkladı. Hem terörist başı ile ilgili açıkladılar hem de Selo'yla ilgili açıkladılar. Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Yani bunca insanı öldüreceksin, bunca insanın kanına gireceksin, ondan sonra da kalkıp buna özgürlük diyeceksin, böyle bir şey olabilir mi?" diye konuştu. Erdoğan, şunları söyledi:
“Sırrı Sakık, Sayın Kılıçdaroğlu'na bir çağrı yaptı”
"HDP'ye ve dolayısıyla PKK'ya neler vaat ettikleri tek tek ortaya dökülüyor. Niçin gidip parlamentoda görüştüler de parti merkezlerine gidemediler. Çünkü partiye gittikleri zaman bir açıklama yapmaları lazım. Bu açıklamayı yapmadıkları gibi parlamentoda bu işi kapalı kapılar arkasında ne söylediler? Mesela içlerinden üst düzeyde bir yönetici yok ama bir kadın çıktı garip garip şeyler söyledi. Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracaklarmış, bunun yerine işte inanç, bilmem ne... Şimdi bunu özel görüşmelerinde orada bunları görüşmüşler. Kadın bu açıklamayı yapıyor. CHP olarak bununla ilgili; 'Hayır bizim böyle bir düşüncemiz yok. Biz Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıramayız.' demedi. Bütün bunlarla 'Din ve ahlak dersleriyle alakalı olumsuz bir yaklaşımları var' diyemedi. PKK, HDP ne derse onu yapmaya amade bir bay bay Kemal var şu anda. Onun için terör örgütünün dağ kadrosundan bile yedili masaya, bay bay Kemal'e destek açıklamaları yapıldı. Bu ifadelerini okuttuğunuz kişi geçmişte CHP'ye alenen söven, hakaret eden kişidir. İşte bay bay Kemal böyle biri. O sadece partisindeki tecavüzcüleri, tacizcileri korumayı bilir. PKK'ya, FETÖ'ye, terör örgütlerine umut verin, başka çaresi yok.”
Erdoğan, "HDP'li Sırrı Sakık, Sayın Kılıçdaroğlu'na bir çağrı yaptı. 'Kapalı kapılar ardında verilen sözlerin kamuoyuna deklare edilmesi gerekir' dedi. Bu söze henüz bir cevap gelmedi. Siz kapalı kapılar ardında bir pazarlık yapıldığını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, "Kesinlikle orada bir pazarlık yapıldı ve bunu kendi partilisi dahi bilmiyor. Hadi açıklayın. Niye açıklamıyorsunuz? Açıklayamadılar. Açıklayamazlar. Çünkü açıkladıkları anda taşlar yere dökülecek. Teröristlere umut verenlere ben inanıyorum ki benim milletim de iktidarı vermeyecektir" dedi.