Fergali: Dezenformasyon olgusu devletleri yıkacak güçte
HTŞ yöneticilerinden Ebu'l Feth Fergali, doğrulanmamış haberler ve söylentilere karşı uyarıda bulundu.
Suriye'deki en geniş ve organize rejim muhalifi grup olan Tahriru'ş Şam Heyeti (HTŞ), "Şaiyaların Riskleri" adlı bir video çalışması yayınladı.
Videoda hareketin öne çıkan isimlerinden olan Ebu'l Feth Fergali'nin asparagas haberlerin Suriye devrimine verdiği zararlara yönelik değerlendirmesi yer aldı.
Fergali, propaganda ve doğrulanmamış haberlerin devletlerin yıkılmasına sebep olabilecek tehlikeli bir olgu olduğuna dikkat çekti. İslam dininin yalan haber ve söylentilere karşı Müslümanları uyardığının altını çizen Fergali, dezenformasyon silahının günümüz devletlerince profesyonel olarak kullanıldığını söyledi.
HTŞ'ye bağlı Emced Medya tarafından servis edilen video Sami ASAF tarafından Mepa News okurları için tercüme edildi:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Allah’ın yarattığı en şerefli varlık olan efendimiz Muhammed’in üzerine olsun.
Gayet tehlikeli bir olgu vardır ki en büyük orduları bozar bilakis birçok devletin hezimete uğramasına sebep olur. Devletlerin yıkılmasına bile sebep olabilen bu olgu ile ilgili Allah azze ve celle kerim olan kitabının birçok yerinde uyarılarda bulunmuştur. Ve peygamberimiz Muhammed (sav) yine birçok defa bu konuda uyarılarda bulundu. Allah kerim olan kitabında şöyle buyuruyor: "Hem onlara emniyet veya korkuya dâir bir haber geldiğinde onu yayıverirler. Ama onu, peygambere ve içlerinden ülü’l-emre (emir sâhibi idârecilerine) arz etselerdi, onlardan bunu (o işin gerçek mâhiyetini, dirâyetleriyle ortaya) çıkarabilecek olanlar, elbette onu(n tedbîrini) bilirlerdi. (Nisa, 83)"
Propaganda (yalan haber, yaygara, söylenti, asparagas, doğrulanmamış haber) olgusu. Bu olgunun tehlikesi ve önemi sebebiyle bazı devletler ana kurumları içerisinde enformasyon ve propaganda bölümleri kısımları açıyorlar. Bu yapılanmaların ana görevi ise düşman içerisinde düşmanın yenilmesini sağlayacak söylenti ve yalan haberleri yaymak yine aynı şekilde düşman ülke ve ordusu tarafından yapılan propagandayı etkisiz hale getirmek.
1400 senedir Allah azze ve celle bizi bu ayet (Nisa-83) ile uyarıyor ve yine şu ayet ile de uyardı: "Ey iman edenler; eğer bir fasık size bir haberle gelirse, onu iyice araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da sonradan ettiğinize pişman olursunuz.(Hucurat, 27)" Allah bizlere, herhangi bir fasıktan herhangi bir haber gelmesi durumunda cahillik ile bir kavme sataşmamamız için haberin araştırılması ve doğrulanmasını emrediyor.
Peygamberimiz Muhammed (sav) de bizleri söylenti ve yaygaralara karşı uyardı. Peygamber (sav) buyurdu: ‘Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!’ Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. ‘Kişiye, yalan olarak, her duyduğunu anlatması yeter!’ Çünkü her duyduğunu anlatan kişi kesin olarak yalan içine düşmüştür. Çünkü biz çoğunlukla yalan şeyler duyuyoruz. O halde her kim her duyduğunu anlatırsa kesin olarak yalan içine düşmüş olur. Yine peygamberimiz Muhammed(sav), Ebu Davud’un rivayet ettiği ve el-Bani’nin sahih dediği(doğruladığı) bir hadiste şöyle buyurdu: ‘Kişiye, günah olarak, her duyduğunu anlatması yeter!’ Evet her duyduğunu anlatman büyük bir günahtır. Yine peygamber(sav) bizleri şöyle uyardı: ‘Muhakkak ki Allah sizler için ‘denildi ve dedi’ kelimelerini kerih gördü.’ Denildi ve dedi sözcükleri propagandanın temelidir. Adam bir laf duyar, sonra şehvet ve şeytan adama duyduğunu anlatması için hatırlatmak süretiyle onu yönlendirir ve sonuç olarak bu adam bildiği veya bilmediği yönlerden Müslümanların birliğini bozmuş olur. Bu babta peygamberimiz (sav) bu türlü amellerin önünü tamamen kapatmıştır. O zamanlar bunu deneyenler oldu. Hatta doğrulanmamış haberler getirenler "fulan böyle dedi, bana bu haber ulaştı, işte konu böyle" gibi lafızlar yerine, yalan haberin zayıflaması ve izole olması için "iddia ediyorlar" lafzı ile konuşuyorlardı. Bununla beraber yine yalana hizmet edilmiş olur. Peygamber (sav) buyurdu: ‘İddia eden adamın durumu ne kötüdür.’ Bu hadis insanların, söylenti ve yalanları iddia olarak dahi olsa yaymaması için varit olmuştur.
Son olarak propaganda ve yalanları takip eden ve Müslümanlardan veya Müslümanlara kolayca yalan haber taşıyan herkesi, yasaklanmış iki şeyden birine düşmüş veya iki kişiden biri olmak konusunda uyarıyorum. Birincisi Allah azze ve cellenin kerim kitabındaki kavline layık olmak: Andolsun ki münafıklar, kalblerinde hastalık bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, buna son vermezlerse; muhakkak seni onlarla mücadeleye çağırırız da sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar. Lanetlenmişlerdir. Nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve hemen öldürülürler.(Ahzab, 60-61) Propaganda ve yalanları yayan kişiler ‘şehirde bozguncu haberler yayanlar’ olmaktan sakınsınlar. Düşmanın sayısını olduğundan fazla gösteren veya Müslümanların kayıplarını olduğundan fazla olarak gösteren kişiler ayette bahsi geçen lanete düçar olurlar. ‘La'netlenmişlerdir. Nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve hemen öldürülürler.’(Ahzab, 61) İkinci uyarı şudur ki kişi, sebep olmasından dolayı kastetmemiş olsa bile Müslümanların hezimete uğramasından ve Müslümanların bölünmesinden dolayı günah altına girer. Allah Resulu(sav) şöyle buyurdu: ‘Hiçbir zülmen öldürülen nefis yoktur ki onda Adem'in ilk oğlunun payı olmasın. Çünkü o katlin ilk dayanağıdır.’ Allah Resülü (sav) buyuruyor: ‘Her kim kötü bir adet(iş) ortaya koyarsa ona hem kendi günahı hemde onun ile amel edenin günahı vardır. Bu onların günahından herhangi bir şey de eksiltmez.’ Birileri bu adeti başkasının gelenek edinmesi kastı ile hareket etmemiş olsa bile bu kötü adetin günahını ve bu adet ile amel edenlerin de günahlarını yüklenir. Her kim yalan ve söylenti yayıyorsa yaydığı söylentilerin bütün sonuçlarından sorumludur. Kıyamet günü geldiğinde ise onun omuzları üstünde Müslümanların yenilgisinin, Müslümanların iç savaşlarda ölmesinin günahı vardır. Kişi kendini bu tehlikeye karşı korumalıdır. Allah’tan bize kitabıyla ve nebisinin (sav) sünneti ile amel etmeyi ilham etmesini diliyorum. Hamd Allah’a mahsustur.
Tercüme eden: Sami Asaf