Fas ve İsrail arasında 'Batı Sahra' çıkmazı
Fas ile İsrail arasındaki ilişkiler İsrail'in şu ana kadar Batı Sahra'yı Fas'ın bir parçası olarak tanımaması sebebiyle çıkmazda.
Kuzey Afrika ülkesi Fas ile İsrail arasında 'Batı Sahra' sorunu çözülemiyor.
Axios'un konu hakkında bilgi sahibi 4 eski İsrail ve 4 mevcut İsrail yetkilisine dayandırdığı habere göre, Fas, İsrail'in Tel Aviv'de büyükelçilik açma yönünde tekliflerine karşı İsrail'in Fas'ın Batı Sahra'daki egemenliğini tanıması kartını masaya sürüyor.
İsrail ve Fas, Filistin meselesinde yaşadıkları gerilimlerin ardından yıllar sonra bir normalleşme ivmesi yakalasa da ilişkilerini büyükelçilik düzeyine çıkaramadı.
Her iki ülkenin de mevcut süreçte başkentlerde irtibat ofisleri bulunuyor. İsrailli kaynaklara göre, İsrail'in irtibat ofislerini büyükelçilik düzeyine taşıma yönünde yaptığı her teklifte Fas, İsrail'in Batı Sahra'yı kendisinin bir parçası olarak tanıması kartını oynadı.
Fas halkı İsrail ile normalleşmeyi protesto etti
İsrailli kaynaklara göre, İsrail hükümeti şu ana kadar Batı Sahra'yı Fas'ın bir parçası olarak tanıma konusuna yanaşmamaya karar verdi.
Fas'ın İsrail'ii Batı Sahra'yı kendisine ait bir bölge olarak tanıma meselesini oldukça önemsediği biliniyor. İsrail Dışişleri Bakanlığının, Fas'ın İsrail'in bunu kabul etmemesi halinde ülke içerisinde eleştirilere konu olma ihtimali sebebiyle Tel Aviv'de büyükelçilik açmamayı bir 'bahane' olarak kullandığına inandığı öne sürülüyor.
Daha önceki hükümetlerde İsrailli yetkililerin Fas'a yaptıkları ziyaretlerde, İsrail'in Fas'ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanıdığını belirtmişti.
"İsrail'in yeni hükümeti Batı Sahra meselesini çözebilir"
Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrailli yetkililerin söz konusu ifadelerine karşılık 'kaçamak' açıklamalar yaparak bu konudan "sıyrılmaya" çalışmıştı.
İsrailli kaynaklar, yeni İsrail hükümetinin Batı Sahra'yı Fas'ın bir parçası olarak tanıma noktasında sorun çıkarmayacağını düşünüyor, Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun gelecek aylarda Fas'ı ziyaret edebileceği düşünülüyor.
ABD, Fas-İsrail normalleşmesi için Batı Sahra'yı Fas'ın parçası olarak tanımıştı
İsrail'e karşı 2000 yılında başlayan İkinci İntifada sırasında Fas, Tel Aviv ile ilişkilerini kesmiş ancak hem ABD öncülüğündeki İbrahim Anlaşmaları hem de Washington yönetiminin Fas'ın Batı Sahra'daki egemenliğini tanıması sonrası İsrail ile yeniden diplomatik bağ kurmaya başlamıştı.
Batı Sahra'nın tarihi arka planı
266 bin kilometrekare yüzölçümüne ve 2021 itibariyle yaklaşık 570 bin nüfusa sahip Batı Sahra'nın halkının tamamına yakını Müslüman Berberilerden oluşuyor. Tarihte Fas Krallığı'na oldukça özerk bir yapıda bağlı olan bölgede İspanya Krallığı 18. yüzyıldan itibaren nüfuzunu kurmaya başladı. Batı Sahra'nın İspanyollarca sömürgeleştirilmesi ise 20. yüzyıl başında tamamlandı.
1956'da Fas, Fransa ve İspanya'dan bağımsızlığını kazanırken Batı Sahra İspanya'nın sömürgesi olmaya devam etti. Fakat Fas'ın bağımsızlığından cesaret alan Batı Sahralıların İspanya'dan bağımsızlık talepleri arttı.
1970'te Batı Sahra'da İspanya yönetimine karşı düşük seviyede silahlı direniş başladı. Bir taraftan da Batı Sahra halkı İspanya'ya karşı protestolar düzenliyordu. İspanyol güçleri protestolara ateş açarak katliamlar gerçekleştirdiler.
1973'ten itibaren İspanya ekonomik krize girerken Batı Sahra'da silahlı direniş faaliyetleri arttı. İspanya'da yönetimde bulunan General Franco, komşuları Portekiz'in Afrika'da Mozambik ve Angola'da giriştiği bağımsızlık hareketlerini bastırma savaşlarında çok yıprandığını görerek 1974'te Batı Sahra başta olmak üzere İspanya'nın Afrika'daki tüm sömürgelerinden çekileceğini açıkladı.
İspanya'nın bu kararından, 16. yüzyıldan bu yana İspanya'nın denetiminde olan Fas'ın Septe ve Melila şehirleri istisna edildi.
1975'te İspanya Batı Sahra'dan çekilirken Fas Krallığı Batı Sahra'nın kendilerine ait olduğunu öne sürdü. İspanya'nın çekilmesiyle eş zamanlı olarak Fas yönetimince organize edilen 350 bin sivil de Fas ordusuyla beraber Batı Sahra'ya girdi.
Fas'a karşı askeri mücadele vermek üzere bazı Batı Sahralıların kurduğu Polisario Cephesi, Cezayir ve Libya'nın desteğiyle 1976'da savaş başlattı. Fakat Fas yönetimiyle anlaşan Libya, 1984'te bu desteğine son verdi.
Dış destek arayışında başarısız olan ve en büyük destekçisi Cezayir'in iç sorunlarıyla uğraştığı bir dönemde 1991'de Polisario Cephesi Fas tarafından yenilgiye uğratıldı. Bu tarihten sonra Polisario Cephesi halk isyanları çıkarma yoluyla Batı Sahra'dan Fas'ı çıkarmayı denedi. Bu kapsamda biri 1999-2004 döneminde süren, bir diğeri 2005'te başlayıp biten iki "İntifada" denemesi yapıldı.
2020'de başlayan çatışmalar
Kasım 2020'de Polisario Cephesi'nin 1991 öncesi yöntemlere dönmesi Batı Sahra'da çatışmaları yeniden artırdı. Aynı ayda Gergerat sınır kapısında Fas Ordusu ve Polisario Cephesi ve halk arasında ciddi bir çatışma çıktı.
Kasım 2020'den bu yana artan çatışmalarda kaç kişinin hayatını kaybettiğine dair net bir bilgi bulunmasa da Batı Sahra'da bir senedir çatışma ve can kayıplarının önceki yıllara oranla hızla arttığı belirtiliyor. Fas ise Batı Sahra'da artan gerginlikten ilişkilerinin son derece gerildiği Cezayir'i sorumlu tutuyor.
Fas yönetimi çatışmalar gerekçesiyle Batı Sahra'nın merkezi Layun'da Kasım ayından bu yana sık sık çatışmalar gerekçesiyle gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan ediyor.
Batı Sahra halkı ise son bir yılda Fas güvenlik güçlerinin insan hakları ihlallerini artırdığını belirtiyor. İddialar arasında rastgele gözaltına alma, karakollarda işkence, çatışma bölgelerinde sivillerin güvenlik güçlerince infazı gibi suçlamalar bulunuyor.
Batı Sahralılar 1975'ten bu yana sürdürdükleri dünyanın ve Müslüman ülkelerin Batı Sahra sorununa sessiz kalmasına tepki göstermeye devam ediyor.
Kaynak: Mepa News