"Erken seçim kararı nasıl alındı?"
Abdulkadir Selvi, bugünkü köşe yazısında erken seçim kararını kaleme aldı.
Erken seçim kararının alınmasında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün 3 hafta önce Bahçeli’yi ziyaretinin önemli kilometre taşlarından biri olduğunu ifade etmek isterim.
Bahçeli’nin, erken seçim kararını açıkladığı konuşmasında, ”Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinde fitne üreten, dedikodu imal eden, kriz ve kaosa gel gel yapan yerli ve yabancı mihrakların son dönemlerde faaliyetlerine hız verdikleri bellidir” demişti. Ancak o cümlenin devamında bir kelime vardı. Bahçeli sözlerini, ”Belgelidir” diye tamamlıyordu. O cümleye bir soru işareti koymakla yetineceğim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin zamanında yapılmasına taraftardı. Erken seçim konusu gündeme getirildiğinde, ”Seçim meçim yok” diye kestirip atıyordu. Hatta öyle ki, Bahçeli’nin açıklamasından sonra AK Parti grubundaki konuşmasının iki yerinde 2019 tarihine vurgu yapmıştı. Bahçeli de 3 Nisan’daki MHP grubunda seçimlerin zamanında yapılacağını ilan etmişti. Bu konuda bir özeleştiri yapmak gerekirse ben de bu açıklamalara dayanarak erken seçim yok diye yazmıştım. Peki ne oldu da erken seçim kararı alındı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP ile ittifakın zarar görmemesini tercih etti. Çünkü Bahçeli’ye göre ittifaka zarar vermeye yönelik tertipler başlamıştı. Hatırlarsanız Bahçeli, DSP ve ANAP’la koalisyon hükümetini de MHP’ye yönelik bazı tertiplerin yapıldığı kuşkusu üzerine bozmuş ve 3 Kasım 2002’de seçimlere gidilmesi kararını almıştı.
Erken seçim kararını Bahçeli açıkladı, tarihi ise Erdoğan belirledi. Bahçeli’nin açıklamasından sonra Erdoğan’ın kurmaylarıyla yaptığı değerlendirmede, “Ülkeyi uzun süre seçim ortamında tutmak doğru olmaz. Bir an önce belirsizliği ortadan kaldırıp, seçimlere gitmemiz lazım” dediği belirtiliyor. Erdoğan ile Bahçeli’nin yarım saat içinde ülkeyi erken seçimlere götürmelerinde bir numaraya ‘cumhur ittifakının korunmasını’ yerleştiriyorum.
Erken seçim kararının alınmasıyla yeni bir durum oluştu. Muhalefetin hazırlıksız yakalandığı seçimlerin tarihine değil, sonuçlarına odaklanmak gerekiyor.