Esareti sırasında İslamiyet'i seçti: İngiliz rehineden El Kaide'ye 'mücahit' övgüsü

Mali’de El Kaide tarafından 6 yıl boyunca esir tutulan Güney Afrika ve İngiltere vatandaşı Stephen McGown, Perşembe gübü yaptığı açıklamalarda, kendisine esareti süresince iyi davranıldığını ancak annesi vefat etmeden önce serbest bırakılmadığı için üzgün olduğunu belirtti. 

Serbest bırakılmasından 10 gün gibi kısa bir aradan sonra basına açıklamalar yapan McGown, Sahra Çölü'nde Müslüman olduğunu ve esaret süreci sonrasında hayata dair iyimser olmaya kararlı olduğunu söyledi.

42 yaşında olan McGown, muhabirlere yaklaşık bir saat süren açıklamalarda bulunurken eşi de yanındaydı. Fidye olarak herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyleyen McGown, bazı geceler diğer iki rehine ile beraber nasıl kelepçelendiğini ve zincirle bağlanıldığını anlattı.

Esaret altındaki Johan Gustafsson (sağdaki) ve Stephen Malcolm McGown

"Müslümanlar esirlere yediklerinden yedirir"

Konuşması sırasında McGown'un ısrarla kendisini esir edenler için "mücahidler" ifadesini kullanması ve haklarında olumlu yorumlarda bulunması dikkat çekti.

McGown, El Kaide üyelerinin yedikleri yemekleri, içtikleri içecekleri esir olmalarına rağmen kendileriyle paylaştıklarını anlattı. Bu davranışın Müslümanların kutsal kitabı Kur'an'da emredilen bir davranış olduğunu belirten McGown, "Müslümanlar esirlerine yediklerinden yedirir, giydiklerinden giydirir" dedi

"Onları kandırdım"

McGown'la birlikte esir edilen İsveçli Johan Gustaffson ise, kendisinin de Müslüman olduğunu söyleyerek "onları kandırdığını" söylüyor.

Gustaffson, "Buna inanabileceklerini hiç düşünmedim, ama Müslüman olduğumu söyleyince, bana kendilerinden biri gibi davrandılar" dedi.

Esareti hakkında ailesiyle birlikte bir açıklama yapan McGown, İslamiyet, Kur'an, Şeriat ve Hz. Muhammed'in sünnetlerine övgüde bulundu.

"Eve daha iyi bir insan olarak dönmek istiyorum"

McGown esaret süreci hakkında ise,“Kötü bir durumun iyi taraflarını görmek için elimden geleni yaptım” dedi.

“Yaşadıklarımdan sonra öfke dolu bir insana dönüşmek ve aileme daha da fazla yük olmak istemedim” diye devam etti.

“İnsan bazen mutsuz olur ve önüne gelene sataşır, ben bu şekilde kötü bir halde yaşamak istemedim. Eve öncekinden daha iyi bir insan olarak dönmek istiyorum.” Mayıs ayında vefat eden annesinin mezarını ziyaret eden McGown annesi hakkında “muhteşem bir kadındı, katlanmak zorunda kaldığı zorlukları tahmin edebiliyorum.”

Esareti esnasında, soğuk çöl gecelerini atlatabilmek için kendisine çalı ve otlardan basit bir kulübe yaptığını, çoğu zaman sadece bir battaniyesi olduğunu aktaran McGown, 2011 yılında kaçırılmasının ardından, esaretinin ilk üç ayında hayatından endişe duyduğu 3 an olduğunu ekledi. 

Stephen Malcolm McGown

McGown Mali’nin kuzeyinde tarihi eskilere dayanan ticaret şehri Timbuktu’da İsveçli Johan Gustafsson ve Danimarkalı Sjaak Rijke ile birlikte bir otelden kaçırılmış, daha sonra Rijke ve Gustafsson kısa süre içerisinde serbest bırakılmıştı. 

Güney Afrika hükümeti tarafından yapılan açıklamada 29 Temmuz günü nihayete erdirilen McGown’ın serbest bırakılması sürecinde herhangi bir fidye ödenmediği belirtildi ancak bazı kaynaklara göre El-Kaide’ye 4.2 milyon dolar tutarında bir ödeme yapıldı.

"İslam'a girmem için baskı yapılmadı"

Şimdilerde uzun bir sakalı olan eski rehine McGown;“Çölden önce ben bir Hristiyandım, İslam’a girmem için herhangi bir baskı yapılmadı bunu kendi isteğimle yaptım” diye konuştu.

“İslam dininde çok fazla sayıda iyi şey görüyorum. Müslümanlık çok iyi ve taviz vermeyen bir karakter gerektirir.” diye devam etti.

Bay McGown, dünyada son 6 yıldır olup bitenler hakkında hiçbir malumatının olmadığını zira esareti süresince iletişim aracı olarak çok kısa süreliğine kendilerine bir radyo tahsis edildiğini ayrıca İngilizce yazılmış herhangi bir kitabın da olmadığını söyledi.

Kaynak: Mepa News