Felluce'de Kim, Ne için Savaşıyor?
Gazeteci Abdullah el Gadavi, Felluce harekâtını değerlendirdi. Gadavi, Şii militanların Felluce'de IŞİD’e değil Sünnilere karşı savaştığını savundu.
Gazeteci Abdullah El-Gadavi'ye göre Şii militanlar konuyu açıklığa kavuşturdu: Felluce saldırıları IŞID’e değil Sünnilere karşı…
Felluce savaşı karmaşık, belirli sembollere dayanan ve görünüş olarak bir kısım nedenlerden dolayı ortaya çıkmış olsa da satır araları okunduğu zaman ideolojik ve mezhepsel temellere sahip bir savaş olduğu görülüyor.
Merkezi Irak hükümeti bu savaşın en başından itibaren “Halk Seferberlik Güçleri” mensubu militanları etkisizleştirerek, Irak ordusunu öne sürme konusunda yetersiz kalmıştır. Olay bununla da sınırlı kalmamış, Irak yönetimi mezhepçiliği ile tanınan İran Devrim Muhafızları bünyesindeki Kudüs Tugayları lideri Kasım Süleymani’nin rehberliğinde Felluce’de 17 kişinin katledilmesi olayında olduğu gibi ülkenin dini temelde ayrışmasına neden olacak birçok durumda İran’dan yardım ve destek almıştır.
Seferberlik güçleri ve milisler, mezhep temelli gerilimi azaltmak bir yana Suudi Arabistan’ın terörizm suçundan dolayı idam ettiği Suudi asıllı Şii din adamı Nimr El Nimr’in resmini birçok sivilin ölümüne neden olan ölüm makinalarının üzerine yapıştırdılar. Yakın geçmişte Şam’da öldürülen Hizbullah lideri Mustafa Bedrettin’in resmi de Felluce saldırılarında kullanılan askeri araçların üzerine yerleştirildi.
[Felluce operasyonunda Haşdi Şaabi milisleri tarafından kullanılan askeri araçlara Şii din adamı el-Nimr'in fotoğrafları asıldı.]
Bölge, içerisinde bulunduğumuz dönemde politik bir geçiş süreci yaşamaktadır ve bizler de mezhepçilik zehrini içmekteyiz.
Mezhep temelli bir ayrıma girişildiği takdirde ise, maalesef, Sünnilerin IŞİD bünyesinde, Şiilerin ise Pakistan ve Afganistan’dan tutun da İran’a kadar çok farklı coğrafyalardan toplanarak bir araya geldikleri garip bir durum ile karşılaşmaktayız.
Elde edilen bilgiler, Felluce’de askeri propagandaların ve ablukanın uygulanmaya başlandığı tarihten önce IŞİD’ın mevcut olmadığını göstermekte.
Şii militanlar, sözde terörizme karşı kutsal savaşlarında gerçekleştirdikleri katliamlarını sergilemek için fırsat kolluyorlar. Böylesine yüksek bir hızla büyüyen aşırılık yanlısı, mezhepçi söylem ve katliamlar uluslararası ve bölgesel yaptırımlar olmadığı takdirde kontrolü ele alacak gibi görünüyor.
Asıl soru şu ki: Hadi El Amiri Haşdi Şaabi'nin (Halk Seferberlik Güçleri) lideri ise ve savaşı organize etmek için Kasım Süleymani ile toplantı yapıyorsa; Nuri El Maliki’nin mezhepçi orduyu desteklemesi ne anlam ifade eder?
Gazeteci Abdullah el-Gadavi'nin kaleme aldığı, Zaman al-Wasl'da yayınlanan bu makale Mepa News okurları için tercüme edilmiştir.